Tom'un göğsünde yatıyordum. Kalbi düzenli atıyordu.
Tom: Şimdi ne yapıcaz?
- Bilmem.
Tom: Nişanlısın sen.
- Ve sende nişanlı biriyle yattın.
Tom: Ama sen benim sevdiğim kadınsın.
- Eee bu gerçeği değiştirmez.
Tom: Nişanı at.
- Attık zaten.
Tom kafamı göğsünden kaldırdı ve ona bakmamı sağladı.
Tom: Ne dedin sen?
- Zaten nişanı attık. James ile böyle konuştuk en yakın arkadaşlarımdan biri olarak kalacak.
Tom: O zaman herkese rahat rahat söyleyebiliriz.
- Önce bir babamlara nişanı attığımı söyleyeyim.
Tom: Ondan sonra hep beraberiz değil mi?
- Hayır Tom seni hala affetmedim.
Tom: Yarım saat önceye kadar öyle demiyordun.
- Zaten canım acıyor. James hi-
Tom: James ne? Söylesene yoksa onunla yattın mı?
- Evet sanki sen başkasıyla birlikte olmadın.
Tom: İkisi aynı şey değil!
- Ne demek aynı şey değil? Bal gibi de aynı şey.
×××
Bugün Paris'ten dönmüştük. Birazdan aşağı inip her şeyi anlatacaktım babamlara. Ama önce Theodore ve Marcus'a mesaj atıp gelmelerini söylemem gerek çünkü onlar beni olacaklardan kurtarabilir.
¶Texting¶
Arcelia: Ben eve geldim
Arcelia: Bize gelsenize sizi özledim!!! Bir de birşey söylemem gerek.
Marcus: Hoşgeldin birtanem benim ne oldu ne zaman gelelim?
Arcelia: Şimdi gelseniz?
Theo: Kapıyı aç🤭
¶Texting end¶
Aşağı inip kapıyı açtım. Theo ve Marc ellerinde çiçeklerle karşımdalardı.
- Aşklarım benim!
Theo: Anneciim.
Marcus: Baban kim senin şerefsiz?
Theo: James de olabilir Tom da güvenemiyorum.
Marcus: Ben ne oluyorum bu durumda?
- Sen benim her şeyimsin!
Üçümüz salona geçip oturduk. Babamlarda ordaydı ben Marcus ve Theodore'un arasına oturdum babamlar ise karşımızdaydılar.
- Şimdi benim bir şey söylemem gerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
637| Tom Felton|
FanfictionBeni kendine iyice yaklaştırıp ağzımı açtı ve kendi ağzındaki şampanyayı benim ağzıma aktardı. Şampanyayı yuttuğumda dudağımda hissettiğim baskıyla önce şaşırdım sonra karşılık verdim.