[15]

148 16 17
                                    

Selam, güzel dostlarım. Nasılsınız? Umarım her şey yolundadır. Önceki bölümden bu yana 2 haftadan fazla süre geçmiş. Yine geç kaldım, üzgünüm :( Unuttuysanız bi geri dönün önceki bölüme öyle gelin buraya.

Oy ve yorum sayısı çok az. Cidden çok üzülüyorum, yapmayın böyle.

Her neyse iyi okumalar. Sizleri seviyorum <3
.
.
.

Minho'nun anlatımı ile:

Korkudan dudaklarımı kemirerek aşağıya,Chan ve Changbin'in yanına indim. İnerken sapığımın mesajını sildim ki Chan görüp daha da sinirlenmesin. Bir süredir yazmıyordu ne olmuştu birden ?

Çantamı sırtıma geçirip diğerlerine işaret verdim ve beraber evden çıktık. Aklım hala o mesajdaydı. Chan hallettiğini ve bir daha yazamayacağını söylemişti. Şu an ona bunu söylersem
delirecekti. Söylememem en iyisi diye düşünüp sessizce yürümeye devam ettim. O sırada Chan ve Changbin takip ettikleri basketbol takımı hakkında konuşuyorlardı.

"Son saniye basketi çok iyiydi. Hala etkisindeyim." Changbin bunları söylerken Chan bana döndü ve bir süre gözlerini üzerimde gezdirdi. Gözlerinin dudaklarımda oyalandığını görünce onu gülerek ittirdim.

"Chan ciddi misin? Sokaktayız."

Dediklerimi bitirdiğim anda eli dudağıma gitti. Ben öpmesini beklerken o parmaklarını nemli dudağımda gezdirdi. Elini çektiğinde kırmızı renkli parmaklarını gördüğümde gözlerim büyüdü.

"Kanıyor."

Dediklerine inanmamışçasına elimi dudağıma götürüp çektim. Evet, cidden kanıyordu. Ama neden?

Tam bunu düşünürken aklıma birkaç dakika öncesi geldi. Stresten dudaklarımı ısırıp durmuştum. Başka bir şeyden olmadığını anladığım için biraz rahatlamıştım. Yanımdakilere
de ciddi bir sorun olmadığı söylemem gerektiğini düşündüm.

"Sorun yok, dudaklarımı ısırmıştım. Ondan olmalı."

Changbin sakinleşmiş olsa da Chan hala endişeli gözüküyordu.
Sırtını okşadım ve önüne dönmesini işaret ettim. İstemeyerek  yola döndü ve yürümeye devam ettik.

Kısa bir süre sonra okula vardığımızda sınıfa ilerledik. Ders başlamıştı. Hocanın dediklerini umursamadan sırama geçtim. Changbin hemen yanımaki, Chan de önümdeki yerini aldı ve dersi dinlemeye başladık. Tabii benim aklım Jisung'taydı. Sapığımı düşünmeyi zor olsa da bırakmıştım. Eğer düşünmeye devam edersem işin içinden çıkamazdım. Bu yüzden de beni sakinleştirecek ve mutlu edecek şeyler düşünmeliydim. Yani Jisung'u.

Never Stop |MİNSUNG|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin