Sabah alarmın sesiyle gözlerimi araladım, kalkıp iş için hazırlandım.hergün aynı şeyleri yaşamaktan sıkılmıştım ve patronum olacak o lanet olasıca herif yine moralimi sıfıra çekecekti. İşte metrodayım en azından burada canımı sıkacak birşey yok. Şu anda nedenini bilmediğimiz bir şekilde tünelin tam ortasında durduk içerisi dışında her yer karanlık. 3-4 dakikadır içerdeyim galiba inmem gerekecek ve dışarısı hala karanlık bu benim için hiç iyi bir durum değil çünkü ben karanlıktan nefret ederim. Herkes inmeye başladı işin tuhaf tarafı ise diğer metroların neden gelmediğiydi. Herkes inip aynı yöne doğru yürümeye başlamıştı sayılı el feneri olduğu için gruplar halinde gidiyorduk şanslıyım ki el fenerlerinden biri de bende. İstasyona doğru yol alırken arkadaki gruplardan bağırma sesleri geliyordu insanlar hızla bize doğru kaçışıyorlardı. Ne olduğunu anlamasam bile hızlı şekilde ilerlemeye başladım metrodan indiğimizdeki sayının nerdeyse yarısı görünürde yoktu. Sonunda istasyona varmıştık fakat elektrikler yoktu ve ben karanlıktan mı korksam patrona bahane bulmanın yolunu mu arasam diye düşünürken bütün istasyonu saran bir çığlık sesi duyduk(tiz bir kız sesi) herkes dışarı koşmaya başladı birisi bana çarptı ve elimdeki feneri düşürdüm 2 dakika kadar bir süre feneri aradım sonunda buldum ama kahretsin kırılmış hemen bende önümdeki insan kitlesiyle dışarı koşmaya başladım. Önümüzü zor görüyorduk fakat ilerde ışıklandırmalar vardı o yöne doğru ilerledim ışıklar gidip gelmeye başladı ve koridorun sonundan birinin üstüme koştuğunu gördüm işte şimdi birşeylerin ters gittiğini anlamıştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Virüs-Z
Mystery / ThrillerHükümetin yaptığı bir deney sonucu ortaya çıkan "Zombi" virüsü