"Louis, uyan bebeğim."
Cevap olarak başını Edward'ın göğsünden kaldırmadan homurdandı Louis.
"Hadi Lou, yemek vakti. Pizza söyledim. En sevdiğin." dedi Marcel tişörtünün üstünden yavaşça sırtını okşarken.
"Kolum acıyor." Gözlerini açmaya çalışırken mırıldandı Louis.
"Biliyorum, ağrı kesici vereceğim bu yüzden."
"Sağ ol Marcy."
"Hadi kalk ve yiyelim artık Louis." dedi Edward yeni uyandığı için boğuk çıkan sesiyle bir yandan canını acıtmayacak şekilde Louis'nin bacağına vururken. Louis başını salladıktan sonra yuvarlanarak üstünden kalktı ve yanına yattı.
"Hazz nerede?"
"Buradayım." Tuvaletten çıkıp odaya girerken konuştu Harry.
Gülümsedi Louis. "Beni taşır mısın?" Kollarını ona uzatarak dudaklarını büzdü yapacağını bildiği halde.
"Kolunda kesik var, neden taşınmaya ihtiyacın olsun?" Güldüğünü gizlemek için esneyerek sordu Harry.
Louis'nin suratı asıldı. "Çünkü canım acıyor?"
Gözlerini devirse de yatağa ilerledi Harry ve Louis'nin kollarıyla bacaklarını bir çocuk gibi onun bedenine dolamasına izin verdi. Başını onun boynuna yaslayarak derin bir nefes aldı Louis, kokusuna bayılıyordu. Diğer iki alfa ise onların arkasından alt kata inerken ikisini gülümseyerek izliyordu.
Hepsi mutfağa girdiğinde kucağındaki Louis'yle birlikte sandalyeye oturdu Harry. Arkasına dönmesi için dizini dürttüğünde ise Louis'den hiçbir tepki alamamıştı. "Lou, en azından diğer tarafa dön. Yemen daha rahat olur."
Mırıldanarak onun dediğini yaptı Louis. Masada duran kutudan bir dilim pizza aldıktan sonra Harry'nin göğsüne yasladı sırtını.
"Bebeğim, sana bir şey sormak istiyorduk ama sonra Edward'la kavga ettiniz..." diye söze girdi Marcel. Kavgadan bahsettiğinde Edward direkt başını yere eğmişti, bu Louis'yi hem üzerken hem de iyi hissettirmişti. Çünkü gerçekten pişman olduğunu gösteriyordu.
"Ne soracaktınız?" Merakla sordu Louis.
"Mühürlenmek için henüz erken ama yine de seninle birlikte olmak istiyoruz. E-eğer kabul edersen senin alfaların olabilir miyiz?" Daha çok kendine sorar gibi çıkmıştı Marcel'in sesi.
Aldığı nefes boğazında kalmıştı Louis'nin. Ne tepki vereceğini bilmiyordu. Bir dakika boyunca düşündü her şeyi, onlardan ne kadar hoşlandığını. Şimdiden onlardan ayrılmakta zorlandığını. Hayır demek için bir sebep bulamamıştı. Ama evet demek de korkutucuydu onun için, mühürlenmeyi kabul etmiş olmasa da bunun sonunun mühürlenmeye çıkacağını biliyordu.
"Şimdi cevap vermek zorunda değilsin, istediğin kadar düşünebilirsin." Onu temin etmek için konuştu Edward masanın karşısından.
"E-evet." dedi Louis yutkunarak.
Louis'nin cevap vermemeyi seçtiğini düşünerek başını salladı Marcel, biraz yüzü asılsa da bunu sahte bir gülümsemeyle gizlemeye çalıştı. "Tamam, hazır olduğunda verebilirsin cevabını Lou."
"Hayır, yani, evet. Ben de sizin omeganız olmak istiyorum." Kısık bir sesle konuştu Louis, kendi dediklerine inanamıyor gibiydi.
Üçü de sırıtmaya başladı anında aptallar gibi, Harry onun belindeki tutuşunu sıkılaştırdıktan sonra uzanıp ensesini öptü.
"Emin misin prenses?" Gülümserken sordu Edward.
"Evet, bir şartla ama." Üçü de bütün dikkatlerini ona çevirdiğinde tekrar konuştu Louis kısık sesiyle. "Daha fazla kavga etmek istemiyorum."
YOU ARE READING
Hold Our Hand | Larry - Styles Triplets
Fanfic"Sizden bir tane daha mı var?" "Evet, üçlü olarak geliyoruz." - !ensest [15.04.21-]