•5•

130 5 2
                                    

Lily, ellerindeki kitapları tutmaya çalışarak masasına koydu. Yazın bitmesine çok az kalmıştı, gelecek sene için hazırlık yapıyordu. Odaya gelen annesiyle irkildi. "Lily, ne yapıyorsun?" dedi annesi yanına gelerek. Lily ona gülümsedi. "Hiç. Her zamanki gibi", dedi elindeki kitapları işaret ederek. Annesi kafasını salladı ve gitti. Aslında Lily'nin annesi, onu seviyordu. Korkuları vardı. Petunia'nın aksine Lily bambaşka bir dünyada yaşıyordu, büyücülük dünyasında başına her şey gelebilirdi. Bunun olmasını istemiyordu. Annesi merdivenlerden aşağı inerken tüm bunları düşünüyordu. "Hayatım, iyi misin?". Lily'nin babası, annesinin aksine daha rahattı. Kızının durumundan rahatsız değildi. "Önemli bir şey değil, her zamanki kuruntularım".
O sırada çalan kapıyla ikisi de irkildi. Lily'nin babası ayaklanarak "Ben bakarım," dedi ve kapıya doğru gitti. Delikten bakıp "Onu uzun zamandır görmemiştim," diyerek kapıyı açtı. Gelen Severus'tu.
"Merhaba Mr. Evans, Lily için geldim".

*

"Burası ne zamandır temizlenmedi?". Remus öksürerek yürümeye çalışırken Sirius güldü. "Çok uzun zamandır", dedi. Karanlıkta yürümeye çalışıyorlardı. "Ah, kör olacağım," diyen James asasını çıkararak "Lumos," dedi. Diğerleri de aynı şekilde asalarını çıkardığında uzun zamandır girilmediği belli olan ev, ışıkta parıldıyordu. "Sirius, bu iyi bir fikir mi ve ayrıca, Peter nerede?" diyen Remus'a Sirius, "Peter yolda, birazdan burada olur ve aklına daha iyi bir fikir geldiyse söyle Lupin," dedi. Remus göz devirirken Sirius sonunda ışığı açtı. Ev dağınık ve toz içindeydi. Sirius'un buraya gelmesi yasaktı, herhangi biri görse başı belaya girebilirdi.

Sirius gülerek, "Evime hoş geldiniz çocuklar, kusura bakmayın size kahve ikram edemiyorum," dedi. James ve Remus gülerken Sirius, yerde biriken bazı çöpleri kenara alarak toz içindeki koltuğa oturdu ve "Keyfinize bakın, kendi eviniz gibi," dedi. Remus, koltuğa tiksinerek bakarken kenarda duran eski sandalyelerden birini çekip oturdu. James ise Sirius'un yanına oturmuştu. "Andromeda, ne zaman burada olur?", James bunu söylerken aynı zamanda bacaklarını sallıyordu. Endişeliydi. Bu olayların sonunda Lily'e patlamasından korkuyordu. Sirius kolundaki saate bakarak, "Yarın ancak gelebilir. Bu gece burada kalacağız," dedi. Remus sıkıntıyla nefes verirken Sirius güldü, "Kibar kurdumuz anlaşılan burayı beğenmedi," diyerek koltuktaki yastıklardan birini Remus'a attı. Remus, yastığı tutarken bir yandan da söyleniyordu. "Buraya gerçek kurdu getirsen bile yaşamaz". James, Remus'a gülerken çalan kapıyla herkes irkildi. Sirius, koşar adım ışıkları kapatırken fısıltıyla "Tedbirli olmalıyız," dedi ve asasını çıkarıp kapıya doğru yavaşça yürüdü. "Sirius, benim Peter".

Sirius kapıdan gelen sesle sırıttı ve ciddi olarak, "Peter olduğundan nasıl emin olayım", dedi. James ve Remus'a da ağzıyla susun diyordu. "Sirius, saçmalama dostum. Aç şu kapıyı". Sirius kahkaha atmamak için kendini zor tutarken "O halde parolayı söylemen gerek," dedi. James gülmemek için dudağını ısırırken Sirius küçük kahkahalar atmaya başlamıştı. "Çok komik Black. Sevgili kuzenin Bellatrix'e haber vermeden aç şu kapıyı".

Sirius göz devirerek kapıyı açtığında ona gülerek bakan Peter'ı sonunda görmüştü. "Korktun mu Black?", diye sorarken içeriye çoktan girmişti. James, Peter'a sarılarak "Hoş geldin dostum," dedi. Peter gülümsedi. "Hoş bulduk Potter".

Daha sonra Remus ve Sirius'a da sarılan Peter, sonunda oturabilmişti. Sirius ve James ona yaptıkları plandan bahsedince Peter, "Andromeda'nın güvenilir olduğundan emin misiniz?" diye sordu. Remus, "Başka çaremiz yok", derken Sirius, "Ben eminim. Regulus'tan emin olmasam da ondan eminim," dedi. Peter, sırt çantasına doğru eğilip içinden dört tane sandviç çıkarttığında Remus, "Peter sana aşık oldum," diyerek elindekilerden birini kaptı. Peter gülerken, "Aç olduğunuzu tahmin ettim," dedi.

The Marauders•Çapulcular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin