azat

79 11 15
                                    

<Eiji>
2 sene geçti. Yıldızları izleyip birbirimizin saçlarına öpücükler kondururken Japonya'ya gideceğimize söz vermemizin üstünden 2 sene geçti.
-Flasback-
"Sa-yo-na-ra" Eiji kahkaha attı. "Aferin! Şimdi birleştir." Ash hafif bir heyecanla konuştu: "Sayonara." "Bravo! Artık japonca görüşürüz demeyi biliyorsun. Bensiz Japonya'da dolaşabileceksin." Ash yapmacık bir şekilde konuştu: "Yok canım! Yanımda sen varsın zaten. Tercümanım." Eiji sinirle atıldı: "Beni kişisel asistanın falan mı sanıyorsun?!" Ardından şakacıktan saldırır gibi yapıp Ash'ın üzerine atladı.Eiji üstte Ash ise onun altındaydı. Ash'ın bileklerini iki  yana sabitleyip zümrüt yeşili gözlerini izlemeye başladı. Bu gözlere ne zaman baksa siniri yok olurdu. Şu anda o zamanlardan farklı bir şey yaşanmamıştı. Eiji yerinden doğrulup Ash'ın dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. Ash kızardı. "Bu da neydi böyle?!" Eiji kendini salıp kafasını Ash'ın göğsüne yasladı. Şu anda birlikte yıldızları seyrediyorlardı. Gecenin bu saatinde, ıssız bir kırda, birbirlerinden başka kimse yoktu bu Dünya'da onlar için. Ash ellerini Eiji'nin saçlarına geçirdi. Biraz orada oyaladıktan sonra ellerini, Eiji'nin beline yerleştirdi. Ardından yumuşacık, bahar gibi kokan saçlarına öpücükler kondurmaya başladı. Eiji sordu:  "Japonya'ya gideceğimize söz verir misin?" Ash bu soruyu bekliyordu. "Veririm." Ardından Eiji kafasını kaldırıp Ash'e baktı. "Sen yalan söylemezsin." Ash gülümsedi. "Evet."
(2 sene sonra)
<Eiji>
Her gün yaptığım gibi tekrardan kendimle bakışırken o günü hatırladım. Yüzümü yıkayıp tuvaletten çıktım. Aç değildim. Kahvaltı yapmayacaktım. Odama gidip kıyafetlerimi giyindikten hemen sonra kapı çaldı. Shorter gelmiş olmalıydı. Hızlı adımlarla kapıya gidip onu çok bekletmeden kapıyı açtım. "Selam Eiji!" Üstüme atlayıp sarıldı. "Selam Shorter." Aynı şekilde karşılık verdim. Elleriyle omzumu geçen uzunluktaki saçlarıma dokundu. "Dostum, saçların gerçekten çok uzadı. Kestirmeni söylüyorum, kestirmiyorsun. Bir de neden kestirmediğini sorduğumda kızıyorsun. Seni çözemiyorum." Cevapladım: "Hadi şu vereceğin paketi verde git." Shorter benim bu hallerime alışıktı. "Yine her zamanki gibisin Eiji." Gülümseyip paketi bana uzattı. Paketi aldığımda gözlerimin dolmaya başladığını gören Shorter'ın suratı düştü. "Onu ben de çok seviyordum Eiji, ona her şeyden çok değer verirdim." Biliyordum. Shorter onun en yakın arkadaşıydı. "Onu o halde gördüğümde ne kadar parçalandığımı takmin edemezsin. Bir sene boyunca toparlanamadım." Ardından devam etti. "Fakat artık bunu aşmamız gerekiyor. Biliyorsun." Biliyordum. Aşacaktım da. "Biliyorum." İkimizde sustuk.Aramızda oluşan sessizliği Shorter bozdu. "Her neyse, ben gidiyorum. Kendine iyi bak." "Sende." Shorter'ın ardından kapıyı kapatıp içinde Ash'ın külleri bulunan paketi özenle masaya bıraktım. Hava almak adına balkona çıktım. Yağmur yağıyordu. Bugün, ayın 21'i. Aşkımın hayata elveda ettiği gün. Gökyüzü aşkımız için ağlıyor, her 21'in deki gibi. Lakin farklı bir şey var. Çanlar hiç olmadığı kadar sesli bugün. "Sonsuza kadar sevmek yanlış olamaz, burada olmasan bile aşamıyorum." Derin bir nefes verip geri içeri girdim. Aynanın önünde durdum. Saçlarıma baktım. "Saçlarıma dokunup öptüğün günü hatırlıyor musun?" "Ben, senin o güzel ellerinle dokunduğun hiçbir tutamı kesmedim Ash, ben seni kalbime mahkum ettim." Gülümsedim. "Lakin bugün seni azat edeceğim sevgilim." Kapının önüne gittim. Ayakkabılarımı giymeden çatıya çıkan merdivenleri tırmanmaya başladım. "Özür dilerim Shorter." Sonunda çatıya çıkmayı başardığımda çatının en sonuna, uçuruma gittim. Yağmur dolayısıyla sırılsıklam olmuştum, mahsuru yoktu. "Ayın 21'i."
"Yaptım Ash, ellerimi sonunda kana buladım." "İlk önce çocukluğunu, ardından hayatını çalan kişinin, hayatını ben çaldım." Gülümsedim. "Fakat senin için yaptığım hiçbir şeyden pişman olmadığım gibi, bundan da pişman değilim." Kollarımı iki yana açıp yağmur eşlinde batan Güneş'i izledim. Çanlar gitgide daha da sesli hale geliyordu. 'Bu sonum.' Diye düşündüm. Ellerim halen iki yana açık iken sırtımı uçuruma döndüm. Ash, merdivenlerin yanında ayakta bana gülümsüyordu. Bende ona gülümsedim. "2 sene sonra, sonunda seni azat ediyorum, sevgilim." Eiji son kez Ash'e baktı. Ardından gülümsemesini yavaşça suratından sildi. 16 katlı binadan, kendini içinde hiçbir pişmanlık duygusu olmadan aşağı bıraktı. Ash olduğu yere çöktü. Elini yanağına dayadı. Hala gülümsüyordu. Sevgilisi, onu azat etmişti. Gözünden bir damla yaş süzüldü. Gökyüzüne bakıp konuştu. "Sayonara, Eiji."

                                        -SON-

                                        -SON-

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


                                                                                         -ö

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                                                                                         -ö

•Sayonara•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin