Örümcek Adamın beni kurtarmasının ardından her şeyin çok da güzel olduğunu söyleyemem. Okuldaki herkes bana bakarak fısır fısır bir şeyler konuşuyordu ve bu olay olmadan önce beni tanımayan insanlar, şu an beni görünce el sallıyorlardı. Bir anda odak noktası olmuştum. Bunun gelip geçici olduğunu biliyordum ama yine de hoşuma gitmiyordu. Bana küçük arkadaş grubumda mutlu olmak yetiyordu. Ama şu an küçük arkadaş grubu falan da kalmamıştı. Ned her zamanki halindeydi. MJ'de öyleydi ancak Peter hiç öyle değildi. O günden sonra doğru düzgün konuştuğumuzu hiç sanmıyorum. Hep bir bahane bulup kaçıyordu ve ortada hiç bir şey yokken. En azından ben bir şey olduğunu hatırlamıyordum. Ama artık konuşmamız gerekiyordu bu böyle ilerleyemezdi ve ikimiz için konuşacak en güzel yer park olduğu için derslerden sonra Peter'ı ikna edecektim. Bu sefer kaçamazdı.
Kötü olan şey tek bu değildi. Sınavlar yaklaşıyordu ve bu sefer nasıl toparlayacağım hakkında bir bilgim yoktu. Çoğu öğretmen örnek sınav yapıp asıl sınavların ortalama olarak nasıl olacağını gösterdiler ve tabi ki örnek sınav sonuçlarım berbat gelmişti. Peter ile aramızdaki nasıl oluştuğunu bilmediğim buzları erittikten sonra yapacağım tek şey ders çalışmak olacaktı. Yani olması gerekiyordu, olmak zorundaydı.
Bir kaç ders sonra dolabımdan kitap alırken Peter da kendi dolabına gelmişti. Dolaplarımız yakın olduğu için hemen yanına koştum.
-Bil bakalım nereye gidiyoruz?
-Peter?
-Beni duyuyor musun?
-DÜNYADAN PETER'A
Peter: Aa Olivia sen mi geldin fark etmedim dalmışım. Bir şey mi oldu?
-Diyorum ki akşam parka gidelim. Hem dolaşırız hem de konuşmamız gereken bir şey var.
Peter: Başka bir gün gitsek? Bugün Liz'e söz verdim.
Peter bana soğuk yapmaya başladığından beri de Liz ile daha yakın olmaya başlamışlardı. Peter'in bir kız için yakın arkadaşını unutacak bir erkek olmadığını biliyordum ama bu aralar tam da öyle davranıyordu. Sevdiği kişi ile yakın olmasını tabi ki istiyordum ama bu iş beni unutarak olacaksa olmayıversindi. Ayrıca başka bir gün dese de o başka bir günün hiç bir zaman gelmeyeceğini de biliyordum. Peter benle gelmiyorsa ben de geçen gün Aaron'dan gelen ve reddettiğim fırsatı bir daha düşünürdüm.
-Liz ile iyi eğlenceler Benjamin.
Sonrada bahçeye çıkıp telefonumu çıkarttım ve Aaron'a yazdım. Hiç beklemediğim bir şekilde anında geri döndü ve evet okuldan sonraki günümü onunla geçirecektim. Bunda bir sorun yoktu Aaron iyi biriydi ama Peter ile geçirsem daha güzel olabilirdi.
Okul bittiğinde Aaron arabasıyla okulun kapısının önünde bekliyordu. Kim ona okuluma kadar gelip beni almasını söylemişti? Bu kişi kesinlikle ben değildim. Koşarak arabanın yanına gittim.
-Ne işin var burada?
Aaron: Buluşmayacak mıydık?
-Evet de gelmene gerek yoktu yani. Her neyse teşekkür ederim.
Son anda boş yere kabalık yaptığımı düşünüp geri dönüş yapmıştım. Arabaya atladım. Nereye gideceğimizi kararlaştırmamıştık yani ben öyle sanıyordum. Aaron aklında çok güzel bir yer olduğunu kesinlikle gitmemiz gerektiğini söyledi. Ona karşı çıkmadım çünkü benim aklımda hiç bir fikir yoktu.
Yarım saat sonra bahsettiği yere gelmiştik, beni Coney Adasına getirmişti. Buraya gelip de lunaparka girmememiz kesinlikle saçmalık olurdu. Ama ilk önce lunaparka girmedik. Sahil yakınlarındaki bir yerde yemek yedik ve havanın azcık kararmasını bekledik çünkü lunaparkın ışıkları açıldığından kesinlikle daha eğlenceli oluyordu.
Aaron: Hava karardı girelim mi?
-Hadi gidelim.
Heyecanlı bir şekilde biletlerimizi aldıktan sonra lunaparka girmiştik. Bir sürü şey vardı ve ilk hangisine bineceğimi seçememiştim ben etrafa bakınırken Aaron bana seslendi.
Aaron: Olivia, oradakiler Liz ve Peter değil mi?
Gerçekten de önümüzde Liz ve Peter duruyordu onlar da buraya gelmişlerdi.
Aaron: Onların yanına gidelim hadi gel.
Kolumdan tutup sürükleyince bir şey diyememiştim. Liz'de bizi görünce o da Peter'ı kolundan tutup bize doğru geldi.
Liz: Ne tesadüf değil mi?
-Ya ya evet. Tesadüfe bak.
Ben etrafa bakınırken onlar konuşmaya devam ediyorlardı. Gerçekten burada karşılaşmamız gerekli miydi? Ama sonuçta birazdan dördümüz yine ikiye ayrılıp hiç birbirimizi görmemiş gibi yapacaktık. O yüzden de çok bir sorun yoktu. Kendi düşüncelerime dalmış olmalıyım ki Liz'in bana seslenmesiyle tekrardan onlara döndüm.
Liz: Çok iyi bir fikir değil mi Olivia?
-Özür dilerim dinlemiyordum. Hangi fikirden bahsediyoruz?
Liz: Burada karşılaştığımıza göre ayrı ayrı birbirimizi görmemiş gibi yapamayız ve bence beraber takılmamız da hiç bir sorun olmaz. Ne dersin?
Kafamı kaldırıp Aaron'a baktığımda onun çok fazla istekli olduğunu gördüm ayrıca Liz'de çok istekliydi. O yüzden tabi ki '' Hayır olmaz bay bay'' diyemezdim.
-Çok güzel bir fikir.
Aaron/Liz: Aynı double date gibi.
Double date dedikleri anda Peter gözlerini kocaman açmış bir şekilde Liz'e bakıyordu. Benim de ondan pek bir farkım yoktu. Ben de aynı şekilde Aaron'a bakıyordum. Ben onunla tamamen arkadaşça dışarıya çıkmışken bu ikisi gelmiş bana double date diyordu.
-Ne, double date mi?
Double Date: İki çiftin beraber buluşması.
Çok mu saçmaladım jgklj3q4jhşlk56. Toparlıcam ama söz. Kötüye gitmicek yani.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ice Cream-Man | Peter Parker
Fanfiction𝑀𝑢ℎ𝑡𝑒𝑠̧𝑒𝑚 𝑡𝑒𝑘 𝑏𝑜𝑦𝑛𝑢𝑧𝑙𝑢 𝑡𝑖𝑠̧𝑜̈𝑟𝑡𝑢̈𝑛 𝑢̈𝑠𝑡𝑢̈𝑛𝑒 𝑑𝑢̈𝑠̧𝑒𝑛 𝑑𝑜𝑛𝑑𝑢𝑟𝑚𝑎... ~𝐍𝐢𝐠𝐡𝐭