7

226 33 94
                                    

"Hyunjin çantaları nereye koydular? "

  Okulun düzenlediği okul kampı için hazırlıklarımızı tamamlamış ve otobüslere yerleşmeye başlamıştık.

"Bagaja koydular tabi ki Minho ,salak mısın? "

"Sadece bir soru sordum ya. "

  Minho söylene söylene bagajın olduğu tarafa doğru yönelmişti. Chan oturacağımız yerleri ayarlarken Changbin ise yolculuk için yiyecek bir şeyler ayarlıyordu. Ben ne mi yapıyordum? Hiçbir şey. Zaten zorla gelmişim bir de iş mi yapacaktım amk.

  Otobüsün içerisine girmeye karar verip merdivenlere doğru yürüdüm. İçerisi epeyce kalabalık görünüyordu ama Chan'in bizim için ideal bir yer ayarlamış olduğunu umuyordum.

  İçeri girdikten sonra gözlerim hemen Chan'ı aramıştı. Baştaki koltuklardan başlayarak gözlerimi hızlıca gezdirmeye başlamıştım.

   Arka koltukların önündeki koltuklara sıra geldiğinde Jeongin ve arkadaşlarının orada oturduğunu fark etmiştim. Jeongin  Felix ile Jisung ise Seungmin ile oturuyordu. Chan'ın onlardan uzak bir yerde olduğunu umarak gözlerimi bir arka sıradaki yani otobüsün en sonundaki koltuklara doğru çevirdim.

  Hassiktir!

  Muhteşem ötesi zeki ve harika arkadaşım tam olarak onların arkasında oturmuş bizi bekliyordu. Gerçekten dalga mı geçiyordu?

  Sinirle ve içimden küfürler ederek yanına doğru ilerlemeye başlamıştım. Sanki başka yer mi yoktu oturacak?

  Yanına varmama birkaç adım kalmıştı ki olduğum yerde durmuştum.

  Kokusu...

  Kokusu hiç değişmemişti.

  Gözlerim yavaş yavaş kapanırken kokuyu içime çekmeye başlamıştım.

   Okyanus Esintisi

   Kokusu beni her daim büyülemişti ve büyülemeye devam ediyordu. Sanki, sanki bu koku onunla özdeşleşmiş gibiydi.

  Kalbim yeniden hızlanmaya başlamıştı. Ondan bu kadar nefret ederken nasıl olurdu da kalbim bu kadar hızlı atabilirdi?

"Şşt napıyorsun salak? "

  Kendimden geçmiş bir şekilde ayakta dikilirken Minho'nun beni dürtmesi ile kendime gelmiştim.

"Ah, hiç. Sadece dalmışım. "

"O zaman yürümeye devam et. "

  Bacaklarım tutmuyor gibiydi. Neden bu kadar etkiliyordu ki beni?

  Chan'in yanındaki koltuklardan birisine geçip oturmuş ve arkama yaslanmıştım.

"Ee yerimiz nasıl? Bence gayet iyi."

"Ne demezsin amk harika. "

"Efendim Minho, bana bir şey mi dedin? "

"Sen ne alaka Jisung ya? "

"Bilmem, harika falan diyince benden bahsediyorsun sandım. "

"Özgüvene bak aq. Sanırsın İngiltere Prensi. "

"Ne dedin duyamadım? "

"Aynen öyle Jisung aynen. "

"Size diyorum. Yerimiz nasıl? "

   Ah yerimiz nasıl mıydı? Hemen açıklayayım.

 
  Eski, hatırlamak hatta yüzünü bile görmek istemediğim sevgilim ile burun buruna olacak şekilde 6 saatlik bir yolculuğa çıkıyoruz ve ben onun kokusundan bile etkilenecek duruma geliyorum.

Reflection of Curse | HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin