Omg omg bu bölüm neye ağlayacağız acaba
---
"Oh My God!" diye bağırdı Connie. Hepimiz ona korkarak dönerken sırıttı. "Mikasa, Eren'i elliyor hm?" kaçamak bakışlar atarken yüzümü buruşturdum ve kafasına vurdum. Herkes gülerken Sasha biraz garip duruyordu sanki.
Yoksa bir şeyler mi anladı?
"Sonra ki ders beden, üzerimizi değiştirmemiz gerek." Armin, diğerlerini toparlayıp soyunma odasına ilerlerken Sasha kolumu tuttu ve beni arka tarafta kalan Laboratuvarlar olduğu için genelde tenha olan koridora sürükledi.
"Mikasa bugün çok garipsin. Sabah bir anda fenalaştın, Eren'i sapık gibi elledin. Bana anlatmadığın bir şey mi var?"
Harika, ters giden şeyler olduğunu anlamış.
"Hayır, sadece Eren'in kaslarını ellemek istedim!" panikleyince yüksek sesle konuştum biraz sanırım çünkü koridorda ki öğrenciler bize dönmüştü.
Sasha biraz dibime girdi ve gözlerini kıstı. "Hm?" diye mırıldandı ve benden uzaklaştı. "Tamam buna inanabilirim sanırım."
Bundan sonra beraber üzerimizi değiştirdik ve zil çalınca bahçeye indik.
---------------
Okul bittikten sonra grupça kapının önünde durduk.
"Kafeye falan mı gitsek?" herkes Marco'nun önerisini onaylarken Eren'e döndüm. "Siz önden gidin. Eren ile bir şey konuşmam gerekiyor, biz size yetişiriz."
Hepsi bize sırıtarak baktılar ve önden ilerlemeye başladılar.
"Ne konuşacağız?" Eren bana merakla bakarken yutkundum. Nasıl söyleyeceğim bilmiyordum. Derin bir nefes aldım ve umursamadan konuşmaya başladım.
"Eren yarın akşam buluşalım mı?"
Onun yüz ifadesi. Aman Tanrım...
"Üzgünüm Mikasa ben... Yarın başka planım var."
Biliyorum Eren, her şeyden vazgeçeceksin.
"Lütfen, sana önemli bir şey söylemem gerek."
Tanrım lütfen kafamı kopar, bunu yapacağıma inanamıyorum.
"Ah ben... Gerçekten yapamam ."
Başaramayacağım değil mi?
Yarın gece başladığım noktaya tekrar döneceğim, önceden gittiğim psikologlara tekrar gideceğim, Armin'in kendini gözümün önünde suçlayıp yavaş yavaş depresyona girişini ve kendisine zarar verişini göreceğim, Connie'nin duygusuz bir insana dönüşünü göreceğim, Sasha'nın yemekten kesildiğini fark edip ona zorla yemek yedirmeye çalışacağımızı göreceğim, Reiner'ın okulu bırakmasını göreceğim, Marco'nun artık gülümsemediğini ve hepimizden soğuduğunu göreceğim, Jean'ın gözümün önünde sinir krizi geçirip hıçkıra hıçkıra ağladığına şahit olacağım.
Kendi canımdan da vazgeçmek isteyişimi tekrar yaşayacağım. O acıyı tekrar hissedeceğim.
Ereni kolundan kendime çekip sıkıca sarıldım ve gözümde biriken yaşların yanaklarımdan akmasına izin verdim. Başta sessizce ağlarken sonradan şiddetlice ağlamaya başladım.
"Eren lütfen, ben hiç iyi değilim. Sadece senin için dayanmaya çalışıyorum ama artık bu bile ağır gelmeye başladı ben artık böyle olmak istemiyorum." daha çok ağlarken Eren'in kollarının sırtıma dolandığını hissettim. Sokak ortasında birbirimize sarılıyorduk, ben ağlıyordum. Geçen insanlar ise bize garip garip bakıyordu. Eren'in hafifçe burnunu çektiğini duydum.
"Özür dilerim Mikasa ben, sadece kendimi düşündüm. Özür dilerim, çok özür dilerim. Yarın bana her şeyi anlatacağına söz verir misin."
Veremem.
"Söz veriyorum."
---
Allahım bana dayanma gücü ver amin

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀɴᴅ ɪ ғᴇʟʟ ɪɴ ʟᴏᴠᴇ ᴡɪᴛʜ ʏᴏᴜ¨*:·ᴇʀᴇᴍɪᴋᴀ
Fanfiction⎋ "Seni kurtaracağım Eren." Mikasa, sevdiği çocuğu intihardan vazgeçirebilmek için zamanda yolculuk yapar ancak bir döngünün içinde olduklarının farkında değildir.