Bölüm 9 ||Feelings

712 25 7
                                    

Timothee Chalamet'in anlatımıyla...

En son ne zaman İtalya'ya gelmiştim? Bir yıl önce mi? Gerçekten o kadar uzun zaman olmuştu ki hatırlamakta zorluk yaşıyorum. Havaalanına iner inmez hemen İtalya'da ki evime doğru yola çıktım. Nerede ne olacağı belli olmaz diye, çok sık ziyaret ettiğim yerlerden ev alıyorum. Eh gerçi İtalya'ya artık çok ziyaret ettiğim söylenemez...

Eve vardığımda valizimi dolaba yerleştirdim. Ardından hemen Malcolm'u arayıp, bir kaç şey sormam gerektiğini fark ettim.

"Alo Malcolm, Lila hangi hastanede?"

"Merhaba Bay Chalamet. Lila'nın hangi hastanede olduğunu öğrenip hemen dönüyorum."

"Tanrı aşkına! Buraya gelme sebeplerimden biri de Lila. Bunu bilmenize rağmen nasıl hala hastaneyi bulamadınız çok merak ediyorum açıkçası!" Bunların hepsi aptal mıydı yoksa bana mı öyle geliyordu?!

"Özür dileriz Bay Chalamet. Hemen öğrenip, size döneceğim."

"Acele etsen iyi edersin Malcolm!" Bu asistanların hepsi gerçekten salaktı...

Uzanmış kitabımı okurken telefonum çaldı. Arayan Malcolm'du.

"Bay Chalamet müsait misiniz?"

"Evet, müsaitim Malcolm. Öğrendin mi?"

"Öğrendim Bay Chalamet. Lila, İtalyan Hastanesi'nde (* İtaly Hospital Groupspa*) kalıyormuş."

"Teşekkür ederim Malcolm. Hastaneyi ara ve Lila'nın ziyaretçisi olup olmadığını sor."

"Pekala Bay Chalamet." İçime su serpilmişti biraz da olsa.

Tekrar telefonum çalmıştı. Bu sefer arayan kişi sevgili sevgilim Emma idi.

"Alo Timothee, tanrı aşkına neredesin? Kafayı sıyırmamı mı istiyorsun?!" Belki...

"Emma, şimdi söylediklerimden sonra biraz sakin kalmanı istiyorum."

"Ne var lütfen söyle artık."

"Ben... Ben İtalya'ya geldim."

"Ne?! Sen benimle taşşak mı geçiyorsun Timothee? İtalya'da ne yapıyorsun? Niye oradasın?" Emma ağır konuşmuştu. Galiba haklılık payı vardı değil mi?

"Emma lütfen sak-"

"Hah! Bir de gelmiş sakin olmamı söylüyorsun. Timothee bu ilişki tek taraflı yürümüyor. Yeter artık!"

"Ne yani? Sana açıklamamı istediğin hiçbir şey yok mu cidden?" Emma be duyarsa bir anda sinirleniyordu. Bir dinle değil mi? Ama yok hep suçlu Timothee.

"Söyle bakalım. Neymiş deli saçması açıklaman?"

"Emma, Lila hasta. Tamam mı? Onu görmek istedim. Kim olursa olsun hasta birine bencillik edemezdim."

"Hasta biri mi? Hasta dediğin kişi yaklaşık bir aydır şirkete uğramıyor bile. En az mesaj atacak kadar kötü olamaz durumu."

"Bilemezsin Emma..."

"Neyse ne Timothee! Kimin ne durumda olduğu gerçekten umrumda bile değil." Emma bencilin teki gibi davranıyordu.

"Emma lütfen saçmalama. Bu durumda sen olsaydın başka biri senin için böyle yapsa sıkıntı olmazdı bile. Bencillik ve kıskançlık etmeyi kes lütfen."

"Ah! Ben mi bencil ve kıskancım? Lütfen bunu kes."

"Emma, şu an ikimizde birbirimizi kırıyoruz. Lütfen daha sonra konuşalım..." Emma ile aramıza büyük buzlar inmişti. Ne o beni anlamaya çalışıyordu, ne de ben. 

The name is Love.     ||     +18 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin