Beni kendine iyice yaklaştırıp ağzımı açtı ve kendi ağzındaki şampanyayı benim ağzıma aktardı. Şampanyayı yuttuğumda dudağımda hissettiğim baskıyla önce şaşırdım sonra karşılık verdim.
Sabah dünkü yorgunlukla uyandım. Pijamalarımla aşağıya indim. Herkes kahvaltı masasında oturuyordu.
- Günaydın.
James: Günaydınnnn.
- Niye hepiniz mutlusunuz?
Sirius: Çünkü dede oluyoruz!
Theo: Ve bizde dayı!
James: Bende babası sayılırım bence.
- Öylesin öyle.
Remus: Gel bakalım güzelce kahvaltını yap.
Yardımcı abla gelip masaya bir şeyler daha koydu.
- Bir tane sütsüz kahve alabilir miyim?
Marcus: Hayır portakal suyu getirin lütfen.
Abla kafasını sallayıp gitti. Onlara iğrenç bir bakış attım.
James: Bakma öyle bebek doğana kadar böyle.
Sirius: Bu arada artık Marcus ve Theodore temelli buraya yerleşiyor!
- Niye?
Remus: Ne demek niye gitsinler mi?
- Hayır o anlamda demedim bir şey mi oldu?
Theo: Klasik babam işte bu sefer Sirius Amcalara da sinirlendi bizi eve aldığı için sonra temelli evden kovdu.
- Ohh iyi olmuş.
×××
4. Ayına girmiştim. Bugün cinsiyet partisi verecektik ama sadece kendi aramızda. Fasülyenin cinsiyetini sadece Lorenzo biliyordu. Evin bahçesinde küçük balonlar vardı. Pastanın içinde gizliydi renk. Lorenzo elinde pastayla geldi. Elime bıçağı aldım James arkama geçip bir elini belime diğer elini bıçağa koydu ve yavaşça beraber dilimledik pastayı. İçinden mavi krema akmaya başladı.
James: ERKEK!!!
Çok heyecanlanmıştım James yanağıma öpücük kondurdu bende ona sarıldım. Her an beni mutlu etmek için uğraşıyordu artık işe gitmiyordu benim için evden çalışıyordu. Babamlar yanımıza gelip bizi tebrik ettiler. Lorenzo elinde bir kutuyla yanımıza geldi.
Lorenzo: İlk hediyesi benden olsun istedim.
Gülümseyerek uzattığı kutuyu açtım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
James: Fasulyeyi bunların içinde düşünsenize. Çok tatlı olur!
