08 | dinner

388 46 12
                                    

"Bayan Carmen!" Estelle koridorun bir ucundan ona seslenen sevgilisine baktı. Ilişkileri başlayalı aylar olmuştu ve tüm okul ilişkilerini biliyordu. Yine de öğrencilerin ve diğer profesörlerin yanında profesyonel olmak zorundalardı. Regulus Estelle'nın yanına hızlı adımlarla ulaştı.

"Sevgilim, nasılsın?"

"Iyiyim yıldızım. Sen nasılsın?"

"Bende iyiyim. Pek vaktim yok derse yetişmem lazım. Şey soracaktım, akşam yemeğini benim odamda birlikte yiyelim mi?"

"Olur."

"Tamam o zaman akşam görüşürüz."

"Görüşürüz canım." Regulus etrafa bir bakış attı ve hızla kızın yanağına bir öpücük bıraktı. Büyük ve hızlı adımlarla zindanlara doğru ilerledi. Tam vaktinde sınıfa ulaştı. Sınıfa girer girmez bütün sesler kesildi. Saygı duyulan ve oldukça sevilen bir profesördü.

"Bugün amortentia iksirini işleyeceğiz. Özelliklerini söyleyebilecek olan var mı?" Sınıfa bir göz gezdirdi. "Evet, Bayan Harper."

"Amortentia bir aşk iksiridir. Kişinin üzerinde reddedilemeyecek bir etki bırakır. Size saplantılı ve takıntılı bir şekilde aşık olmasını sağlar. Ama bu iksirin sağladığı aşk gerçek değildir. Aynı zamanda bir diğer özelliği ise koklayan kişiye en sevdiği şey gibi kokmasıdır."

"Çok güzel Bayan Harper. Hufflepuff'a 10 puan. Bay Dawson bize amortentia'dan hangi kokuları aldığınızı söyler misiniz lütfen?"

"Tarçınlı kurabiye, biçilmiş çimen ve parşömen kokusu alıyorum profesör."

"Peki siz Bay Jones, siz hangi kokuları alıyorsunuz?"

"Toprak, çikolata ve damla sakızı."

"Herkesin amortentia'dan aldığı koku farklıdır. Yapılması ve kullanılması kesinlikle yasak bir iksir ancak müfredatınızda olduğu için bugün burada yapmayı da deneyeceksiniz. Talimatlar tahtada yazıyor. Başlayabilirsiniz." Regulus'un amortentia'dan aldığı koku taze parşömen, fırından yeni çıkmış kurabiye ve portakal çiçeğiydi.

Akşam yemeği saati gelene kadar ikili oradan oraya koşturdu. Hogwarts'da bir eğitim yılının daha bitmesine oldukça az kalmıştı. Birkaç gün sonra sınavlar başlayacaktı. Bu yüzden öğretmenler ve öğrenciler oldukça yoğun bir tempodaydı. Yemek saati geldiğinde Estelle yorgun adımlarla Regulus'un odasına doğru ilerledi. Şu an ona iyi gelebilecek tek şey sevgilisiydi. Günlerdir uykusuz bir şekilde yaşamaya çalışıyordu. Öğrenci iken bile bu kadar yorulduğundan emin değildi. Ayağında ki topukluların da etkisi büyüktü. Birkaç saat sonra insanın canını acıtmaya başlıyordu. Havaların da ısınması yüzünden işler iyice çekilmez bir hal almıştı.

"Sevgilim. Hoşgeldin."

"Hoşbuldum."

"Gel hadi masaya geçelim." Regulus kızın boynuna bu öpücük bıraktı ve sandalyesini çekti. Estelle kısık sesle bir teşekkür mırıldandı. Oturup yemeklerini yemeye başladılar.

"Neler yaptın bugün?"

"Öğrencilerle uğraşıp durdum. Ravenclaw kulesine tezek bombası atmışlar. Kimin attığını aradık profesör Mcgonagall ile."

"Bulabildiniz mi?"

"Hayır her kim yaptıysa gerçekten temiz çalışmış. Sen neler yaptın?"

"Dersler falan işte. Klasik bir Hogwarts günüydü. Bir de Sirius'dan mektup geldi. Yaz tatilinde hep birlikte deniz kenarında bir ev tutup tatil yapalım mı diye soruyor. Cevap vermeden önce sana sormak istedim."

star | regulus blackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin