Bölüm 1 = Sev'us

1.5K 132 138
                                    

Song - Chord Overstreet = Hold On

Song - Chord Overstreet = Hold On

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

/////--//////

Siyah gözleri büyük bir sakinlikle gölün yüzeyinde gezindi. İçinde çok hafif bir mutluluk ve büyük bir huzur vardı. Tebessüm ederek üzerinde bulunduğu taşın kenarına bir adım attı ve iç çekti. Sesi kulağa mükemmel bir şarkı gibi gelen birkaç kuşu duyuyordu. Uzaktan baykuş sesi de geliyordu.
Hava ise çok güzeldi. Karagöl'ün etrafını saran sis ve soğukluk gitmiş, yerini tatlı bir esinti ve hoş bir güneş ışığı almıştı.

Sanki doğa onun yaşamasını istiyor gibiydi.

Ama Severus, artık bunu istemiyordu. Çok savaşmıştı, direnmişti, hatta hiç istemediği şeyler bile yapmıştı ama artık dayanamıyordu.
Bedenine zorla dokunan ellerin anısı, hissettiği acı hiç geçmiyordu.

O sadece 16 yaşındaydı ama bütün bunlarla başa çıkmak zorunda kalmıştı ve şimdi pes ediyordu işte.
Herkesin istediği gibi yok oluyordu. Arkasından kimse ağlamazdı, kimse üzülmezdi. Belki Regulus biraz... ama birkaç yıl sonra adını bile hatırlamayacaktı.
Çünkü bilirsiniz, sevilmeyen insanlara olan budur. Unutulurlar...

Severus aylar sonra ilk defa gerçekten gülümsedi. En kenarda durup göle arkasını döndü ve ağaçlara baktı. Bu ağaçlar onun çığlıklarına, acılarına şahit olmuştu. Sonra başını kaldırıp masmavi gökyüzüne baktı.
O öldüğünde ağlayacak bir bulut bile yoktu...
Umursamadı. Zaten olsa da onun için kimsenin, hiçbir şeyin ağlamasını istemezdi.

Gözleri küçük, kırmızı bir kuşu takip etti. Tek başına, kaybolmuş gibi görünüyordu. Gözleri kuştayken kollarını onun gibi kayıp ama özgür hissederek iki yanında açtı ve gölün kenarında bulduğu en yüksek noktadan kendini aşağıya bıraktı. Aklında belirli bir sözcük dönerken ruhunun huzurla kaplandığını hissetti.

O zayıf değildi, sadece çok savaşmış ve yorulmuştu. Biraz mutlu olmak onun da hakkıydı...

Sözcüğü son kez söylerken bedeninin sertçe suya düştüğünü hissetti.

'Mevictima.'

Canı hiç yanmadı...

//////-----//////

Sirius derin bir nefes alarak güzel havanın tadını çıkardı. Yavaş adımlarla yürüyordu. Adımları göle yöneliriken uzaktan görünen büyük göle kısık gözlerle baktı. Orada biri mi yatıyordu?
Kimseyi rahatsız etmek ve uğraşmak istemediği için ondan uzak durmaya karar vererek adımlarını o kişinin arka tarafına çevirdi ve yavaşça yanından geçmeyi düşünerek yürümeye devam etti.

Elleri cebinde rahat rahat yürürken gözleri yana kaydı ve gördüğü şeyle adımları durdu. Beyaz ama aşırı büyük kıyafetler içinde paytak paytak yürüyen küçük bir çocuktu bu! Az önce yerde yatan da oydu!
Sirius merakla yanına adımladı. Nasıl gelmişti ki bu çocuk buraya? En fazla 6 yaşında olabilirdi ve bildiği kadarıyla okuldaki hiçbir profesörün bu kadar küçük çocuğu yoktu...

Alive Again (Snirius)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin