Gözlerimi açtığımda kendi odamda değildim. Duvarlar mavi renkli küçük bir odadaydım. Kalktım. Dün ile ilgili bir şey hatırlamaya çalışıtım ama olmadı.
Hiçbir şey hatırlayamıyordum. Neresiydi burası? Odadan dışarı çıktım. Sonra bir odadan üstü çıplak bir çocuk çıktı. Pantolonu vardı ama tişörtü yoktu.
"Kimsin sen?" dedim.
"Ne?"
"Kimsin sen? Ben neredeyim?"
"Sen ne diyorsun Melis?"
"Beni nereden tanıyorsun?"
Bana doğru yaklaştı ve bende bir kaç adım geriledim.
"Bana yaklaşma" diye bağırdım.
"Melis kendinde değilsin. Ben Egemen."
"Seni tanımıyorum. Uzak dur benden!"
"Melis yapma böyle..."
"Babam nerede?"
"Baban mı?"
"Evet"
"Şey..Öldü."
"Yalan söylüyorsun."
"Üzgünüm Melis.."
"Sen yalancının tekisin!" dedim.
Kaçmak için bir yer arıyordum. Egemen üzerine tişörtünü giydi. Bana doğru yaklaşmaya başladı. Bende kapıya doğru koştum.
Dışarıya çıktığımda güneş ışıkları gözüme vurdu. Sonra kafamı sallayıp koşmaya başladım. Bir yandanda ağlıyordum.
Birden bileğimi birisi tuttu ve beni kendine yapıştırıp sımsıkı sarıldı.
"Bı..Bırak" dedim ağlayarak. "Hatırlayamıyorum" diye ekledim.
"Şşt.. Ben buradayım." dedi.
Bana çok kuvvetli bir güven duygusu hissettirdi. Kafamı göğsüne yasladım ve ağlamaya devam ettim. Tişörtü göz yaşlarımla ıslanıyordu. İşte o anda herşey gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti. Dün olan herşeyi hatırlamak daha çok ağlamama neden olmuştu.
"Aman Allahım ben ne yapacağım şimdi?" dedim
"Şimdilik bir şey düşünme sadece rahatla" dedi.
Kendimi ona bıraktım. Kollarımı boynuna doladım. Onun yanındayken kendimi çok rahat hissetmiştim. Beni biraz geri çekti ve gözlerimden akan yaşları sildi.
"İyi misin?" diye sordu.
"Sence?"
"İyi değilsin" dedi.
Evet anlamında başımı salladım. Beni tekrar kendine çekti ve sarıldı. Bende ona karşılık verdim. Arada ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum. Kendimi ondan uzaklaştırdım.
"İçeri girsek iyi olur" dedim.
Etrafına bakındıktan sonra bana dönüp "Olur" dedi.
Evine doğru yürüdük ve içeri girdik. Orada ki koltuklardan birine oturdum. O da karşımda oturuyordu.
"Hatırlıyor musun?" diye soru yöneltti sessizliği bozmak adına.
"Hıhı.." dedim
"Üzgünüm,engel olamadım."
"Aslında sevinsem mi üzülsem mi bilemiyorum. Duygularım çok karışık."
"Nasıl yani anlamadım?"