Ne zaman ayrılık saati gelse
En vazgeçilmez yerinde yaşamın
Duysak ayak seslerini akşamın
Ve sokaklardan el ayak çekilse
Bir ürpertiyle duyarım o zaman
Seni çağıran sesi uzaklardanNe zaman ayrılık saati gelse
Bir gariplik çöker içime birden
Kalan tek anı gibi bir devirden
Durmadan çalınır o damarlı beste
Sanki bilir de hazin öykümüzü
Bulutlar ağlar, kararır gökyüzüNe zaman ayrılık saati gelse
Bir çaresizliği anlatır gibi
Birden değişir gözlerinin rengi
Mavi solar, koyulaşır yeşilse
Sarınca ruhunu eski bir hüzün
Uçar gider pembeliği yüzününNe zaman ayrılık saati gelse
Uzatsan özlemle dudaklarını
Tüm ağaçlar döker yapraklarını
Ne çiçek kalır ortada, ne bahçe
Sadece uğultusu o rüzgarın
Ve bir umut kırıntısı, belki yarınınNe zaman ayrılık saati gelse
Bir fırtına çıkmışcasına, büyük
Içimizdeki güllerin boynu bükük
Bir zaman kalakalırım öylece
Neden sonra gittiğini anlarım
İçimde güller ağlar, ben ağlarım
Ne zaman ayrılık saati gelse
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ İSTANBUL YORGUN SAVAŞÇI
PoesíaUnutmak zaman ister demiştim, yanılmışım. Zaman değil yürek istiyormuş, o da sende kaldı.