2. Bölüm

66 3 0
                                    

Daha fazla ayakta kalmayıp Fidanı takip edip cam kenarının en arka sırasının bir önüne geçtik.

En güzel yerlerden biri. Matematik dersinde dışarıyı izlerim be.

Fidan kolumu cikcikleyince yerimde sıçrayıp ona döndüm. Sonra kaşlarıyla hocayı gösterince dışarıyı incelemeyi bırakıp hocaya bakmaya başladım.

Hoca fazla yaşlı olmasada 34 yaşlarında vardı. Sınıfı gözleriyle taradıktan sonra "hah" deyi gülümsedi ve gözlerini bizim üzerimizde sabitledi.

Sonra masanın önüne gelip kıçını masaya dayayıp ellerini birbirine çarpıp " evet sizleri tanıyalım kızlar" deyip bize bakmaya başladı. İlk önce Fidan ayağa kalkıp "Fidan Taşdan Ata kolejinden geldik buraya " deyip gülümsedi. Hoca bana baktıktan sonra bende ayağa kalkıp " Deren Kılıç Ata kolejinden geldik " diyerek yerime oturdum.

Hoca bize bakıp " Neden kolejden geldiniz ? " deyince yüzümü eşkitip

"Sanne" dedim.

Tabiki içimden saçmalamayalım bu okuldan da atılırsam babam eve almaz yeminle.

Fidan sanki hissetmiş gibi " alışamadık hocam " deyi gülümsedi. Bu kızın aslında yalan olan ama samimi yaptığı yüz ifadesinden bende istiyordum şimdi onun attığı gülücüğü ben atsam yalan olduğu kabak gibi anlaşırdı. Bi kere daha lanet olsun. Hoca ilk gün olmadığı için bizi serbest bırakmaya karar verdi.

O serbest bıraktıktan sonra iki kız yanımıza gelip bizimle tanışmak için yanımıza oturdu. Ikisi de çok tatlıydı ve samimilerdi. Bizde Fidanla birbirimize bakıp kızlarla grup olabileceğimize karar vermiştik. Tabikide hemen herşeyimizi söylemeyecektik. Alışacaktık. Tekinin adı Gökçe digerinin adı ise Almila idi. İkiside bayağı uzundu ancak birisi sınıfa girdiğimde gözlerinin içi bana yumuşacık bakan o gözler gibi çikolata kahvesiydi. Digerinin gözleri ise yeşildi. Bu kızları gerçekten sevmiştim. Onlarda okulun voleybol takımındaydı. Zil çalınca hep beraber okulun voleyboldan sorumlu hocasının yanına gittik.

Hoca seçmelerin cuma günü yapılacağını ama burada çalışabileceğimizi söylemişti. Dördümüz kızlarla beraber sınıfa girip hangi ders olduğunu sorarken eline lolipopla gezen bir kız " ders beden gençler" diyip bağırarak çantasını alıp dışarı çıktı. Ben boşu boşuna çıkmanın sinirini yaşarken kızlar bana bakıp gülmeye başlamıştı. Bende onların gülmesine dayanamayıp bende gülmeye başlayınca dördümüz birden kahkahayı basmıştık. Kızlarla beraber kolkola girmiş yürürken perçemimin gözümün önüne gelmesiyle dengemi kaybedip düşecekken kollarımın arkadan çekilmesiyle kafamı sert birşeye çarpıp kafamı kaldırdım. Yine girdap gibiydi gözleri sanki mavinin en güzel tonuydu bana ifadesiz bakıp " önüne bak " demesiyle kendime geldim. Kaşlarımı çatıp arkamı dönerek ilerlemeye başladım. Başkası birşeyin var mı ? Diye sorar bu davar önüne bak. Bakmıyorum sanane belki ben düşmek istiyorum. Gerizekalı.

Kızlar gözlerini büyültmüş bana bakarken. Kıpkırmızı bir şekilde onların yanına dönmüştüm. Fidan yanıma gelip " noldu ?" Deyince iyice atara gelip " ne olucak perçemim gözümün önüne geldi iyi ki bi kollarımdan tuttu beni çekti. Davar valla davar önüne baķmış tipe bak hele " deyince karşımda dudaklarını dişlerine bastırmış 3 adet knki görmeyi beklemiyordum. Hayır yani ben burada sinirden öleceğim knki dediğim insanlar bana gülüyor. Ellerimi iki yana açıp " gülün " dedim. Kızlar anlamayarak bakınca " gülün hadi " deyince hepsi birden kahkahayı bastı.

Beni mi bekliyodunuz anlamıyorum ki.

Bende dayanamayıp önden giderken yine kafamı sert birşeye çarpınca " hasbinallah yemin ederim hepsi benimi buluyo yeter be cigerlerim söndü " deyip kafamı kaldırınca gözlerimin ışığıyla çikolata gözlere bakmaya başladım. Oda benim gözlerimin içine bakmaya başlayınca yutkunmaya başladım. Çok güzeldi gözleri içinizi ısıtıp yakacak dereceden. Bana gülen gözlerle bakıyordu. En azından o davar gibi önüne bak dememişti.

Ben ona içli içli bakarken elinin tekini bana doğru uzatıp " merhaba ben çınar "

Ay adıda çok güzel.

Bende ona elimi uzatıp " Deren " deyip gülümsedim. Ben ona yine hülyalı hülyalı bakarken zilin sesiyle olduğum yerde sıçrayıp baş parmağımı damağımın altına koydum. O bana yine gülen gözlerle bakarken bende ona gülümseyip " daha sonra görüşürüz " diyerek yanından ayrıldım. Kızlarla birlikte spor salonuna geçip orada beklemeye başladık. Çok geçmeden çınar ve davar gülerek spor salonuna geldi. Ben çınara hülyalı hülyalı bakarken omzuma bir omuzun çarpmasıyla ona doğru döndüm. Omuzumu ovuşturup " yuh gözünün önüne bak " diyerek sitem ettim. Fidan omzuma bakarken Gökçe de kaşlarını çatmış davara bakıyordu. Almila yanımıza gelip " Aral normal de insanlara omuz atmaz özelliklede kızlara " diyerek kaşlarını kaldırdı.

E bunun adıda güzelmiş.

Neyse.

Çınar daha güzel.

Almila konuşmasına devam ederken bende Aralı inceliyordum. Altında gri bir eşofman vardı. Üzerinde de beyaz tişort. Lan bu bunları nerden buldu ?

Çınara baktığımda onunda altında siyah bir eşofman olduğunu görünce iyice kafam karışmıştı.

Gökçeye dönüp " bunlar eşofmanları nereden buldu ?" Diyerek yine Aral ve Çınara döndüm. Almila " onlar okulun basketbol takımında yanlarında eşofman taşıyorlar mesela artık bizde taşıyacağız sizde taşıyacaksınız ". Almilaya gülümseyip teşekkür ettikten sonra hoca bizleri sıra yapıp ısınma hareketleri yapacağımızı söyledi.

Bir erkek ve bir kızdan sıra sıra takımlar oluşturuyordu. En sonunda hoca  Aral ve Deren sizde şu tarafa geçin demesiyle gözlerimi büyültüp kaşlarımı kaldırdım. Ellerimiz itiraz edercesine kaldırmıştım ki hocanın itiraz istemiyorum demesi aklıma geldi. Fidana baktığımda onunda mavi gözlü bir çocukla beraber sırada olduğunu gördüm. Aralın yanına giderken yine o girdap gibi içine çeken mavi gözleri beni içine çekiyordu. Onun gözlerine çekiliyordum.

GirdapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin