4-Saf Korku

484 17 8
                                    

Sessizlik boğucuydu.Meleklerden biri alnında oluşan ter birikintisini silip,titreyen sesiyle"Düşmüşlerde burada..."diye fısıldadı.Ortamdaki gerilim elle tutulabilir derecedeydi.Melek gardiyanlarından biri olan Edmant "Ne istiyorsunuz?"diye sordu.Yapılı vücuduyla tehditkar gözüküyordu.Kendinden emin durmaya çalışsada bakışlarındaki korku buna izin vermiyordu...

Sarışın çocuk alayla güldü.Ses tonu ürperticiydi.Edmant aldığı bu karşılıkla terlemiş avuçlarını pantolonuna sildi.Cevap vermek için dudaklarını araladı fakat kendine engel oldu.Bizden daha kalabalıklardı,neler yapabileceklerini bilmiyorduk.Risk almamalıydık.Sarışın çocuk kendinden emin bir şekilde gülümsedi.Bakışlarındaki alay kaybolmuyordu.Giydiği simsiyah giysilerinin içinde vücudu ben buradayım diyordu adeta.Gözleri meleklerin üzerinde tek tek gezdi.Buz mavisi gözleri üzerimde birkaç saniye durdu.Bakışlarımı ondan kaçırdım.Yanındaki kıvırcık saçlı çocuğa bir şeyler anlatmak istercesine baktı.Saniyeler sanki saatler gibi geçiyordu.Kıvırcık saçlı çocuğun suratında kurnaz bir gülümseme belirdi.

Kıvırcık saçlı çocuğun suratında kurnaz bir gülümseme belirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Endişeyle bakışlarımı Skayla'ya çevirdim.Omuzlarını öne doğru eğmiş,sağ ayağını bir adım ileri atmıştı.İşaret bekleyen bir marathon koşucusuna benziyordu.Ona baktığımı görünce vücudu gevşedi ve güven vermek istercesine gülümsedi.Ama gözlerindeki korkuyu açıkça görebiliyordum.Bakışlarım onun birkaç adım gerisinde olan Valerie'ye kaydı.Korkusunu göstermekten çekinmiyordu.Tırnaklarını sertçe avuç içlerine batırmış,gelecek hamleyi bekliyordu.Birkaç gülüşme sesiyle tekrar şeytan-düşmüş topluluğuna baktım.Kıvırcık saçlı çocuk elini saçlarının arasına daldırdı ardından grubuna göz gezdirdi.Grup itaatkar şekilde çocuğun ağzından çıkacak kelimeleri,en küçük bir hareketi bekliyorlardı.Kıvırcık çocuk derin bir nefes alıp verdi.Dudakları aralanırken buharlaşan hava sisin içerisinde kaybolup gitti.Kafasıyla bizi işaret etti ve daha kimse ne olduğunu idrak edemeden bize saldırmaya başladılar.

Vücudum adrenalinle dolup taştı.Melek gardiyanları "Dağılın!"diye bağırdı.Bir arada durmamalıydık.Tüm melekler ayrı yönlere olmak üzere ormana dağıldı.

Tüm melekler ayrı yönlere olmak üzere ormana dağıldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kalanlar dövüşmeye başladı.Buradan hemen uzaklaşmalıydık.İtiş kakış arasında Skyla ve Valerie'yi aradım.Kızıl saçlar görüş alanıma girdiğinde "Valerie!"diye bağırdım.Çığlıkların ve kargaşanın arasında sesim kaybolmuştu.Fakat Valerie sesimi duydu.Olduğum yere baktı ve bana doğru gelmeye başladı.Yüzündeki rahatlama yerini korkuya bıraktı."Annabell dikkat et!"diye bağırdı.Sırtımda hissettiğim keskin acıyla bana saldıran şeytana döndüm.Dövmesi yırtılan tişörtün arasından kendini gösteriyordu.Bana savurduğu yumruktan eğilerek sıyrıldım ve suratına sert bir yumruk geçirdim.Bir iki adım gerilediğinde bundan faydalanıp Valerie'yi kolundan yakaladım ve ormanın içerisine doğru koşmaya başladım.Kalabalığın arasından sonunda sıyrıldığımızda,çığlıkların kulağımda oluşturduğu uğultu azalıyordu."Skyla nerede?"diye sordum,endişeyle.Valerie titreyen ellerini omuzlarıma yerleştirdi ve güven vermek istercesine sıktı."Bizi bulacağına eminim."dedi.Ormanın derinliklerine dalarken ikimizde bunun doğru olmasını diledik.Dalların arasından sıyrılmaya çalışırken Skyla'nın acı çığlığı ormanda yankılandı...

Under The MoonlightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin