Güzel güzel sakin sakin okuyun😀👍🏻
---
"Yomoklor çok gozol!" Sasha ağzına kek sokuştururken onun bu haline kahkaha attım.
"Kalksak mı artık? Saatlerdir buradayız, annemler nöbetçi zaten." hafif esnerken mırıldandım. Bugün cidden çok yorulmuştum.
Hepimiz yiyecek pakietlerini karşıda duran çöp kutusuna attıktan sonra birlikte yürümeye başladık.
"Sahi son günlerde çok garip şeyker hissediyorum." Armin hafifçe başını bize çevirdi. "Sürekli rüyalarımda siz oluyorsunuz ve genelde kötü şeyler oluyor."
Olamaz.
"Bilinç altında sadece matematik yatıyor sanıyordum." Reiner sırıtarak Armin'e bakınca kaşlarımı çattım.
Onların eski anıları görme olasılığı var mıydı ya da her şeyi hatırlama?
"Levi bize gelsene seninle bir şey konuşacağız." Levi'ın kulağına eğildim ve fisıldadım. Beni onaylayınca önüme döndüm ve Eren'in elini tutarak yürümeye devam ettim.
Yürürken duyduğum bağırma sesi ile oraya doğru döndük hepimiz.
"İMDAT!" tanımadığım bir adam, tandımadığım bir kadının başına silah doğrultuyordu.
Bulunduğumuz konum kalabalık bir merkez olduğu için insanlar toplanmıştı bile.
"EĞER YAKLAŞAN OLURSA KADINI VURURUM!"
Adamın bağırmasıyla herkes biraz gerilerken Jean öne çıktı ve adamın üzerine koşmaya başladı.
"JEAN DUR!" hepimiz arkasından bağırırken Jean bizi umursamadı ve koşmaya devam ederek silahlı adamın üzerine atladı.
Kadın yana savrulurken insanlar onu yanına almıştı. Bu sırada Jean ve silahlı adam boğuşmaya devam ediyordu.
Eren ve Reiner tam onlara koşarken silah sesi patladı.
Hayır.
Hayır.
Jean duraksadı ve olduğu yerde sendeleyerek yere doğru düştü.
"JEAN!" hepimiz ona koşarken polis gelmiş ve silahlı adamı tutmaya başlamıştı.
"Jean beni duyuyor musun?!" Marco bağırarak ağlarken etrafımız kan dolmuştu. Üzerimiz başımız kan içindeydi.
"Jean gözlerini aç." diye mırıldandım gözyaşım göğsünde ki yaraya düşerken. "Lütfen, sen de ölme."
Başımı göğsüne yasladım ve onu sıkıca sarmalayarak sarıldım.
Ben ona sarılırken yime aynı şey oldu.
Bir arkadaşım daha gözlerimin önünde öldü.
Başımı Levi'a çevirdim ve dudaklarımı oynattım.
"Zamanı geriye al."
-------------
"AMAN TANRIM!" Jean gözlerini açarak kendisini kontrol etti. Herkes şok içerisinde görünüyordu.
"Demek buydu." diye mırıldandı. "O şeyler sadece rüya değildi, onlar gerçekti."
Yoksa hatırlıyorlar mı?
"Ben... Ben aslında ölü müyüm?!" Sasha çığlık atarken geriledi ve etrafımıza bakındı.
Eren gözlerini bana çevirdi ve mırıldandı.
"Yani sen, o gece beni mi kurtardın Mikasa?"
Nasıl?
"Siz nasıl-" Levi elini omzuma koydu ve mırıldandı.
"Arka arkaya yaptığın için her şeyi hatırlıyorlar Mikasa."
"Neyi arka arlaya yaptın?" Marco merakla dolu gözlerini bana dikti.
"Zamanda yolculuğu..."
Hepsi şok içinde bana bakarken Erem ayağa kalktı ve bana doğru ilerledi.
"İnanılmaz, sevgilim bir zaman yolcusu."
"Mikasa bize her şeyi baştan anlatman gerekiyor!" Armim aceleyle konuştu ve önden yürümeye başladı.
"Armim bekle tahmim ettiğim şeyse-" Armin'e doğru hızla gelen tır'ı fark edince cümlemi yarıda kestim ve ona doğru koştum.
Armin'i kolumdan tutup çektiğim anda tır önümüzden geçti.
Tahmim ettiğim şeydi.
"Döngünün içindeyiz ve sıra kimde bilmiyorum."
---
Finale yavaş yavaş yaklaşıyoruz...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴀɴᴅ ɪ ғᴇʟʟ ɪɴ ʟᴏᴠᴇ ᴡɪᴛʜ ʏᴏᴜ¨*:·ᴇʀᴇᴍɪᴋᴀ
Fanfiction⎋ "Seni kurtaracağım Eren." Mikasa, sevdiği çocuğu intihardan vazgeçirebilmek için zamanda yolculuk yapar ancak bir döngünün içinde olduklarının farkında değildir.