"Neden bu kadar az konuşuyorsun?" onun bu gizemini gerçekten merak ediyordum. Bir süre bekleyip cevapladı,
"Belki de samimiyetim sadece yakın olduklarımadır?"
Sanırım kalbim kırılmıştı. Vazgeçtim, kalbim gerçekten çok kırılmıştı. O ise sonunda gözl...
O olayın üstlerinden haftalar geçmişti, sanki olmamış gibi davranıyorduk. Eskisine göre aramız daha iyiydi, en azından bir kaç cümle konuşuyorduk.
Ayrıca o gün aklımdaki düşünceler de netliğe kavuşmuştu. Emindim, ben Felix'ten gerçekten hoşlanıyordum.
Şimdi ise Jisung'un evinde buluşmuş film izliyorduk. Romantik filmler ilgimi çekmediği için diğerlerine ne yapıyorlar diye baktım.
Jisung, Minho'nun omzunda komik bir şekilde uyuyakalmış, Minho ise uyumamak için zor duruyordu. İkilinin bu haline güldüm.
Sonra diğer kanepede oturan Changbin ve Felix'e baktım. İkisi de filmi izliyordu. Felix Changbin'in dizine yatmış, Changbin ise onun saçlarıyla oynuyordu. O an içimdeki kıskançlığa engel olamadım..
*****
Film bittikten sonra Jisung burada kalmamız için ısrar etti. Sonuç olaraksa Felix ve ben salonda Minho Jisung ile, Changbin ise misafir odasındaydı.
Ortam aşırı boğucuydu, ikimizden de ses çıkmıyordu. Hatta bir ara yastığını düzeltmek için hareket etmese uyuduğunu bile düşünmüştüm.
Daha fazla bu rahatsız edici sessizliğe dayanamayarak aklıma ilk gelen şeyi sordum.
"Neden bu kadar az konuşuyorsun?" onun bu gizemini gerçekten merak ediyordum. Bir süre bekleyip cevapladı,
"Belki de samimiyetim sadece yakın olduklarımadır?"
Sanırım kalbim kırılmıştı. Vazgeçtim, kalbim gerçekten çok kırılmıştı. O ise sonunda gözlerini diktiği tavandan çekti ve bir süre bakışlarını yüzümde gezdirdi. Öyle ne kadar baktı bilmiyorum ama bakışlarını çekip arkasını dönmeden önce ekledi:
"Sanırım seninle de yakın olacağa benziyoruz"
Çok farklı bir final var aklımda. Caymadan önce hızlı hızlı atıyorum ehehee
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
