Bölüm 7 || Where is the Lila?

659 29 6
                                    

Timothee Chalamet'in anlatımıyla...

Tam olarak toparlandığım ilk pazartesiydi. Sabah 6:00 civarında kalkıp, hemen hazırlandım. Şirkete vardığımda saat 8:35'di. Herkesi yoklar bir şekilde etrafa baktım. Odama doğru geçtiğimde masamda kahve yoktu. Masamda kahve olup olmamasını siktir edin. Sorun; Lila'da ortalıkta yoktu. Lila'ya bazen ne kadarda kızsam, şu zamana kadar gelen asistanlarım arasında kesinlikle en iyisiydi.

"Günaydın Timothee. Bugünkü toplantıyı ayarladık. Bir de sürpriz bir konuğumuzun olacağı düşünülüyor."

"Sana da günaydın Spencer. Kimmiş bu kişi?" Spencer'la kağıt üstünde bir ortaklığımız vardı. Ben şirketin -genel olarak- tüm işleriyle ilgileniyordum. Spencer ise yanımda yoldaş gibiydi.

"Adını daha önce duymuşsundur. Eiza Gonzalez."

"Tanrım! Gonzalez şirketinin patronu. Asla çekilmez bir kadın."

"Evet, ama bir günlüğüne şirketi el altına almazsa iyidir."

"Sana katılıyorum Spencer. Lila'yı bu sabah görmedim. Bir bilgin var mı?" Spencer'ın yüzü anında garipleşmişti. Benden sakladığı bir durum mu vardı?

"Hayır, bu sabah onu görmedim. Galiba gitsem iyi olacak. Sonra görüşürüz."

"Görüşürüz Spencer..."

• • • • •

Lila'yı yaklaşık on kere aramışımdır. Açan kimse olmadı. Birkaç saat sonra olacak olan toplatıya Lila olmadan başlayamazdım. Lila, insan ilişkilerinde cidden başarılı bir insandı. Kiminle nasıl konuşması gerektiğini cidden iyi biliyordu.

"Spencer bakar mısın?"

"Tabii. Sorun nedir?"

"Lila nerede? Sabahtan beri ortalıkta yok. Bir sıkıntı mı var? Lütfen söyle." Spencer ne zaman konu Lila'dan açılsa çok geriliyordu.

"Bak Timothee, Lila nerede gerçekten bilmiyorum. Ne yapıyor onu da bilmiyorum. Neden bana bunu sormak yerine Lila ile daha iyi bir şekilde konuşmayı denemiyorsun?"

"Ne yapmam gerekli?"

"Evine gidip sorsan mesela? Bir kadını anlamaya çalış."

"Pekala şansımı deneyelim..."

• • • • •

Spencer'ın anlatımıyla...

Aptal adam! Sürekli bana Lila'nın nerede olduğunu sormaya çalışıyordu. Bana her soruşunda içim içimi yiyordu aslında. Lila neredeydi? Normalde hiç bir anda ortadan kaybolacak bir insan değildi.
Lila'nın evine doğru yola çıkmıştım. Neredeydi aklımdan asla çıkmıyordu.

Eve vardığımda zile basmak yerine önce daireyi izledim. İçeride tek bir ışık yanmıyordu. Lila karalıktan korktuğunu söylemişti... o zaman neredeydi? Zile basmaya başladım. Elbette açan olmadı. Arabada duran kağıt ve kalemden alıp, hemen bir not yazmaya başladım.

Lila şu an neredesin, ne yapıyorsun? Cidden hiçbir fikrim yok... Sana o gün istemediğin bir şey mi yaptım? Ya da kafanı dinlemek mi istiyorsun? Keşke haber verseydin... seni çok özledim ve umarım iyisindir.
-spencer

The name is Love.     ||     +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin