5/ İlk Kanlı Gece

2.5K 156 3
                                    

   "İkiniz de hemen kaçıyorsunuz !!!"

   "Ama...baba!!"

   "Hadi Taetae, ablan burada!"

   Yorgunum... Neden? Neden? NEDEN?! Koşmaya devam ettik. Ayaklarım ağrıyor ve kokumuz daha güçlü olacağı için kurtlarımıza dönüşemiyoruz.

   "Abla... hah... yoruldum hah"

   "Biraz daha Taetae biz- (koklayarak)... Tae, buradalar! Buraya gel!"

   Beni büyük bir ağacın arkasına çekti.

   "Vücudunu yere yatır Tae... Üzgünüm Taetae ama lütfen buna katlan, olur mu?"

   Bedenimi yere bakacak ve başımı da yana bakacak şekilde yatırdım. Sonra beni karla kapladı... Yüzümün yarısı kapalı değildi, bu yüzden nefes alabiliyordum ve yaşananları görebiliyordum. Kulaklarım kapalıydı ama ne dediğini duymuştum...

   "Taetae... Lütfen orada kal, tamam mı? Ablan gelip seni sonra alacak."

   Bana zayıf bir şekilde gülümsedi ve sonra kaçtı... Ama... O daha uzaklaşamadan... O... Yakalandı. Büyük bir kurt tarafından sıkıştırılmıştı. Ona hırlıyordu. Etrafını iki kurt daha sardı. Büyük kurdun altında sızlanmaktan başka bir şey yapamıyordu. İçlerinden biri insana dönüştü. Yüzünü göremedim. Başımı hareket ettiremediğim için sadece ayaklarını uyluklarına kadar görebiliyordum. Onları net duyamıyordum ama beni nereye sakladığını sorduklarını biliyordum. Sonra gördüğüm şey tüm vücudumu uyuşturdu.

   Üzerindeki kurt onun kolunu ısırdı ve kopardı. Sıçrayan kan, soğuk beyaz karı sıcak koyu kırmızıya boyadı. Acı içinde çığlık atıyordu. Hala konuşmuyordu, diğer kurt bacağını ısırdı ve aynısını yaptı. Tek yaptığı ağlamaktı. Bu çok acı verici bir manzaraydı... Ama gözleri... Hazırlıklıydı. Sanki ne olursa olsun, onların beni incitmesine asla izin vermeyecekmiş gibi. Ama artık dayanamıyordum! Ölmesini istemiyordum! Beni bırakmasını istemiyorum! Onun acı çekmesini istemiyorum! Ben gidiyorum... Abla.

   "Yapma. Lütfen olduğun yerde kal Taetae. İyi olacaksın, tamam mı? Seni seviyorum sevgili küçük kardeşim."Bağımızın parçalandığını hissettiğimde bunu bağlantı aracılığıyla söyledi. 

   Adam kurt formuna geri döndü. Ablanın başını ısırdı, sonra yavaşça... Acı verecek kadar yavaş bir şekilde başını çekiştirdi. Kurt başını yavaşça çekmeye devam ederken acı içinde çığlık atıyordu. Yavaş yavaş... Onun kafasını vücudundan ayırıyordu. Boynunu görebiliyordum... Eti yırtılmaya başlamıştı.

   Çığlıkları sessizleşene kadar sessiz ormanda yankılandı. 

   Üç kurt gitti. Hareket edemedim. Hareket etmiyordum. Beni içine çeken karın soğuğu benim tek rahatlığım oldu.

  Abla... Seni duyamıyorum... Artık seni hissedemiyorum. Ama daha sonra gelip beni alacağını söyledin... Abla, sadece kanının kokusunu alabiliyorum.

   Ağladım ve ağladım... Hareket edemeyecek kadar zayıf hissediyorum.

   Baba... Abla... Acıyor.

   Göğsüm çok dar, nefes alamıyorum.

   Acıyor...Neden? Neden? Bu neden oldu? Neden hala buradayım? Neden yalnızım? Neden yaşıyorum? Ya onlar neden?..

   "Baba... Abla... Lütfen, lütfen beni yalnız bırakmayın."

   Yine o kabuslardan uyandım, yüreğim hızla çarparken ter içinde kalmıştım. Solgun ışıklarla dolu odamda, göğsümdeki sıkışmayı hafifletmek için derin bir nefes aldım. Ellerim titriyordu ve terli saçlarım alnıma yapışmıştı.

   "Sorun değil. Şimdi iyisin." Kendime telkinde bulunarak sessizce fısıldadım. Ancak içimdeki endişe ve korku hala devam ediyordu.

   Saate baktım, zifiri karanlıkta parıldayan rakamların gözlerimi rahatsız etti. Saat 4:30. Uykusuzluğun etkisiyle gözlerim hala açıktı, bu yüzden balkona çıkmaya karar verdim, belki açık havada biraz huzur bulabilirim.

   Yıldızlarla kaplı gökyüzü ve parıldayan dolunay beni karşıladı. Etraf sessizdi, sadece hafif bir rüzgarın hışırtısı duyuluyordu. Ay ışığının altında, yüreğimi saran endişeleri bir kenara bırakıp derin bir nefes aldım.

   Balkondan dışarı adım attım ve bir an için özgürlüğü hissettim. Ardından kurduma dönüşerek hızla ormana doğru koştum. Aydınlık gökyüzünün altında, karanlık ağaçlar arasında hızla ilerlerken, içimdeki karmaşık duygularla başa çıkmaya çalışıyordum.

   Jimin ve Hobi abiden başka kimse beni kurt şeklimde görmemişti. Mavi gözlerim yüzünden omega olduğumu hemen anlarlardı. Ama şu an, karanlık ormanda yalnızdım ve içsel çatışmalarımın derinliklerinde kaybolmuştum.

(Kurt formunun resmini görmek için profillerine bakın.😘)

   Ormanın derinliklerinde sessizlik hüküm sürüyordu, sadece hafif bir rüzgarın şırıltısı ve ağaçların hafif fısıltıları duyuluyordu. Uçuruma ulaştığımda, karanlıkta beliren derin uçurumun kenarına oturdum. Ay'ın ışığı, gökyüzünü aydınlatırken, yıldızlar sessizce parlıyordu. Gökyüzüne bakarak, içimdeki kargaşayı ve huzursuzluğu bir nebze olsun hafifletmeye çalışıyordum.

   Aniden, bir şeyin varlığını hissettim. Derin düşüncelerimin ortasında, birinin bana baktığını ve yaklaştığını hissediyordum. Ormanın karanlığında gözlerimi kırpıştırarak, etrafı inceledim ve kırmızı gözlerin parıldadığını fark ettim.

   Hırladım, içgüdüsel olarak tehlikeye karşı uyanık olmalıydım. Göğüs kaburgalarımı şişirerek dik durdum, hala gözlerimi karanlıkla savaşırken karşımda beliren tehdide meydan okuyordum.

   Ancak, beklenmedik bir şekilde, tehdit kayboldu. Nedenini anlamak için kafamı karıştırdım, ancak karanlık orman sessizliğini korudu.

   Kimse beni fark etmeden, sessizce geri dönmeliydim. Hızla evime doğru koştum ve insan formuma dönüştüm.

   Saate baktım, hala geceyarısına yakındı. Sabahın erken saatlerinde olmama rağmen, sabah rutinime başlamak için acele ettim. Jimin'i uyandırmak da bu rutinin önemli bir parçasıydı, ancak bu gece bir sürtük getirmedi.

   Aslında, Jimin işaretlendiğinden beri eve hiçbir sürtük getirmemişti. Ancak, onunla Yoongi arasındaki gerginlik devam ediyordu.

   Geçen gece, Yoongi'yi işaretledikten sonra, aptalca davranışlar sergileyip kaçmıştı.

   Hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra, Hobi hyung ve arabasıyla birlikte evden ayrıldık. Ancak, arabaya binmeden önce, birinin daha katılacağını öğrendik.

   "Evet, onlar da bizimle geliyorlar. Üniversiteye transfer oldular."

   Bu haber, içimi kararttı ve karanlık bir heyecan duygusu içinde karışık duygular hissettim.










💜

Nasıl gidiyor ya, bilemedin?

  🤗✌️👌

SCENT / taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin