Tek tek tüm dükkanları dolaşıyordum.Belki birisi bana iş verir umuduyla.Ama görünüşe göre kimse benim gibi bir züppeye iş vermiycektir.Dışım pis,kavgacı,kötü çocuğu andırabilir ama ben öyle biri değilim,olamam.Ben annelerin –ondan uzak dur- dedikleri tiplerdenim işte.Sadece dış görünüşüm.
Lüks bir kafede İŞÇİ ARANIYOR!,yazısını görür görmez içeriye girdim.Bütün gözler bana çevrildi.
Ne oldu çok mu korkunç görünüyorum?merak etmeyin sizi yemeyeceğim.Diye içimden geçirdim.
Neyi var bu insanların,dünya bana küstü mü?.
Patronun yanına giderken maaşın fazla olmasını ümit ediyordum.
Kapıyı yavaşça tıklatarak içeriye girdim.
İçeride kel,gözlüklü,hafif kilolu bir adam oturuyordu.
‘’Ben iş ilanı için gelmiştim.’’dedim usulca.’’peki,nelerle uğraşıyorsun özet geç bakalım’’dedi kendinden emin şekilde.
Ona herşeyi anlattım.Paraya ihtiyaç duyduğumu,anneme bakabilmek için okulu bıraktığımı.
Bana acır gözlerle baktı.En nefret ettiğim bakış şekillerinden biriydi bu.
Bi süre sessizce bir kağıt doldurdu.Bana uzattı ve ‘’imzala bakalım’’dedi.Kağıda göz gezdirdikten sonra imzaladım.İşe kabul edilmiştim.
Yuppi hayat ilk kez bana güldü.
Sıra gelmişti maaş konusuna.
‘’Bak delikanlı burada herkese asgari ücret verilir ama senin ihtiyacın olduğundan sana biraz kıyak geçip maaşını 900₺ yapıyorum,anlaşıldı mı?.Bundan kimseye bahsetme sadece sen ve ben.’’dedi.
Kafamı sallayıp dediklerini onayladım.
Eliyle kapıyı gösterip ‘’çıkabilirsin,yarın sabah 8’de burada ol işe hemen başla .’’dedi.
Bir an önce eve gitmek istiyordum.Sabahtan beri iş arıyordum.Hava yağmurluydu altı yırtık ayakkabılarım su çekiyordu.Ayaklarım su toplamıştı,açlıktan ölüyordum,yorgunluk desen en acısıda oydu zaten.
Karşıdan metroseksuel bi çocuk geçiyordu.Belliki zengindi.Elinde son model telefon,yepyeni kıyafetler,cool bir tarz.Daha ne istiyor işte en azından dış görünüşü güzel.Zengin.Ailelerin çocuklarına önerdiği tipten.Hayat onlara güzel.Onlar baş üstünde yaşarken biz…
Neyse en azından iş bulmuştum.Anneme bakabilecektim.Artık kendi ayaklarımın üzerinde durmam gerekecekti belki ama hayatla yüzyüzeydim.Tam karşımda gözlerimin içine bakarak ‘’sana acı çektirmeye devam edeceğim’’diye sesleniyordu sanki bana.Umutsuzca,kararsızca devam edecektim yoluma.Kalbim eve doğru attığım her adımda kırılıyor.Kapılar yüzüme kapanıyordu.Neden böyle oldu?.Daha önce birinin canınımı yaktım da ahı çıkıyor,hırsızlık mı yaptım?,pis işlere mi bulaştım?.’’Hayır!’’.Neden böyle o zaman.Neden mutsuzum ben?.Ne için mutlu olamıyorum?.Ne için kimse beni sevmiyor?.
Bazen sanki bir tek ben yanlızmışım gibi geliyor.Öyle bence,kimse benim kadar yalnız ve kimsesiz olamaz.
Karşıdan sevdiğim kız geliyor.Yemyeşil gözleri güneş gibi parıldarken o ise asilce yürüyor.Gözleri gözlerime değdiği gibi tekrar kendimden geçtim.Bütün acım silinmişti.Her şey bir anlığına yok olmuştu.Hadi onuda alın benden.Yakında buda olur bence.Yanımdan geçerken kokusu birkez daha etkilemişti beni.Kalbim deli gibi çarpıyordu.Durmaksızın,yerinden çıkacak gibi.Eve doğru ilerledikçe içimdeki ateş sönüyordu ve ben üşümeye başlıyordum.Birsürü kötü anıya şahit olmuştu o ev.İçeri girdiğimde ise bütün duygularım tekrar yok oldu.Annem herzaman ki gibi uyuyordu.Acısı yoktu.Duyguları donmuştu.Tek yaptığı şey sağa sola gidip gelmekti.Yaşıtlarım hayatını yaşarken ben ev geçindiriyordum.
Böyleydi işte,hayat kişiye göre davranıyordu.Davranacaktıda.
*DEVAM EDECEK*
voteler ve okuma sayısı arttıkça bölümleri daha hızlı yazmaya çalışıcam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EROİN
Novela Juvenil''Eroin'in verdiği acıyı bilir misin?.Herşeyin elinden gidişine göz yumabilir misin?''