Hoseok ise şaşkınlık ve biraz da korkuyla karşısındaki bedene bakıyordu.
Yoongi ise girer girmez gördüğü iki kişiden kalbini böylesine attırana bakarak gülümsedi.
"Merhaba sevgilim. Beni gördüğüne şaşırmış gibisin."
İkili korku dolu gözlerle karşılarındaki adama bakarken Yoongi sonunda sevdiğini görebilmenin sevinci içindeydi.
Ne çok özlemişti onu...
Yoongi hayran hayran karışındaki adamı izlerken, Jin kaşlarını çatıp elindeki tavayı sarışın gencin kafasına indirmeye hazırlanırken hamleyi önceden farkeden Yoongi ona doğru atılan gencin karnına tekmeyi bastı.
Genç adam acı içinde çığlık atarak geriye düşerken Hoseok şaşkınlığından kurtulup onun yanına koştu. Hyungunun durumunu kontrol ederken sarı saçlı gence düşmanca bakmayı ihmal etmiyordu.
Genç adam ise hipnoz olmuş gibiydi.
Tek odaklanabildiği şey her bir zerresiyle onu büyüleyen adamdı.
Onun Hoseok'u öylesine güzeldi ki, bakmaya doyamıyordu.
O güzel kızıl saçları, pespembe dolgun dudakları, kızarmış yanakları, o güzel gözleri...
Her şeyiyle bir Tanrı'yı andırıyordu. Öylesine kusursuz, öylesine mükemmeldi.
Güzelliği karşısında oturup ağlamak istiyordu.
Fakat bir şey vardı ki kalbine bir hançermişcesine saplanıyordu.
Herkese sevgiyle bakan gözlerinin ona nefretle bakması...
Bazen...
Sadece bir an...
O gözleri yuvalarından çıkarıp fırlatmak istiyordu...
Böylece Hoseok'u bir daha kimseye öyle sevgi dolu bakamazdı.
Yine de bunu yapmak istemiyordu. O gözlerin bir kez olsun ona sevgiyle baktığını görmeden bunu yapamazdı.
O yüzden kendini tutuyordu, sevgilisinin her davranışına katlanıyordu.
Fakat biliyordu ki Hoseok'u da onu seviyordu. Sadece utangaçtı ve duygularını dışa vuramıyordu o kadar.
Farkında olmadan kızıl gencin yanına yaklaşan yabancıyı farkeder farketmez Jin arkadaşının kolunu sıktı. Hoseok başını kaldırıp onadoğru gelen sapığına baktı. Kaşlarını çatıp eliyle durmasını işaret etti. Öyle çok dolmuştu ki sonunda kendini tutamayarak sarışın gence patladı.
"Sakın bana yaklaşma. Sana daha nasıl belli etmem gerekiyor beni rahat bırakman gerektiğini? Ne istiyorsun? Seni sevmemi mi? Unut bunu. Ölümle tehdit etsen dahi seni sevmeyeceğim. Duyuyor musun beni? Seni asla sevmeyeceğim, kimse seni sevmeyecek. Sen psikopatın tekisin. İnsanlara zarar veriyorsun ve katilsin. Şimdi git ve bir daha sakın benim veya hyungumun etrafında dolaşayım deme yoksa polisi ararım. O zaman seni layık olduğun yere, akıl hastahanesine tıklarlar."
Hoseok içinde birikmiş tüm öfkeyi karşısındaki adama kusarken Yoongi ömründe ilk kez gerçekten gözlerinin dolduğunu hissediyordu.
Taşlaşmış duyguları yavaşça gün yüzüne çıkarken, titreyen bacaklarına aldırmadan arkasını dönüp dışarı çıktı.
Midesi bulanıyordu ve kendini düşecek gibi hissediyordu.
Sanki boğazında kocaman bir yumru vardı ve her geçen saniye büyüyor, nefes almasını zorlaştırıyordu. Bacakları hava buz gibiymişcesine titriyor, gövdesini taşıyamıyordu. Derin derin nefesler alıyor fakat bir türlü yetmiyordu ciğerlerine. Gözleri ateş değmiş gibi yanıyor, akmaya hazır yaşlar bile fayda etmiyordu.
Sonunda daha fazla dayanamayarak yere çöktü. Aynı anda gözyaşları yanaklarından usulca süzülmeye başlamıştı.
Ve o an, herkes tarafından duygusuz ilan edilmiş genç, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.
Ama gözyaşları bile yetmedi kalbindeki yangını söndürmeye...
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Evet bundan sonra Yoongi milletin ağzına edecek hazır olun ehehehhe.
Sizce ilk ne yapacak?
Bu arada pride ayınız kutlu olsun, rengarenk kalın canlarım 😋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saplantı -Sope-
Fiksi Penggemar"Beni öldüremezsin, beni başından atamazsın, benden uzak olamazsın. Tek yolun beni sevmek..." 🔞Rahatsız Edici İçerik🔞