Bu kahveler nerede kaldı acaba?" dedi beliz
etrafa bakılarak. Gözlerimi ondan çekip elimdeki
telefona çevirdim tekrar. Dakikalardır eski
sevgilimin yeni sevgilisi ile paylaştığı fotoğrafta bir
kusur arıyorum.
"Kızlar, bu kızın ağzı yamuk sanki," diyerek yüzümü
buruştururken, yanımda oturan açelya telefonuma
eğildi.
"Evet kızım. Kocaman ve yamuk bir ağzı var
baksana!"
Öbür yanımda oturan gülin de hemen
telefonuma baktı. Gözlerini iki saniye kedi gibi
kıstı. "Kızlar siz manyak mısınız? Kızın küçücük
memeleri varken bunu mu konuşuyorsunuz
gerçekten?"
Bu beni öylesine güldürdü ki etrafımızdaki birkaç
meraklı göz bize hızla döndü. Açıkçası bu hız
sürdüğüm Ferraride bile yoktu. Telefonu kapatıp
etrafa bakınırken gözlerim bizden iki masa ötedeki
masada tek başına oturan adama takıldı. Beyaz bir
gömlek ve üstüne taktığı düz siyah bir kravat
dışında dikkatimi çeken şey, topuz halinde bile
asiliğini gösteren kıvırcık saçları olmuştu. Kumral
bir adamdı ve tarzı çok hoştu. Pekala ne hoşu.
Muazzamdı.
"Hemen saat on iki yönüne bakıyorsunuz. Sırayla."
ilk dönen beliz oldu ve hemen, "Beyaz gömlekli
olan mı?" dedi. Ben daha onay vermeden açelya ve
Gülin da arkasına döndü. Bana da göz devirerek
alnıma vurmak düştü. İyi ki sırayla dedim.
Demesem ne olurdu Allah bilir. Zil falan çalsaydınız
haberi olsun diye az oldu böyle.
"Hey maşallah."
Sahibi kim bu yavrunun?"
"Analar neler doğuruyor be."
Tüm bu yorumları duymadığını umduğum adamın
dikkatini, kendine bakan dört genç kadın çekmiş
olacak ki, kulaklığını çıkarıp bize bakmaya başladı.
Harika! Mükemmel! Süper ötesi!
"Buraya dönün aptallar! Buraya bakıyor!" diye
fısıldayarak bağırdım ve tek tek eski hallerine
döndüler. "Gözlerinizle yediniz adamı, aferin size."
Boğazımı temizledim. "Gidip tanışacağım."
"Nazlı? Onu tanımıyor musun gerçekten?" dedi beliz
şaşkın bir şekilde. Bu kadar şaşıracak ne var?
Nazlı Gülengül de olsam dünyadaki herkesi
tanıyamam değil mi?
"Ünlü biri mi? Manken mi yoksa?"
Yeniden adama baktım. Eh, biraz katalog
mankenlerini andırıyordu. Çekici bir vücudu
olduğunu kıyafetleri gizlese de keskin gözlerimden
kaçamazdı.
"Ali vefa. Hiç duymadın mı? K&K Saat'in
kurucusu. Şirketi yılda milyar dolarlarca ciro
yapıyor kızım," dedi beliz ve elindeki telefonu
bana çevirdi. "Bak. Beş yıl önce kurmuş şirketi,
şimdi dünya markası oldu"
Bunlardan banane? Benim de yeterince çok param
var. Bana lazım olan o seksi vücudu. "Peki o
zaman... gidip tanışacağım?"
"Anlamıyor musun Nazlı? Adam tam bir işkolik.
ilgisini çeken tek şey saatler ve saatler. Ah bir de
saatler," dedi Açelya ve diğer kızlar başını sallayarak
ona onay verdi. Tam o sırada kahvelerimiz geldi.
"Kızlar henüz ilgisini çekecek bir şey yok. Çünkü
daha Nazlı Gülengül ile tanışmadı. Benim
elimden kaçamaz biliyorsunuz. Bu adam kesinlikle
benim olacak."
Arkadaşlarıma kısa bir bakış attıktan sonra ayağa
kalktım ve duruşumu dikleştirdim. Ardından beyaz
gömleği ile karşımda oturan adama doğru
ilerlemeye başladım.
Masaya yaklaştıkça adam daha da yakışıklı oluyor
sanki. Böyle bir şey mümkün mü bilmiyorum ama
lütfen mümkün olsun. Kol kaslarını belirgin bir
şekilde görebiliyorum. Hey maşallah. En sonunda
yanına ulaştığımda gülümseyerek, adamın meraklı
kahve gözlerinin içine baka baka boş olan
sandalyeye oturdum.
O bana, ben ona sessizce bakarken söze ilk onun
girmesini bekledim. Bir soru sorsa da cevaplasam
ama kırmızı ışığa yakalanmış ve yeşil ışığın
yanmasını bekleyen sürücü gibi sadece bakıyor
bana. Alttan almak en iyisi Nazlı diyerek boğazımı
yeniden temizledim.
"Sanırım sizinle tanışmıyoruz."
Çok saçma bir giriş cümlesi olsa da bu onu
hareketlendirmeye yetti. İçim kelebek gibi kıpır
kıpır olurken ağzını açtı ve, "Evet. Tanımadığınız
bir insanı neden rahatsız ettiğiniz konusuna
değinseniz iyi olacak," dedi. Pekala. O bal
dudaklardan bu sözlerin çıkması pek beklenen bir
durum değil elbette. Ama halledeceğim.
Bozuntuya vermedim ve işaret parmağımla
masada daireler çizmeye başladım. "Açıkçası daha
önce hiç tanışmamış iki insanın tanışması için
uygun bir ortamda olduğumuzu düşünüyorum şey
bey, isminiz neydi? Ben Nazlı."
Hemen elimi ona doğru uzattım. Adam kısa bir
süre elime dik dik baktı. Ardından iç çekerek elimi
sıktı. "Ali vefa." Sesi gerçekten muazzam derecede
kalındı. Sigara içip içmediğini merak ettim.
"Ali Bey, acaba sizinle-"
"Nazlı Hanım ne yazık ki işe dönmem lazım. Kusura
bakmayın."
Adam masadan kalkmaya yeltenince ağzım açık
kalakaldım. Ne yani? Beni red mi ediyor? Beni. Şu.
An. Red. Mi. Ediyor. Bana bak adam. Karşında
Victoria Secrets mankenlerine taş çıkaracak birkadın olduğunu görmüyor musun sen? Acaba kör
olabilir mi? Her insanın bir kusuru var sonuçta.
"Önemli değil. Elbette yine karşılaşırız Ali Bey."
Adam ufak bir gülümseme yolladıktan sonra
masadan kalktı. Dudağımı isirarak sessizce
arkasından bakmakla yetindim. Planlar pek
istediğim gibi gitmemiş olabilir ama halledeceğim.
Nazlı Gülengül ü reddedecek adam anasının
karnından doğmadı henüz. Bekle beni
Ali vefa.
"Ne oldu? Çok kısa sürdü," dedi Açelya hemen
yanımda duran sandalyeye oturarak. Adamı
kestiğimizi belli ettiğiniz için böyle oldu. Size
sırayla bakın dedim o kadar!
"İşe dönmesi gerekiyormuş," derken hala adamın
gittiği yöne bakıyordum. Arkasından kahve
döksem hemen geri döner mi acaba? Denesem mi?"İnanamıyorum! Nazlı red mi edildin?" diyen beliz
öyle bir bağırdı ki neredeyse herkes bize döndü.
Reddedilen olarak bundan utanç duymasam da,
Beliz in ağzına bir tokat atma isteğim oldukça
fazlaydı.
Herkes duymadı beliz, biraz daha bağır
istersen!"
"Gerçekten red mi etti?" dedi Gülin şaşkınlıkla.
Şaşırılacak bir şey çünkü. Yirmi altı yıl boyunca hiç
reddedilmedim. İstediğim her kıyafeti, ayakkabıyı,
arabayı, tatili, adamı, kısacası her şeyi elde ettim.
Elbette edeceğim. Siyah saçlarım ve simsiyah
gözlerim öyle bir cazibe yaratıyor ki bir adamın
kendini bana kaptırmama ihtimali yok. Yeryüzünde
böyle bir ihtimal yok! O hadsiz adama neyin ne
olduğunu göstermek farz oldu.
"Daha bir şey konuşmadığımız için reddedildim
denemez kızlar."
Acelya, beliz ve Gülin birbirine baktı. Ardından üçü
birden, "Seni reddetmiş," dedi. Gazeteye ilan verin
isterseniz. Hatta yetmez haberlerde altyazı geçin,
Twitter'da gündeme sokun. Daha yeterince insan
duymadı bunu kızlar! Bağırın!
Siz arkadaşınızı tanımadınız mı hala? O adam
benim olacak dediysem olacak. Ya seve seve ya si-
Açelya öksürerek beni susturdu. Dudağımı büzerek
telefonumu elime aldım ve instagramda 'Ali vefa' ismini aradım. Karşıma birçok profil çıktı
ama hiçbiri ona benzemiyor. "Onunla ilgili başka
nereden bilgi edinebilirim acaba? MİT'teki
arkadaşlarımı mı arasam?""Nazlıcım, google'a sormaya ne dersin?" dedi Gülin .
"Aptal mıyım ben Gülin? Benim istediğim bilgiyi
google veremez." İsteğim yedi sülalesini
öğrenmek, hepsinin evlilikleri ve çocukları
hakkındaki bilgileri analiz etmek ve beni ona
götürecek en uygun kişiyi kapana kıstırmak. Yani
sanmıyorum bunun google amcada olduğunu.
Böyle düşününce MİT çok mantıklı bir fikir ya.
Arayayım ben buradaki arkadaşımı. Nazlı, her şeyde
mükemmelsin kızım, bari biraz aptal olsaydın da
güzelliğinle durumu dengeleseydin. Ama işte
kader. VIP doğmayı ben seçmedim.
"Ben eve gidiyorum. Bir sürü işim var, bir sürü." İş
kadını edasıyla ayağa kalkıp eski masamıza gittim
ve altı yüz dolarlık çantam ile bin dolarlık güneş
gözlüğümü aldım. Bebeklerim. "Yarın manikür için
bizdesiniz, unutmayın."
Hepsi bana başıyla onay verip, uzaktan öpücük ile
beni uğurladılar. Kafeden biraz uzaklaşınca
telefonu elime aldım ve MİT'teki arkadaşım Rıza'yı
aradım. Umarım MİT isteklerime hazırdır
Rızacığım. Çok sabırsız biriyimdir, biliyorsun.