Not: Sil Baştan

Eğlenceli Olacak. (3. Bölüm)

İyi Okumalar.

Şirketten içeri girdiğimde güneş gözlüğümü çıkarmadım. Bmai'yı henüz ortalıkta kullanamıyordum. İnsanların ona alışması gerekti. Benden bile çil yavrusu gibi kaçıyorlardı. O kadar komik bir görüntüydü ki buna gülerdim. Hakkımda o haberler yapılmasaydı. Stilettom her yere vurduğunda sesi şirkette yankılanıyordu. Şalımın ucu sırtıma çarptıkça sırtımda ağırlığını hissediyordum. O kadar hassastım ki önüme geleni haşlardım. Ferd yanımda yürürken diğer tarafımda sadece benim görebildiğim Bmai vardı. Asansöre binerken tek binmiştim. Bu sefer güneş gözlüğümü çıkarmıştım. İkinci bir popo davası yaşayamazdım. Sessizlik. En üst kata çıkana kadar bunun tadını çıkardım. Asansör kapısı açıldığında nefes nefese bekleyen korumaların arasına daldım.

-Eva içeride. Tüm yönetim kurulu üyeleri...

Bmai'yın sesi aniden kesildi. Çünkü sözünü kesen biri olmuştu. Madison.

''Naomi! Dün gece seni aramaktan telefonumun şarjı bitti. O fotoğraftan nasıl aşk senaryosu çıkarabildiler!?'' Madison telaşlı ve sinirliydi. 12 yıl önceki halinden farkı yoktu. Tek farkı şimdi benim için basın işleri ile uğraşıyordu.

''Dimi? Aynısını düşündüm. Silah var çığlık var en önemlisi ben varım. Benim olduğum yerde aşkın ne işi var?'' diye söylenmeye başladım.

''Hakkını yeme aynı anda üç erkeği peşinden koşturma potansiyelin var.'' Diyen Madison ile durdum. Göz ucuyla Ferd'e baktım. Kastettiği bir tanesi oydu. Duymamazlıktan gelmişti. ''Durmanın sırası değil!'' Madison kısa bir süre durup yürümeye devam etti. Ben de yürümeye başladım. Toplantı odasına girerken duruşumu dikleştirdim. Güneş gözlüğümü çıkarmadım. Yanımdaki Bmai'ya baktım. Başlıyorduk. Boş olan baştaki sandalyeye ilerledim. Oturmak yerine sandalyenin sırt kısmını tuttum. Tek tek insanların yüzlerini inceledim. İşte o an çığlık atmamak için kendimi tuttum. Bmai Eva'nın yanında oturuyordu. Kıyafetleri değişmişti. Kafamı soluma çevirdim. Bmai yanımdaydı. Benim istediğim görünümdeydi. Hızla gözlüğümü çıkardım. Bmai yoktu. Eva'ya döndüm. Oradaydı. Yanına baktım...

''Onun burada ne işi var!?'' dedim. Eva bir süre yüzümü incelemekle yetindi. Rahatlığı beni öldürüyordu.

''Reklam ihalemiz için gelmiş.'' Dediğinde yüzümdeki tüm kanın çekildiğini hissettim. ''Sen dün işleri karıştırana kadar.''

''Hey, hey orada bir dur. İşleri karıştıran işlerini düzgün yapmayan papariziler!'' Madison o uzun badem tırnaklı ellerini havada salladı. Hep böyleydi.

''Mükemmel zeka Naomi, kendi hakkında sadece izin verdiği haberlerin yayınlanmasını sağlayan Naomi, dün nasıl olmuşsa böyle saçma bir haberin yayınlanmasına izin vermiş. O elindeki yapay zekaya milyar dolarlar harcadım sen ise zekanı ortaya döktün. Sonuç? Aşk haberi.'' Dediğinde derin bir nefes aldım. Masaya daha çok yaklaştım. Ferd sandalyemi çektiğinde itiraz edip oturdum. Yönetim kurulu sessizce bizi izliyordu.

''Ne yapacaksın bizi evlendirecek misin?'' dedim alaycı ve bıkkın bir ses tonuyla.

''Saçmalama! Kendini drama dizisinde mi sandın? Soruma cevap ver nasıl bu haberin yayınlanmasına izin verdin?'' ben zekiysem karşımdaki şeytandı. Konuyu değiştirmeme bile izin vermiyordu.

''Uyudum...'' diye mırıldandım. Sessizlik. Derin bir nefes aldım. ''Uyudum.'' Dedim yüksek sesle.

''Uyudun? Ben seni on yıldır tanıyorum insani tek bir özellik görmedim. Enteresan... Yemek yediğini bile görmedim... Gördüm mü acaba?'' aniden düşünceli bir tavra bürünmüştü.