𝐇𝐨𝐦𝐞

791 56 4
                                    

Sanırım bu sefer gerçekten ölüyordum. Resmen Queens'in her sokağına girip çıkmıştık. Evden moral günü olarak çıktıysak da bu May'in alışveriş gününe dönmüştü. Alışverişi ne kadar sevsem de May ile alışverişi çok sevdiğimi söyleyemezdim. Ayrıca bu durum her dakika size beklenti ile bakan bir Peter ile birlikte ise daha da kafayı sıyırıyordunuz. Denemek isterseniz size seve seve yerimi verebilirim.

May: Bu nasıl Olivia, sence üstümde güzel durur mu?

Peter: Çook harika-

May: Peter sen anlamazsın dur bir dakika.

- Sanki lila rengi sana daha iyi gider.

May: O zaman bunu da deniyeyim. Bunu da al Peter.

Peter: Hey May, biz Olivia ile parka gidelim mi?

-NE? Hayır yok ben alışveriş yapmak istiyorum.

May: Aslında iyi bir fikir.

-A May baksana şu elbise ne kadar güzelmiş sana çok iyi gider.

May: HANGİSİ?

...

Çok yorulduğumuz için bir kafeye oturmuştuk. May arkadaşını arayıp çağırmış aldığı şeyleri anlatmaya başlamıştı ve bu resmen bir saati geçmişti. Ben bitmiş limonatanın pipetinden sanki bir şey geliyormuş gibi çekmeye devam edip etrafa dik dik bakıyordum. En sonunda sıkılıp May'den izin alarak kendim kafeden çok uzak olmayan küçük dükkanlar olan bir sokağa attım.

Etrafa bakınırken dükkanda annesiyle kavga eden bir kız ilgimi çekti. Aklıma annem gelmişti. Evden ayrıldıktan sonra ne bana mesaj atmışlardı ne de aramışlardı. Belki gerçekten benden utanıyorlardı. Aklıma o günden beri hiç düşünmediğim şey aklıma geldi. Hiç düşünmeden evden ayrılmış ve May'e koşmuştum ama sonsuza kadar orada yaşayamazdım. Geri de dönmezdim. O an aklıma gelen en mantıklı fikir part-time bir işe girip orada kazandığım parayla kendime küçük bir daire almaktı. Ancak hangi maaş benim bir ev almama yeterdi ki? Saçma bir fikir olmuştu.

Düşünmeye devam ederken aklıma ailem tanınmadan önce yaşadığımız küçük daire geldi. O daireye yerleşsem kimse beni fark etmezdi. Sonuçta şu an akıllarına gelmiyorsam o zamanda gelmezdim. Hele orda hiç gelmezdim. Tek sorun oranın anahtarı neredeydi ve nasıl ulaşacaktım. Keşke evimin içini görebilen bir sistem olsaydı.

Biraz daha düşünmenin üstüne en mantıklı ama en tehlikeli hatta aslında en saçma seçeneği bulmuştum. Eve onlar işteyken girip arayacak ve görünmeden kaçacaktım. Bugün pazardı, evde olma ihtimalleri vardı. Bugün yapamazdım. Ancak yarın yani pazartesi evde olmazlardı, bunun küçücük bir imkanı bile yoktu. Okul çıkışı eve gizlice sızıp anahtarı arayabilirdim. Çok da mantıklı bir plandı. Neresi mantıksız ki? Alt tarafı kendi evime hırsız gibi girip üstüne anahtar (ödün)çalıp eski evimde evin resmiyetteki sahiplerinin yani anne ve babamın izni olmadan gizlice yaşayacaktım. Evet asla karışık olmayan bir plandı. E o zaman yarın sekiz saat dersin üstüne kendi anahtarımı çalacaktım. Ben hazırdım.




Ehe iyice saçmalıyorum şşş. Açıkçası felsefe ödevi yapmak yerine bölüm yazma fikri daha çekici geldi. Belki de o yüzden böyle mükemmel bir bölümle karşı karşıyasınız.

Kısa bir bölüm oldu çünkü asıl olayı tüm bir şekilde diğer bölüme vermek istiyorum. Geçiş bölümü yani.

Ice Cream-Man | Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin