Hoseok'dan
Ben tam bir aptalım.
Koca bir aptal.
Hangi akla hizmet tanımadığım birine kendimi affettirmek için şehrin ta öbür ucundaki terkedilmiş bir binaya gelmiştim bilmiyordum.
Kendi kendime söylenme seansıma bir son verip oflayarak telefonumu cebimden çıkardım ve uygulamaya girdim.
Tam agustd'ye mesaj atacakken aklıma patronun bize verdiği görev geldi.
"Ama bir şartım var. İkiniz de bir ay içerisinde bana sağlam kanıtlarla birer haber getirmek zorundasınız. Öyle saçma sapan haberler istemiyorum."
Kafamda yanan ampulle zaferle gülümseyip dikkatlice etrafıma bakındım. Kimsenin beni izlemediğinden emin olduktan sonra derin nefes alarak telefonumu arka cebime koydum ve ceketimin ucunu telefonu gizlemesi adına çekiştirdim.
Umarım bu ruh hastası farketmeden birkaç fotoğraf çekebilirdim.
Ya da bir video.
İçimden tanrıya dualar ederek terkedilmiş olduğu belli olan binaya girdim.
Gözlerimin hafif loş ışığa alışması için birkaç saniye beklerken dikkatlice gelen tıkırtı seslerini dinliyordum.
Acaba hangi kattaydı?
Etraftaki kolonlar ve duvarlar daha seçilebilir hâle geldiğinde temkinli adımlarla üst kata çıkan merdiveni buldum ve bir üst kata çıktım.
Uzun uğraşlar ve birkaç tökezlemenin ardından bu katta da istediğimi bulamazken yukarıdan gelen kalın sesli çığlıkla olduğum yerde durdum.
Çivilendim desem daha doğru olur sanırım çünkü şu an her bir uvzum kaskatı kesilmişti.
"Yukarı gel Seok"
Kalın sesten farklı olan yumuşak sesle yutkunup yakınımdaki tuğla yığınından kırık olan bir tanesini aldım ve yavaş adımlarla yukarı çıkmaya başladım.
Bir yandan da kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
Gereksiz bir korku krizi hiç işime gelmezdi.
Sakin ol Hoseok.
Bir şey olmayacak.
O herif sana bir şey yapamaz.
Ah kimi kandırıyordum ki, buraya hiç gelmemeliydim.
Neyseki Seokjin hyunga eğer dört saat içinde dönmezsem polisi ara demiştim.
Bu iyiydi.
Tabi dört içinde parçalara ayrılmazsam.
Aklıma gelen kötü düşüncelerle birkez daha yutkundum.
Tanrım neden ben?
"Hoşgeldin hope. Bizde seni bekliyorduk."
Yaşadığım küçük çaplı şoktan dolayı elimdeki taş kayıp beton zeminle buluşurken ve sesi tüm binada yankılanırken gözlerim bağlı bedende takılı kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantı -Sope-
Fanfic"Beni öldüremezsin, beni başından atamazsın, benden uzak olamazsın. Tek yolun beni sevmek..." 🔞Rahatsız Edici İçerik🔞