Todoroki x Reader (Bnha x Reader)

Yakınlaşma

Beğenin lütfen 😽

"Ameya, uyan hadi."

Uyuduğum yerde kıpırdandım, nerede uyuyordum bilmiyordum ama çok sıcak ve rahat hissettiriyordu.

"Ameya, kalkmamız gerek."

Mırıltılar çıkararak gözlerimi yavaşça açtım. Neredeydim, yerde mi uyumuştum ben?

O sırada birinin üstünde uyuduğumu fark ettim, kafamı kaldırıp baktığımda Shoto'nun bana baktığını gördüm. "Günaydın."

Bir anda yerimden fırladım, "Üzgünüm!"

O da doğrulurken garip bir ifade ile bana baktı, "Ne?"

"Uyuyakalmışım!"

"Ah... Sorun değil, gerçekten."

Saate baktım, sabah 11'e geliyordu. "Bu kadar uyuduk mu biz?"

"Dün yorulmuşuz sanırım."

Telefonumun çalmasıyla irkildim ve masadaki telefonu elime aldım. Bakugou arıyordu.

"Alo?"

"KALKSANIZA AMINA KOYAYIM!"

Bir anda gelen yüksek sesle hemen telefonu kulağımdan uzaklaştırdım, bağırması bitince geri yaklaştırdım. "Uyandık işte!"

"Kaldırın götünüzü de aşağı kahvaltıya gelin. Kimse yok burada."

"Nasıl kimse yok? Diğerleri nerede?"

"Hepsi gezmeye gitmiş sanırım."

"Oha ya... Tamam, geliyoruz."

Telefonu kapadım ve Shoto ile lavaboya gittik. Daha sonra birlikte aşağı indik.

Bakugou masada oturmuş cocopops yiyordu.

"Günaydın."

Bir kâse aldım ve cocopops doldurmaya başladım.

"Akşama kadar uyusaydınız bir de!"

Shoto'da eline aldığı kâseye süt doldururken uykulu sesiyle mırıldandı. "Tamam be... Ne uzattın sen de."

Bakugou bir anda sırıtarak bana bakmaya başladı, "Film nasıldı Ameya? Baya eğleniyordun herhalde izlerken."

İlk başta neden böyle dediğini anlamasam bile daha sonra anlamıştım. Bakugou'nun odası Shoto'nun yan odasıydı. Filme bağırdığım zamanları vs. Duymuş olmalıydı.

"Aynen, çok eğlendim."

~~~~~~~~~~~~~~~

"Aizawa sensei dışarıda kiminle konuşuyor?"

Bakugou okuduğu dergiden gözünü ayırmadan mırıldandı, "Nereden bilelim, git bak."

Derin bir nefes alarak kapıya ilerledim ve bahçeye çıktım. Ağaçların arasında Aizawa senseinin sesi geliyordu.

Biraz ilerlediğimde mor saçlı bir çocuğu ve Aizawa senseiyi gördüm.

"Aizawa sensei?"

Bana döndü, "Ameya, siz yurtta mıydınız?"

"Shoto ve Bakugou ile yurttayız."

"Anladım..."

Yandaki mor saçlı çocuğa baktım, boynunda Aizawa senseide olan sargılardan vardı. Onlarla uğraşıyordu.

"Bu kim?"

Aizawa sensei de ona döndü ve bana cevap verdi. "Shinsou. Kahraman departmanına geçmek için çabalıyor."

Shinsou ondan bahsettiğimizi fark edince bize döndü, "Merhaba..."

"Merhaba."

Aizawa senseiye döndüm ve kafasındaki gözlüğü elime aldım. Bu gözlük, özgünlüğünü kullanırken kime baktığı fark edilmesin diye tasarlanmıştı.

"Bu gözlükten lazım bana da."

"Destek bölümüne gidersen yaptırabilirsin."

"Üşeniyorum."

"Banane."

Sinirli gözlerle gözlerine baktım, "Gıcık adam..."

~~~~~~~~~~~~~~~

"Oha, tişörtlerin çok iyi!"

Shoto yerdeki puf koltukta oturmuş beni izliyordu, "İstediğini alabilirsin."

Heyecanla ona döndüm, "Cidden mi?"

"Evet, al istediğini."

Sevinçle önüme döndüm ve en beğendiğim tişörtü alarak odanın arka tarafına, Shoto'nun beni göremeyeceği yere giderek kendi tişörtümü çıkarıp onun tişörtünü giydim.

Doğal olarak bana daha büyük ve daha bol oluyordu ama zaten böyle giyinmeyi seviyordum.

Hızla onun oturduğu kısma gittim ve ellerimi belime koyarak ona baktım. "Nasıl olmuş?!"

Altımda şort olduğu için ve üstümdeki tişört de uzun olduğu için elbise gibi oluyordu ve şort bile gözükmüyordu.

Baştan aşağı beni süzdü ve bir şey demeden ayağa kalktı.

"Kötü mü olmuş?"

Yavaş adımlarla bana yaklaştı ve tişörtün neredeyse dirseğime kadar gelen kolunu hafifçe tuttu. Diğer eliyle de belimi tuttu.

Ne olduğu anlamamış ve şok içinde ona bakıyordum. Yaptığından rahatsız olmamıştım ama bir anda böyle bir şey yaptığı için ne yapacağımı bilemiyordum.

Bir şey demeden yüzümü inceliyordu, her karışını. En sonunda dayanamadım ve zar zor mırıldandım, "Shoto...?"

Adını seslendiğimde kendine gelmiş gibi irkildi ve bir adım geri gitti, "Çok güzel oldu, senin olsun bu tişört."