637| Tom Felton|

XV

Tom: Ne dediğimi duydun. Ben ister miydin oğlumun babasız büyümesini yalnız kalmanızı?

James yanımıza gelmişti.

James: Sonunda geldin demek?

Tom: Geldim dostum!

İkisi selamlaşıp sarıldılar. Şok içinde onları izliyordum. Ayağa hızla kalktım.

- Dostum mu? Dostum demek! İkinizi de görmek istemiyorum hele sen James!

James: Bir dinler misin?

- Neyini dinlememi istiyorsun ya?

Tom: Çocukları bırakıp konuşalım hadi.

Çocukları eve bırakıp sahilde bir kafeye geldik.

James: Anlat bakalım Tommy!

¶Flashback¶

Tom

Hızla kalkıp tuvalete girdim. Midem çok kötü bulanıyordu. Kusmaya çalıştım başardım da ama kustuğum şey artık değil kandı. Elimi yüzümü yıkadım ağzımı iyice çalkaladım. Bu aralar mide bulantım çok fazlaydı ve iştahımda azdı. Kan değerlerim düşmüştür herhalde diye düşünüp doktora gitmeye karar verdim.

×××

Doktor: Yanınızda biri var mı?

- Hayır tek geldim.

Doktor: Pekala bunu söylemesi çok zor ama... Malesef kanseriniz!

Ne demek kanserdim olamazdım. Sevdiklerimi bırakamazdım!

- Ne kanseri?

Doktor: Mide kanseri. Bulantılarınız, kilo kayıplarımız, kusma hepsi bu sebepten. Kanser çok hızlı yayılır en kısa sürede tedaviye başlamak gerekiyor.

Dün gece Arcelia ile belki de son defa beraber olmuştum. Son defa dokunmuştum ona. Onu kendimden uzaklaştıracaktım çünkü bunu yapmam gerekiyordu. Onu üzmeden bunu yapmam gerekiyordu.

×××

Yapmıştım ayrılmıştık. Tedaviye başlamıştım zararlı olmasına rağmen sigara ve alkol tüketiyordum ve bu beni daha çabuk öldürüyordu.

×××

O yaşamını kurdu. Felix'in ve Arcelia'nın mutluluğuyla kurtulmuştum kanserden, tam üç buçuk yıl hayatımın en kötü yılları. İki gün sonra oğlumun doğum günüydü. Hiç görmemiştim onu ama fotoğraflara bakılırsa bana benziyordu.

¶flashback end¶

Arcelia

- Neden bana söylemedin?

Tom: Nasıl söyleyebilirdim sana yıkılırdın!

- Çünkü hiç yıkılmadım değil mi? Ya sen James? 4 yıldır beni kandırıyor muydun?

James: Senin için yaptım. Neden anlamak istemiyorsun?

- Benim için yapmadın James kendin için yaptın aptal takıntın için yaptın. Sen sadece kendini düşünen bencil adamın tekisin.

Gözlerimden yaşlar akarken ona bağırıyordum. Burukça gülümsedi.

James: Böyle mi düşünüyorsun?