İlk bölümü bir kaç kişi okuduğu için hemen bu bölümü de çevirdim cümleler biraz karışık yazılmış virgüllere dikkat ederek okumanızı tavsiye ederim<3
Odadaki gergin hava,atmosferi büyük ölçüde kasvetli hale getirerek tüm odayı karartmıştı.Utanmış adamın sınıfında otuz dakika geçmişti.Başını kollarına dayamış Satori,profesörün ağzından çıkan sözlere pek dikkat etmiyordu.Kırmızı kafanın gözleri,zar zor açık tutabildiği için yıpranmıştı.Ancak beklenmedik şekilde kıllı bir el,düz saçlarının yanında masanın ahşap dokusuyla buluştu.
"Satori!"
Tendou irkildi,hocanın yüzündeki huysuz bakışı görmek için başını kaldırdı.Cesaretini kıran yüzün arkasında gizli bir şey vardı.Bu adam kesinlikle Tendou ile alay etmek istiyordu.Çocuğun geniş gözleri yaşlı adama o kadar yoğun bir şekilde odaklanmıştı ki cevap vermeyi unuttu.Korkudan donup kalan Tendou,dudaklarını neredeyse hiç güç kullanmadan hareket ettirerek sözlerini aşırı sakin bir şekilde oluşturdu.
"Ben...merhaba"
Öte yandan sınıf profesörü,zavallı üniversite öğrencisini sınıfın önünde neredeyse aşağılayarak, sözünü oldukça hızlı bi şekilde tükürdü.Tendou başını salladı ve huzursuz hissettiği için kızarmaya başladı,profesörle ve görünüşte haksız davranışıyla yüzleşmek için başını kaldırmaya isteksizdi.Neden birisi bu kadar acımasızken ve profesyonel değilken,profesyonel kabul edilir ki?
"Senin gibi adamlar hayatta kalamaz."
Bu sözler Satori'nin kafasında yankılandı.Kafası karıştı,ayağa kalktı ve ayaklarını çıkış kapısına dönük olarak hafifçe döndürdü.Kitaplarını eline alırken;Tendou eşiğe ulaşana kadar aynı hareketi tekrarlamamak için önce bir ayağını diğerinin önüne koydu.Üzgün çocuk sessizce sınıftan kütüphaneye doğru çıktı.Bedeni odadan çıktıktan sonra,tuttuğu kitabı göğsüne yaklaştırdı ve acıyla çarpan kalbini gizledi.Tendou öfke ve üzüntüden yumruklarını sıkarken,özgürce akmak ve yüzünden aşağı yuvarlanmaya hazır olmak için savaşan gözyaşlarını engellemeye çalıştı.Dışarıda gök gürültüsü ve şimşek sesleri duyulabiliyordu ama genç ve incinmiş çocuk bunu daha az umursayamazdı.Kütüphane 10 metreden daha yakındı ve Satori geldiğinde zaten yarı açık olan kapıyı itti.İçeride kütüphaneciden başka kimse yoktu.Boştaki ilk masaya doğru yürümeye başlamadan önce boğazından yumuşak ve yorgun bir iç çekti.Otururken rahatlamasından dolayı oluşan solgun bir gülümsemeyle yavaşça siyah ahşap sandalyeye yaslandı.
"Ah yalnızım...sonunda."
Beş saat geçti ve Tendou çalışmak yerine huzur içinde başını masaya yasladı.Rastgele,bilinmeyen bir öğrenci omuzuna dokunana kadar derin bir uykudaydı.Yavaşça başını kaldırırken gözlerini tembelce açtı.Salyası kolu ve alt dudağı altında sıkışmışken uykulu gözlerinin altında çok koyu halkalar vardı.Bu yüzden bir gözünü açamadı.Uykulu öğrenci dişlerini göstererek zayıf bir gülümsemeyle diğer öğrencinin yüzünü buruşturmasına sebep oldu.Öğrencinin düşmanca olmayan tepkisine rağmen,Tendou onu umursamadan kıkırdadı.Ayağa kalktı,bu da sandalyenin itilmesine ve gıcırtılı bir ses çıkarmasına neden oldu.Tendou'ya kötü bir bakış atmaya cesaret eden kinci adam iğrenç cıyaklama sesi yüzünden hızla kulaklarını kapadı.Tendou arkasına döndü,kitaplarını umursamadan bıraktı ve eğlenceli andan yararlanarak adamın tatsız ifadesini görmek için başını çevirdi ve yürümeye devam ederken gülümsedi.
Şimdi saat 7'ydi.Kızıl saçlı adam,hafif yağmurlu gecenin altında eve yürüdü.Su birikintilerine doğru yürüyerek kaldırıma su sıçratıyordu.Tendou küçüklüğünden beri bunu yapmaktan zevk alırdı.Gün onun için son derece hızlı geçti ki bu hiç de fena değildi.Hayatında meydana gelen uzun ve gereksiz günleri küçümsemeye başlamıştı.Yere hafifçe yağan yağmur,normal,güneşli bir günde genellikle sıkıcı görünen kaldırımın gri rengine ışıltılı ve parlak bir görünüm kazandırmıştı.Aşağıya bakan Tendou,nerede gezindiğini görmek için başını geri kaldırarak harekete geçti.Kırmızı led ışıklar şehri aydınlatıyordu ancak şehrin geri kalanı zifiri karanlık gecede boğuluyordu.
Hafif yağmur damlalarıyla çevrili Tendou,yaklaşan sessiz ayak seslerini duyunca temiz bir nefes aldı.Garip adım sesinin nerden geldiğini görmek için döner dönmez uzun bir silüet gördü.Bu bilinmeyen gölge güçlü,kaba,ağır ve tehlikeli görünüyordu.Aslında hiçbir şey onu korkutmuyordu,bu yüzden olduğu yerde kalmaya karar verdi ve parlak kırmızı ışıklar meraklı,ciddi adamı ortaya çıkarana kadar yoğun bir şekilde karanlık silüete baktı.Saçları ve gözleri yemişilmsi görünüyordu.Dar bir bedene oturan gri bir gömlek ve bir skinny jean pantolon giyiyor gibiydi.Yağmur gömleğinin ıslanmasına sebep olmuştu ve içinden kaslarıyla derisi görünüyordu.Tendou kaslı adamın donup kaldığını tahmin etti,ancak bir kelime söylemeden önce ona tam beş saniye baktı.
"Her şey yolunda mı efendim?Yardıma ihtiyacınız var mı?Oldukça sırılsıklam görünüyorsunuz."
Uzun boylu adam cevap vermedi.Satori dönüp uzaklaşmaya başlamadan önce uzun bir duraklama oldu.Ancak bacaklarını hareket ettirmeye başlayınca tuhaf,kaslı adam onun hareketlerini takip etti.Tendou'nun alt göz kapağı seğirirken bir yandan kaşlarını çatmıştı.Yıpranmış görünen yüzüne bir sırıtış yerleştirip şiddetle arkasına döndü.
"Yardıma ihtiyacın var mı dedim?Neden beni böyle takip ediyorsun?Bu ürpertici."
Tendou,ürkütücü adamın kendisine ürkütücü diye seslenmemesini söyleyeceğini düşünerek bu sözlerden hemen pişman oldu,çünkü asıl kendisi ürkütücü görünüyordu.Ama şaşırtıcı şekilde adam sonunda derin,pürüzsüz bir sesle konuştu.
"Benim adım Ushijima Wakatoshi."
Tendou'nun gözleri büyüdü.Cevap veremeyecek ve onu selamlayamayacak kadar şaşırmıştı.Tanıştığı diğer insanların çoğu tarafından yargılandığı düşünülürse,onunla normal bir konuşma yapan birini görmek tuhaftı.'Gök gürültülü' davranışı nedeniyle onu reddediyorlardı.Bu yüzden yeni biriyle tanışmak iç açıcıydı.Ushijima diğerlerinden farklı görünüyordu ve Tendou onunla sadece birkaç dakika önce tanışmıştı.Bu,karamsar genç yetişkin için daha iyi bir yaşamın başlangıcıydı.Sonunda gerçek bir arkadaşı olacaktı.Yüzüne hafif bir gülümseme yerleşirken Satori sonunda cevap verdi.
"Benim adım Tendou Satori.Tanıştığımıza memnun oldum"
"Anlıyorum.Bu gece hava güzel.Yürüyüşe çıkmak ister misin?Biraz yalnızım"
Şimdi bu Tendou'nun başına gelebilecek en kabataslak şey değilse bile kabataslaklıkta oldukça yukarıda olmalıydı.Japonya en düşük suç oranına sahip ülkelerden biriydi ve Wakatoshi'nin tehtidkâr bir çete üyesi olması durumunda kendini savunabilirdi.Tendou'nun ki gibi depresif bir ruhu nasıl yaralayacağını bilmeyecek kadar masum göründüğünden bahsedilemezdi bile.Kafası karışan çocuğun kan damarları genişledi ve cildini kanla doldurdu bu da Tendou'nun hafifçe kızarmasına sebep oldu.Bir akşam macerasına davet edilmekten oldukça memnundu.Neşeli ifadesini fazla göstermeden atletik adama gülümsedi ve teklifini memnuniyetle kabul etti.
Ve işte hayatımın mutlu kısmı başlıyordu...onunla LED ışıkların altında tanışarak.
Bi şeyler söylemek istiyorum.Kitabın asıl yazarı çok betimleyici ve uzun cümleler kurmuş dolayısıyla bu okumayı ve anlamayı güçleştiriyor o yüzden ilerki bölümlerde biraz hafifleteceğim iyi okumalar<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Under the LED lights~Ushiten( Türkçe çeviri)
Fanfiction⚠️ANGST UYARISI⚠️ Yeni üniversitesinde yalnızlık çeken 19 yaşındaki kızıl saçlı Tendou Satori eve giderken Ushijima Wakatoshi ile tanışır.Tendou sosyal etkileşimlerin büyük bir hayranı değildi ancak hayatını duyguları devralana kadar yeni arkadaşına...