10' Tanıdık Hisler

50 8 19
                                    

İnanamıyorum, inanamıyorum. Böyle bir şey yaşadığımıza inanamıyorum. Dünden bahsetmek bile istemiyorum. Neler olduğu hâlâ çok yoruyor bedenimi. İyi hissetmiyorum.

Ama alnım ak. Biz ayıplanacak hiçbir şey yapmadık, sevgilim. Utanılacak, başımızı eğecek hiçbir şey yapmadık. Sadece beraber vakit geçirdik, güldük, eğlendik. Sadece birbirimizin kollarında uyuyakaldık. Çok düşündüm, inan, çok düşündüm. Biz bu tepkiyi alacak hiçbir şey yapmadık. Tertemiz sevdik birbirimizi biz.

Galiba Tanrı'dan çaldığımız bir günlük cennetin cezası buydu.

Minji gözlerini kırpıştırdı. Diğer sayfaya geçti merakla. Anlamamıştı bu yarım yamalak satırları. Ne olmuştu böyle?

Ben, çok hastayım. Hasta hissediyorum. Midem bulanıyor, kusuyorum. Yediklerim durmuyor midemde. Babam çok endişeli. Annem her gün dua ediyor.

Dediklerine göre zayıfladım ve tenim soldu. Bilmiyorum, sadece hasta hissediyorum. Keşke ateşime bakmak için ellerin olsa yanımda. Veya düzeleceğimi söyleyeceğin ses tellerin. Tanrım, o kadar özledim ki seni anlatamam.

Kolyeyi takıyorum hâlâ. Gerçekten çok güzel bir şey. Ara sıra parmaklarımın arasında döndürüyorum taşını. Bilmeden böyle bir alışkanlık edindim galiba.

Uzun zamandır yazmıyorum buraya. Fazla bir şey olmadı seni en son gördüğümden bu yana. Fazla bir ses çıkmadı evden. Sinir geçti, sessizlik kaldı. Küçük kardeşim senden nefret ediyor galiba. Her seninle ilgili kötü bir şey söylediğinde var gücümle susturuyorum onu.

Kızıyor bu hâlime. Eski beni istiyormuş. Eski ben dediğimiz galiba seninle tanışmadan önceki ben. Bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum. Ama onu geri istemezdim, seninle geçirdiğim bütün vakitleri benden alacaksa seni tanımamış ben olmak istemezdim.

Yorgunum. Sen insanların birbirinde dinlendiğine inanırdın. Sen gittiğinden beri çok yorgunum. Ah, doğru. Gittin sen. Mecaz olarak değil gerçekten gittin. Umarım benim kadar kötü değilsindir. Lütfen iyi ol. Her gün annemin bana dua ettiği gibi ben de sana dua ediyorum.

Yazacak başka bir şey gelmiyor aklıma. Galiba burada bırakacağım ve biraz uyumaya çalışacağım. İyi geceler.

Minji okuduklarının neyin nesi olduğunu anlamaya çalışıyordu. Neler olmuştu böyle? Hiçbir şey yazmıyordu ki. Birkaç kez kontrol etti sayfa atlayıp atlamadığını. Kötüleşen el yazısı, düzensiz kelimeler... Bir önceki sayfayla alakası yoktu. Anlamıyordu. Bir sayfa daha çevirdi ve okumaya devam etti.

İyiyim, evet, daha iyiyim kesinlikle. En azından bir şeyler yiyebiliyorum. Senden bir şey duymadım uzun zamandır. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Tarih atmamışım sayfalara. Niye bilmiyorum, aklıma bile gelmemiş yüksek ihtimalle.

Nasıl göründüğünü çok merak ediyorum. Acaba aynı şekilde mi gülümsüyorsun mesela? Veya şaşırdığında kaşlarını kaldırıp gözlerini bir noktaya mı sabitliyorsun? Bilmiyorum, hâlâ çok netsin zihnimde.

Kolye... çok değerli benim için. Hâlâ hiç çıkarmadım. Sanki çıkarırsam sana ihanet edecek gibi hissediyorum. Emin değilim, hâlâ sevgilim var gibi hissediyorum. Biz ayrılmadık çünkü, değil mi? Bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum.

Seni çok özledim. Tenini, sıcaklığını, bakışlarını, ellerini, yanaklarını, kelimelerini... her şeyini çok özledim.

Galiba artık yazmayacağım buraya. Mutlu bitsin isterdim yazdıklarımın ama bir peri masalında değiliz.

Günlük [jhs]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin