Shu shu geçtiğimiz iki gün boyunca çocuklar ve annelerinin evinde misafir olarak ağırlanmıştı .Shu shu kadının isminin Qiujin olduğunu öğrenmişti .Bu iki gün boyunca qiujin'in kocasını hiç görmemişti .Sormaya da utanmıştı .Qiujin ve çocuklarının bir destekçisi olmadan bu zamana kadar yaşamaları onu şaşırtmıştı .Çünkü bu zamanlar modern yaşam gibi o kadar da kolay değildi .Örneğin para kazanmak modern zamandaki kadar kolay olamazdı .Bu yüzden shu shu Qiujin'i içinden övdü .
Shu shu'nun bulunduğu odanın kapısı yavaş bir şekilde tıklandı .Bu kadar sessiz çalabilecek kişi tabikide Qiujin'di .Yoksa eğer kapıyı çalan munian veya rongyu olsaydı belkide korkudan kalp krizi geçirip ölebilirdi .Çünkü kapıyı kıracak kadar yüksek sesle tıklayan yaramaz çocuklardı onlar .
"Gelebilirsiniz"
Kapı yavaş bir şekilde açıldı .Düşündüğü gibi bu qiujin'di .Elinde bir tane tepsi bulunuyordu .Tepside bir kase çorba ve bakınca kalitesinin iyi olduğu anlaşılan bir kırmızı hap vardı .
Qiujin içeriye sakin adımlarla girdi ve tepsiyi shu shu'nun yattığı yatağın köşesindeki ahşap masaya koydu .
"Günaydın efendi yuanyin"Qiujin gülümseyerek dedi .
Shu shu bedenin orjinal sahibine yuanyin dedikleri için kendi ismini vermemişti .Galiba artık kendini yuanyin olarak tanıtıcaktı .
"Bana efendi olarak hitap etmenize gerek yok .Sadece Yuanyin deseniz yeter"shu shu gülümsemesine gülümseyerek karşılık vererek konuştu .
"Tamam Yuanyin .Size çorba getirdim .Geldiğinizden beri çok az yemek yediniz .Lütfen sağlığınız için iyi beslenin"
Qiujin tepsideki kırmızı hapı işaret ederek konuştu .
"Bu benim kendi rafine ettiğim hap .Sizin omzunuzdaki yaranın hem acısını dindirecek hemde iyileşmesine hız kazandıracak ."Shu shu biraz şaşırmıştı .Hap gerçektende kaliteli görünüyordu .Qiujin büyük çaba sarf etmiş olmalıydı .Bu yüzden o bir kez daha tekrar etmeden hemen tepsideki hapı aldı .
Qiujin su kabağından yapılmış olan bir sürahiden malzemesi toprak olan bir bardağa su dökerek shu shu'ya uzattı .
shu shu hapı yuttuğunda bedeninde bir hafifleme hissetti ve omzundaki yaranın acısı neredeyse yok olacak kadar azaldı .Bu hızlı bir iyileşmeydi .Ama shu shu buna aldırmadı .Çünkü bu birkaç günde farkettki reenkarne olduğu bu dünya hiçte normal değil .Bu iddiasınıda rongyu ile kesinleştirdi .
Dün Gece susadığı için uyanmıştı .Zaten uyandığı anda da karşısında lotuz pozisyonunda olan rongyu'yu görmüştü .Birkaç kere ona seslendi ama duyuyora hiç benzemiyordu .Shu shu bunu tuhaf buldu ve onun ne yapacağını izlemeye başladı .
Bir tütsü yanması kadar sonra hareket olmaya başladı .Shu shu gördükleri karşısında şok olmuştu .Çünkü karşısında şu an imkansızında ötesinde bir şey oluyordu .Kolunu cimciklemeseydi delirdiğini veya halüsinasyon gördüğünü falan sanırdı .
Rongyu alnının tam ortasına tuhaf bir şey topluyordu .Daha fazla dikkat edince bedeninin etrafındaki siyah sisler alnının ortasına doğru yol alıyordu .Birkaç dakika sonra bedeninin etrafındaki tüm sisler rongyu tarafından emildi .Rongyu gözlerini açtığında dikkat edilmediği sürece göz bebeğinin içindeki kırmızılık çok görülmese de dikkat eden için gözler önündeydi .
"Wooov"Rongyu karşısından gelen sesle irkildi .Gözlerindeki şaşkınlık yerini korkuya bırakımıştı .Ama shu shu bunu farketmemişti .
Rongyu"S-sen ne zamandan beri beni izliyorsun?"
Shu shu rongyu'nun sorusunu umursamadı .
"Daha demin yaptığın şey de neydi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Angel-Faced Devil's Smile
Fantasiakapıdan gürültüyle on beş yaşlarına yakın bir çocuk sinirli bir şekilde içeriye girdi . "Anne bu eşek çok sinir bozucu .Hiç yönlendirdiğim tarafa gitmiyor ve beni her seferinde tekmelemeye çalışıyor! Düşündümde bu kız kılıklı adam onu nasıl kontrol...