05 | qudditch

464 50 12
                                    

"En sevdiğin renk?"

"Bilmiyorum. Sanırım her rengi seviyorum. Senin?"

Regulus sırıttı. "Siyah." Başka bir renk olması beklenemezdi zaten. "En sevdiğin çiçek ne?"

"Manolya. Anlamını biliyor musun?"

"Hayır."

Estelle tebessüm ederek anlatmaya başladı. "Yeniden doğuş, saflık ve mükemmellik. Her renginin ayrıca anlamları da var."

"Sen en çok hangi rengini seviyorsun peki?"

"Beyaz." Hızlıca bir soru sordu Estelle. "Yapmaktan en çok hoşlandığın şey nedir?"

"Kitap okumayı çok seviyorum." Sorgu dolu gözlerle kıza baktı. Kelimelere ihtiyaç olmadan ne demek istediğini anlamıştı kız. Cevap verdi.

"Ben de resim çizmeyi çok severim. Ve yıldızları izlemeyi." Seni izlemeyi. Aklından geçen şeyi dışarıya vuramadı. Bunun için biraz erken olduğunu düşünüyordu. Ancak daha ne kadar içinde tutabilirdi onu da bilmiyordu.

Regulus ve Estelle birbirleri hakkında basit şeyleri bilmediklerini fark etmişti. Bunun üzerine boş oldukları bir saatte Regulus'un ofisinde oturmuş ve sorular sormaya başlamışlardı. Yan yana geçirdikleri her saniye yeni bir şeyler öğreniyor ve bunları hafızalarına bir daha unutmamak üzere kazıyorlardı.

"En çok korktuğun şey peki?"

"Bilmiyorum. Sanırım tüm korkularımla yüzleştim. Senin var mı?"

"Kapalı alanda kalmaktan çok korkuyorum. Muggle'lar klostrofobi diyor buna. Daralıyorum falan. Bir de..." Birkaç saniye durakladı. Söyleyip söylememek arasında kalmıştı.

"Bir de?"

Kız yüzünü buruşturdu. Değişik bir ses tonu ile devam etti. "Yılan. Yılanlardan korkuyorum."

Oğlan büyük bir kahkaha attı. Estelle Regulus'a kızmak istedi. Ancak o kadar güzel gülüyordu ki o an kızmak çok zor bir şeydi. Yine de şansını denedi. Kendinin bile inanmayacağı bir ses ile tatlı bir şekilde isyan etti.

"Gülme!"

Regulus kendini zar zor durdurdu ama hala kıkırdamaya devam ediyordu. "Tamam. Tamam, gülmüyorum." Buna rağmen gülmeye devam etti.

Estelle somurttu. Regulus kızın bu tavrına karşılık ona yaklaştı ve konuştu. "Hadi ama! Bunu bir Slytherin'e söylüyorsun. Gülmemem imkansızdı."

Estelle omuz silikti. Regulus bu sefer kıza iyice yaklaştı. Tatlı bir ses ile devam etti. "Hey, bak gülmüyorum. Yeter ki sen yüzünü asma."

Estelle yan bir gözle oğlana baktı. Dudaklarının kenarı hafifçe kıvrıldı. "Işte böyle. Daha büyük gülümse!"

Estelle oğlanın bu çocuksu haline karşılıkdaha fazla dayanamayıp kıkırdadı. Regulus kızın yanağı ile dudağı arasında ki mesafeye küçük bir öpücük kondurdu. Estelle birkaç saniye şok içinde olduğu yerde kaldı. Sonunda oğlanın yaptığı şeyi idrak ettiğinde ise hızlıca yerinden kalktı.

"Ah, şey... Şey, benim dersim vardı. Geç kalmayayım ona ben. Gideyim en iyisi. Evet, evet gideyim."

Adeta koşar adımlarla ofisten çıkan kızın ardından Regulus keyif dolu bir şekilde yerinden kalktı.

■  ■  ■  ■  ■

Ertesi sabah Estelle erkenden uyanmıştı. Dün yaşadıkları gözünün önüne gelince kızarmaya başladı. Daha fazla vakit kaybetmeden yatağından kalkıp hazırlanmaya başladı.

star | regulus blackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin