lunaparkta asılı kalan ruhlar

191 35 772
                                    

Dedektif Richard Dawson, polis merkezinden gelen ihbarla aceleyle evden çıktığında saat gece yarısını geçmek üzereydi.

Bedeni, serin salonundan sonra sıcak havayla buluşunca kısa bir süreliğine karıncalanmıştı.
Bunun hızını düşürmesine izin vermeden arabasına bindi. Direksiyonu polis merkezine kırdığında aklında yine aynı şeyler vardı. Diğer vakalarda yaptığı gibi birden fazla senaryo geçirdi kafasından.

Telefonda bahsedilen yalnızca bir intihar olduğuydu ama Richard'ın zihnini her vakada olduğu gibi keskin bir şüphe sarmıştı. Olayın kesinlikle daha fazlası olduğunu tahmin ediyordu. Bu ona yılların tecrübesinin getirdiği bir özellikti.

Son günler garip sayılacak kadar sessiz geçmişti ve Richard'a göre büyük sessizliklerin arkasında büyük kıyametler yatardı. O yüzden bu olay onu şaşkınlığa uğratmamıştı. Hatta tuhaf bir şekilde beklendik olduğu bile söylenebilirdi.

Aklından geçenler sessizliğe düşen bir bildirim sesiyle kesintiye uğradı. Yan taraftaki koltukta, ceketinin üzerindeki telefona tek eliyle uzanıp direksiyon hâkimiyetini kaybetmeyecek kadar kısa bir sürede gelen mesaja baktı. Başkomiser Sam tarafından gönderilmişti.

'Olay yerine intikal ettik, kasabanın sınırlarına yakın olan lunaparktayız. Acele et!'

Telefonu koltuğun üzerine bırakıp arabanın yönünü değiştirdi ve direksiyonu lunaparkın olduğu bölgeye kırdı. Lunaparkta asılı bir ceset... Kulağa fazla yabancı geliyordu. Richard'ın şüpheleri iyice belirginleşmişti ve olay yerine varana kadar aklından milyonları andırmayacak kadar çok ihtimal geçirdi.

Cinayet... İntihar süsü verilmiş bir cinayet bu ihtimallerden en belirgin olanıydı. Lunapark'ın girişine arabasını park ettiğinde her yeri çevrelemiş olan sarı şeritler odağına girdi. Beklemeden polis arabalarının olduğu yere yönlendirdi adımlarını.

"Bay Richard," dedi onu fark eden polis memurlarından bir tanesi.
"Başkomiser Sam, olay yeri incelemeyle birlikte içeride. Ceset, salıncakların olduğu metale zincirle asılmış. Lunapark görevlisi parkı kapatmak üzereyken fark etmiş ve merkezi aramış. İçeri geçin lütfen."

Richard, polisin yukarı doğru kaldırdığı şeridin altından geçip çantasından çıkardığı feneri yaktı. Yolunu bulmasına yetecek kadar ışık olduğunda feneri lunaparkın birkaç bölgesine tutup salıncakların olduğu kısmı aradı.

Çok geçmeden olay yeri incelemenin çevirdiği alan odağına girdi ve vakit kaybetmeden oraya yöneldi. Silindirin çevresinde sallandırılan salıncaklar gecenin kendine has gürültüsüyle birlikte korku filminden fırlamış bir sahneyi andırıyordu.

Lunapark karışıktı. Aletlerin arasında gezintiye çıkmak bile kaybolmak için geçerli bir sebepti. Richard salıncağın olduğu bölgeye yaklaştıkça başkomiser Sam'in yüzü fenerin odağında daha belirgin bir hale geldi. Yüzünde kalıplaşmış o donuk ifadeyi neredeyse ezberlemişti. Hangi durumla karşılaşırsa karşılaşsın kaybetmediği soğukkanlılığı bu gece de onunla birlikteydi.

Richard'ın yaklaşan adım seslerini duyan Sam kafasını fener ışığının olduğu noktaya çevirdi. Richard o sırada çoktan yanına varmıştı.

Richard, "İçimden bir ses bunun bir intihardan daha fazlası olduğunu söylüyor," diyerek yol boyunca aklından geçirdiği düşüncelerin ilk tohumunu sessizliğe bıraktı.

"Her olayda şüpheci davranmak zorunda mısın?"

"Dostum, işimiz bu. Anında karar verebilecek olsaydık günlerce davaların peşinde iz sürmezdik. Hem Tanrı aşkına kim lunaparkta intihar etmeye kalkar ki?"

Tehlikeli YalnızlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin