Yemek

452 45 16
                                    

Eve gelmemle kendimi banyoya atmam bir oldu.
Öyle ki merdivende karşılaştığım anneme homurtu
şeklinde birkaç kelime söyleyip odama koştum.
Aceleyle giyeceğim elbiseyi yatağımın üstüne atıp
duşa girdim. Saç yapımı, makyaj derken bir saatim
buhar olup uçtu. Yıkandığım su gibi akıp giden bir
bir saatti. Ama aynada gördüğüm manzara oldukça
hoşuma gitti. Sana ne yakışmaz ki Nazlı? Yaradan
birkaç kadının da güzelliğini alıp sana vermiş
kızım. Analar neler doğuruyor be.
Spa'dan dönünce küvetimin içinde köpükler
arasında şarap içerek bu çekici vücudu
şımartmalıydım ama Ali için bu hazdan
vazgeçtim. Gerçekten benim hakkımı nasıl
ödeyecek bu adam? Bana nikahı basarak mesela?
Topuklularımı da giydikten sonra son derece çekici
bir tavırla odamdan çıktım ve aşağıdan gelen
sesleri ancak o zaman duydum. Kapılar çelik
mübarek, hiçbir sesi geçirmiyor. Bu özellik bazı
açılardan iyi tabi.
Hızlı adımlarla, adeta koşarak, aşağı indim ve
salona girer girmez karşılaştığım beden ile birden
durdum. Çoktan gelmiş! Neden kimse bana
söylemiyor? Saygıdeğer ev halkı! Bu evin prensesi
Nazlı Gülengül 'e neden haber verilmedi??
"Hoş geldiniz Ali Bey," dedim şaşırmış gibi. Çok
şaşkınım. Normalde evde elbise ve makyajlı
gezerim ben. Sen de alışırsın zamanla Alişko.
"Biz de tam seni çağıracaktık Nazlı," dedi babam
gülerek. Bir şey keyfini oldukça yerine getirmiş
olmalı. Sesi kulağa mutlu geliyor. Yani şu an ondan
bir şey isteseniz reddetme ihtimali sıfır. Maserati
isteyecektim, fırsat kaçtı.
"Herkes geldiğine göre yemeğe geçelim isterseniz,"
dedi annem. Ablama ufak bir bakış attım. Benim
turuncu elbiseme kıyasla daha az dikkat çekici
olan zeytin yeşili bir elbise giymiş. Pekala, onun da
iyi bir fiziği olduğunu kabul etmem lazım. İşten
yemek yemeye fırsat bulamıyor ki.
Diğerlerinin önünden giderek Ali'nin yanı
olacağını düşündüğüm sandalyeye oturdum.
Ancak planım çok yanlış işledi. Benim yanıma
annem, annemin karşısına Ali ve onun yanına
ablam oturdu. Harika! Hayaller Ali, gerçekler
ablam. Nazli sen bu dünyaya çile çekmeye gelmişsin
be kızım. Zenginler de ağlar.
Asılan suratımı hemen yukarı çektim ve
gülümsedim. "Bizim kız sizi çok uğraştırmıyordur
umarım Ali Bey. Bizi kırmayıp yanında
çalışmasına izin verdiğiniz için teşekkür ederiz."
Suratımı yeniden astım. Neden uğraştırayım baba?
Bu evde göz göre göre evlat ayrımcılığı yapılıyor!
"Lafı bile olmaz Adil Bey. Nazlı Hanım oldukça iyi
gidiyor."
Bir dakika, bir dakika. Ali . Az. Önce. Beni. Övdü.
Değil. Mi.
Ali, mutfak! Çok acil!
"Tabi ezo çalışma hayatına alışkın. Ancak Nazlı için
her şey çok yeni ona yardımcı olacağınızı
umuyorum."
Aynen baba. Koskoca Ceo'nun başka işi gücü yok
Nazlı'ya yardımcı olacak. Film mi çekiyoruz biz
burada? Çok pardon.
"Yemekte bari iş konuşmayı bırakın beyler," dedi
annem. "Duyduğuma göre ezo ile aynı üniversiteye
gitmişsiniz ali Bey."
Çorbayı içmeyi bırakıp Ali yi izlemeye başladım.
Kivircik saçları asi bir şekilde ensesine dökülmüş.
Uzun kirpikleri rimel sürülmüş gibi tane tane. Hele
o kahve gözleri yok mu, hiçbir özelliği olmadığı
halde çok güzel.
(
"Evet. Çok önceden tanışıyoruz ama mezun
olduktan sonra iletişimimiz kesilmişti. İki yıl önce
yanlış hatırlamıyorsam ortak bir projede yeniden
karşılaştık."
"Zor bir projeydi," dedi ablam araya girerek. Ne
kadar senkronizesiniz siz böyle. Sanki sevgili
gibisiniz. Nazlı bundan nefret etti. Kaşığı sert bir
şekilde masaya bırakınca tüm gözler bana döndü.
İşte böyle. Spot ışıkları lütfen. Herkes Nazli'ya baksın.
"Ana yemeğe mi geçsek?" dedim yavaşça. Acaba
yemekten sonra ali ye ev gezdirme bahanesiyle
alip odama mi götürsem? Seni odama götürüp
üstüne atlasam ne yapabilirsin ki Ali? Hiçbir şey.
Ana yemekler servis edilmeye başladı. Babamın
Ali'ye alçak bir sesle, "Nazlı biraz dikkatsiz, plansız,
dağınık biridir. Ama zamanla alışır," dediğini
duydum. Bu yemek işini kim çıkardı ortaya? Yemek
mi yiyoruz, Nazli yı yerin dibine sokma kampanyası
mı düzenliyoruz belli değil! Kesin ablamdan çıktı
bu fikir.
"Nazlı Hanım son derece istekli, diğer işler için de
yardımcı oluyor hatta."
Bunu söyleyerek sabahki kahve dökme meselesini
kastettiğini anlamamak için aptal olmak gerekiyor.
Ve ben kesinlikle aptal bir sarışın değilim. Hemen
dudağımı dişledim. Bakışlarımı yemeğime
dikerken annem araya girdi.
"Rica ederim fazla iş vermeyin. Nazlı çok serbesttir,
anlarsınız pek planlı biri değildir. Ama Ezo öyle mi?
O çok detaycı ve mükemmelliyetçidir."
Ya ben çıkayım isterseniz? Fazlalık yapıyorum sanki
burada. Rahatsız olmadan içinizi dökersiniz.
Anladık yani Nazlı çok beceriksiz, plansız,
programsız bir insan. Anladık. Herkes tek tek
söyleyecek mi bunu?!
"Teşekkürler anne," dedi ablam. Sesi biraz uyarıcı
bir tondaydı. Bir süre sonra kulağımı
konuşulanlara kapattım. Yemek boyunca
çaprazımda oturan adamı kestim. Arada sırada
bakışlarımız çarpıştı ve ben ona bakmayı
kesmedim. Ali babama hediye olarak getirdiği
saati verirken herkes keyifli bir şekilde gülüyordu.
İşte bu güzel. Gelecekteki damatlarını şimdiden
sahiplendiler. Ali'im de sahiplenilmeyecek gibi
değil. Ee kimin kınalı kuzusu!
Gecenin sonlarına yaklaşırken ali'yi odama atma
fikrim başlamadan söndü. Babam onu da alıp
bahçeye çıktı ve bir şeyler konuşmaya başladılar.
Ben de bahçeyi gören koltuğa oturup sessizce
ikisini izlemeye başladım. "ali Bey ile de pek bir
yakışıyorsunuz," diyen anneme gülerek baktım.
"Ezo," dediğinde hemen kaşlarımı çattım.
Ben mi yanlış anladım yoksa annem gelecekteki
kocami ablama mı yakıştırdı?! Belliydi zaten. Tüm
gece bir Nazlı'ı yerme ezo yu övme çabaları.
Anlamalıydım! Bu devirde anana bile
güvenmeyeceksin.
"O da otuz yaşında değil mi?"
"Ne demek istiyorsun anne?!" diyerek hırçınca
araya girdim. Sana pis yanımı göstermek istemem
anne.
"Ablanla Ali Bey'in huyu huyuna, suyu suyuna
Nazlı. İkisi de işkolik, yaşları da bir. Eskiden de
tanışıyorlarmış baksana."
"Bakmiyorum! Hiçte yakışmıyorlar!"
Sesim biraz yüksek çıktığı için ortamda kısa süreli
bir sessizlik oldu.
"Aa ne oldu şimdi sana?"
"Ali nin  damadın olmasını ben de istiyorum. Ama
benim kocam olarak!" dedim ve omuz silktim.
Annem erkeklere karşı olan tavrımı, yani oyuncak
gibi kullanmamı, hevesimi alıp kenara atmamı ve
ayda bir sevgili değiştirdiğimi bildiği için beni hiç
umursamadı.
"Aman Nazlı sen de. Biraz büyü artık kızım. Şimdi de
ablanın kısmetine çörekleniyorsun. Pes vallahi."
"Ben hiçbir şeye çöreklenmiyorum. O ablamın
kısmeti falan değil!"
Ablam hemen araya girdi. "Siz neyin kavgasını
yapıyorsunuz acaba? Ali'yi sevdiğim falan yok.
Biz sadece arkadaşız ve öyle kalacağız. Yani anne
bu hayalleri Nazlı için kursan daha iyi olur."
"Ezo saçmalama. Böyle biriyle bir daha ne zaman
karşılaşacaksın kızım?"
"Böyle erkekler ilgimi çekmiyor anne. Daha
şefkatli, daha iddialı ve cesur adamlar ilgimi
çekiyor. Üzgünüm," dedi ablam ve ellerini iki yana
açtı. Zorla mi sevdireceksin anne? Ayrıca ali de
gayet şefkatli, iddialı ve cesur bir adam abla. Ama
sen bunu bilmesen de olur.
"İkiniz de delirdiniz herhalde."
Annemi takmayıp içeri doğru gelen adamlara
baktım. Hemen boğazımı temizleyip duruşumu
dikleştirdim. Göğüslerim ön plana çıksın diye biraz
fazla dikleştirdim. Umarım ilgini çeker ali.
"Ali Bey gidecekmiş."
Normalde işte yükünü almış sırtına gidiyor yarim
diye ağlardım ama spa'nın ve işin yarattığı
yorgunluk uykumu getirdi. Üstelik yarın da iş var.
Yani onu yarın da rahatlıkla göreceğim. Defolup
gidebilir demek istiyorum şu an.
"Çok güzel bir akşam oldu Ali Bey," dedi annem.
Yazdım seni bir kenara anne. Unutmayacağım
dediklerini.
"Ben teşekkür ederim. Yemekler harikaydı ve
elbette sizlerle tanıştığıma sevindim."
Herkes sırayla benim patronun elini sıkmaya
başladı. Ben de hevesle elini avcumun içine aldım
ve gülümsedim. "Yarın görüşürüz ali Bey,"
demeyi de ihmal etmedim.
"Görüşürüz Nazlı Hanım," diyen sesi çok tatlı, keyifli,
güzel, erkeksi ve... ne diyordum. Harikaydı.
Görmeyeceğini bile bile arkasından el sallayarak
onu uğurladım. Ardından anneme kötü bakışlar
atarak odama çıktım. Kendimi yatağa atar atmaz
uyuma isteğim çoğaldı. Ama ben yılmadım ve
telefonumu elime aldım. Yemek boyunca kızlarla
konuşmadım, dolayısıyla bir hayli merak etmiş
olmalılar. Gruba girince beliz'ın kocasının
Lüksemburg'a taşınma düşüncesinden vazgeçtiğini
ama yine de Lüksemburg'tan arazi satın aldığını

öğrendim. Ah ferman ah. Sen akıllanmazsın.
Nazli: Annem ali'yi ablama yakıştırdı
Nazli: Çabuk beni teselli edin
Acelya: Ama yakışıyorlar
Acelya Seni odunla döveceğim acelya Seni affetmem
için bana yalvaracaksın kızım.
Nazli: Sen ablamın ajanı mısın acelya
Nazli: Süs köpeği olmayanlar grubunda ajanlara yer
yok
Nazlu: Haberin olsun
Acelya: Değilim Nazlu, saçmalama
Beliz: Sen ne dedin
Nazli: O benim kocam olacak dedim
Gulin: Annen seni asla ciddiye almaz şimdi
Gulin: Ama söylemen iyi olmuş

Beliz: Yuh Nazli ya
Beliz: Günde kaç kez kuruyorum ben bu cümleyi
Acelya: Üç?
Gruptan iş çıkmayacağını anlayıp telefonu kenara
bıraktım. Arkadaş katili olmamak için bunu
yapmam gerek. Yavaşça gözlerimi kapattım.
Uyuyakalmadan önce makyajımı silip, pembe
pijamalarımı giymem gerekiyor. Ama çok güçsüz
hissediyorum. Sanki üstümde birkaç tane fil
oturuyor.
Ah ali. Ne kadar yakışıklıydın bu gece. Hatta tüm
gün. Resmen tüm gün birlikteydik. Ne olur kocam
olsan da yemek yedikten sonra odamıza çıksak?
Her gün sen ayrı eve, ben ayrı eve. Sence de zor
olmuyor mu böyle?
Başımı iki yana sallayıp düşüncelerimi baltayla
kestim. İyice delirdim ben. Nazli kendine gel kızım,
bir ayağa kalk, silkelen. Dediğimi yapıp ayağa
kalktım ve silkelendim. Makyaj masasına doğru
ilerlerken aptal ördek yavrusu gibi gülümsedim.
Acaba Gülin haklı mı? Nazli gülengül  aşık
olmuş olabilir mi? Hem de işkolik bir erkeğe.
Magazin gazeteleri manşet olarak verebilir bu
haberi.
Flaş, flaş, flaş. Çılgın kızın, çılgın aşkı. Sosyetik
güzel, 'bir kıvırcık denizde kaybettim kendini'
diyor.
Yani ben.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ALİ VE NAZLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin