Wooyoung evini terk edeli neredeyse dört yıl oluyordu. Gayretle okuduğu ve çalıştığı dört yıl, uzun bir süre olmasına rağmen yine de o kadar uzun gibi gelmeyen tam dört yıl...
Wooyoung'un büyükanne ve büyükbabasının evini en son ziyaretinin üzerinden de altı yıl geçmişti. Bir nevi tüm çocukluğunu geçirdiği, ağlamayı ve gülmeyi, acıyı ve neşeyi öğrendiği o evi...
Wooyoung 20 yaşındaydı.
Büyükanne ve büyükbabasının cenazesi yalnız geçti. Her zaman olduğu gibi ebeveynleri katılmak için fazla meşguldü ve büyükanne ve büyükbabasının hala hayatta olan arkadaşlarının sayısı epey azdı. Hava böylesine yaslı bir gün için fazla parlak ve açıktı. Duruma uymuyordu.
Evlerini, tüm eski anılarıyla sıcak ve samimi yuvalarını Wooyoung'a bırakmaları sürpriz olmadı.
Zor bir karar değildi. İşinin stresinden kaçma ve büyükbaba ve büyükannesinin evinde bir tatil yapma fikri Wooyoung için çölde bir vaha gibiydi.
Sonuçta, eski anılarda ve melankolide kendini kaybetmekten bir zarar gelmezdi, değil mi?
×××
Merhabaa~
Çok sevdiğim bir hikayeydi, yazardan izin alıp çevirmek istedim. Hikaye bu bölümde gözüktüğü gibi karamsar değil, fluff da var. Bir de gizem/gerilim var biraz.
Siz de beğenirsiniz diye umuyorum, keyifli okumalar...
Hikayenin orijinaline buradan (Almanca) -> https://www.wattpad.com/story/193571035
İngilizcesine buradan -> https://archiveofourown.org/works/22000168/chapters/52499089#workskin
ulaşabilirsiniz.stan woosan, stan ateez deyip başlıyorum o zaman
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monster Under The Bed | woosan
FanfictionKüçükken hepimiz yatağın altındaki canavardan korkmaz mıydık? Wooyoung da diğer herkes gibi korkuyordu. Ama çocuksu endişeler, sahte hayaller ve sevimli korkular olması gereken şeyler, onun için beklediğinden çok daha gerçekti. - -childhood fears!AT...