on beş

617 41 57
                                    

"Bir şey olursa ya da bir ihtiyacınız olursa bizi ara bebeğim."

"Ararım ama bir sorun çıkmayacak Ed."

"Emin misin?"

"Evet Marcel, gidin artık." Marcel'e son kez sarıldıktan sonra gülümseyerek parmak uçlarına kalktı ve hızlıca dudaklarını öptü Louis.

Geri çekildiğinde eğilip bir kere daha öptü onu Marcel. "Tamam, çok uzun kalmayız zaten."

Beş dakika sonra üçünü de kapıdan çıkarabildiğinde oflayarak salondaki Niall'ın yanına döndü Louis. Televizyonda daha önce hiç görmedikleri bir dizi açıktı ve Niall'ın elinde birkaç dakika önce yaptığı çay vardı.

"Biraz aşırı korumacılar mı?" Gülerek içeceğini yudumlarken sordu Niall.

Louis gözlerini devirdi ona. "Biraz."

"Nasıl bir şey, üç alfayla çıkıp onlarla birlikte yaşamak yani?" dedi Niall merakla.

"Harikaydı şimdiye kadar. Sanırım onlar eşlerim Niall."

"Ben sana en başından söylemiştim. Gerçekten mutlu gözüküyorsun Lou, seni gördükçe ben de seviniyorum." Gülümseyerek onun elini sıktı Niall.

"Mutluyum ama çok büyük bir adım bu benim için. Korkutuyor bazen beni, yine de birlikte değilken onları bu kadar özlemem daha da korkutucu."

"Ama iyi bir şey bu. Seni uzun zamandır tanıyorum Lou ve hiç bu kadar mutlu olduğunu görmemiştim. Endişelerinin bunu mahvetmesine izin verme, mutlu olmayı hak ediyorsun."

"Sağ ol Niall, özlemiştim seni." Sarılması için kollarını açarken konuştu Louis.

"Ben de seni özledim Lou. Sen yokken ev çok sessiz." Bardağını önündeki sehpaya bırakıp Louis'nin yanına oturdu Niall ve kollarının arasına girdi.

"Biliyorum. Kolum iyileştiğinde döneceğim ama."

Gülerek başını kaldırdı ve Louis'ye baktı Niall. "Onlardan ayrı kalabileceğine inanıyor musun?"

"Yani, evet. Henüz tamamen buraya taşınamam. Büyük bir şey bu." İyileştiğinde ne olacağını düşünürken paniklemişti biraz.

"Hey, sorun yok. Şimdiden düşünme bunları. Zamanı geldiğinde karar verirsin. Şimdi dedikodu yaparak dizi izleyelim. Özledim bunu yapmayı." 

Gülümseyerek kumandayı aldı ve arkadaşının dediği şeyi yaptı Louis. Kolu iyileştiğinde evine döneceğini düşünmüştü hep ama Niall'ın söylediklerinden sonra üçüzlerden ayrılabileceğinden emin değildi.

....

"Anneciğim!"

"Bebeğim!" 

Kapı açılır açılmaz Harry'nin annelerinin üstüne atlamasını gülerek izledi Marcel ve Edward. "Merhaba anne."

"Hoşgeldiniz çocuklar." Harry geri çekildiğinde diğerlerinin yanaklarını öptü Anne. "Şimdi içeri geçin ve o önemli şeyi söyleyin."

Salona geçip annelerinin karşısına oturduklarında Edward'ın elleri terlemeye başlarken Harry'nin yüzü solmuştu anında. Marcel işaret parmağıyla gözlüğünü geri ittirdikten sonra derin bir nefes alıp konuştu.

"Anne, biz, bir omegayla tanıştık?" Kendine soru sorar gibi çıkmıştı sesi.

"Omega mı? Bu sefer üçünüzün de eşit hoşlandığı biri mi?" Uğradığı şoku belli etmemeye çalışarak sordu Anne.

"Evet, o sanırım eşimiz anne." dedi Edward, hâlâ stresten elleri terliyordu.

"Kadın mı erkek mi?"

Hold Our Hand | Larry - Styles TripletsWhere stories live. Discover now