Angst yazmayı özlemişim ya valla
Multimedya🛐🛐---
Gözlerimi açtım yavaşça, başarmıştım.
Sınıfta uyuyakaldığım ana gelmiştik, o olaydan 1 gün öncesine yani. Yavaşça doğruldum sıradan ve etrafıma baktım. Her şey o gün ki gibiydi.
Herkes neşeli, mutluydu.
"Mikasa!" kapının önünde bana seslenen kişiye döndüm elbette tahmin ettiğim gibiydi. Bana gülümseyerek bakan Sasha'ya baktım. Ayağa kalkıp onun yanına ilerledim, koluma girdi.
"Kantine iniyoruz."
Kantine indiğimizde bizimkilerin oturmuş olduğunu gördüm. Sasha ile gülüşerek bize ayırdıkları sandalyeye yerleştik.
Hepimiz gülüşürken Eren hala gelmemişti. Şu an sahil kenarında plan yapıyor olmalıydı.
Armin cebinden telefounu çıkarttı ve Eren'i aradı.
"Uyuyor herhalde, dün sesi kısık geliyordu sanırım üşüttü."
Evet doğru tahmin ama yanlış olay.
Hasta olmasına rağmen sahil kenarındaydı. Planını yapıyordu. Ne zaman, hangi saatler de, nasıl hayatına son vereceğine karar vermeye çalışıyordu.
"Aklıma gelen mektup ile tüylerim ürperdi ve olduğum yerde titredim.
"Mikasa iyi misin?" Armin merakla bana bakarken başımı olumlu anlamda sallayarak gülümsedim.
Hayır iyi falan değilim.
Zilin çalması ile hepimiz ayağa kalktık. İstemsizce gerginken aklıma gelen şeyler ile dolan gözlerimi çaktırmadan sildim.
Yarın sevdiğim çocuk kendi hayatına son vereckti, iyi değildim kesinlikle. Aklıma Eren'in o hali gelince gözlerim hafiften doldu. O ölmeden önce yaptığımız son konuşma.
Eren'in cesedi.
Eren'in bembeyaz yüzü.
Kollarımda duran kalbi.
Zihnimde hızla belirmeye başlayan o anılarla nefes alamadığımı hissettim. Sanki birisi boğazımı sıkıyordu.
Benim yüzümden gitmesi her yüzüme vurduğunda kalbim daha da fazla çarpmaya başladı. Ellerim ve dizlerim titrerken nefes almam daha da zorlaştı.
"Mikasa?" Jean'ın sesini kendi kalp stışlarımdan dolayı boğuk boğuk duyarken o beni omuzlarımdan tutarak sarsaladı.
Jean'ın kafasına vuran Armin endişeyle bana döndü ve kolumu tuttu.
"Mikasa? İyi misin?" yer ayaklarımın altında kayarken sesimi dahi çıkartmadım. Sanki konuşursam okul başımıza yıkılacak gibiydi.
Herkes sınıflarına gitmiş koridorda bir tek biz kalmıştık.
Derin derin nefes almaya çalışırken Armin alnımda biriken teri sildi ve mırıldandı.
"Mikasa, revire gidelim hadi gel." elini belime yerleştirerek yürümeme yardım ederken yavaş yavaş adımlar atıyordum. Her adımda gözümden bir damla göz yaşı akıyordu. Gözlerim iyice bulanmıştı etrafı zar zor görüyordum
Kendimi suçladım. Kendimden nefret ettim.
"Keşke," diye geçirdim içimden gözlerim kapanmadan hemen önce "Keşke, senin yerine ben ölseydim Eren."
---
Olm kitap nasıl gidiyor? Bana söyleyin şu an anlayamıyorum soqiquw9snqpnqw

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀɴᴅ ɪ ғᴇʟʟ ɪɴ ʟᴏᴠᴇ ᴡɪᴛʜ ʏᴏᴜ¨*:·ᴇʀᴇᴍɪᴋᴀ
Fanfiction⎋ "Seni kurtaracağım Eren." Mikasa, sevdiği çocuğu intihardan vazgeçirebilmek için zamanda yolculuk yapar ancak bir döngünün içinde olduklarının farkında değildir.