Dünya Küçük

952 51 50
                                    


''Alın bakalım gençler.'' diyerek çay tepsisini masaya bıraktı Oğulcan. Ancak masada hararetli bir tartışma döndüğünden kimse onu umursamamıştı.

''Ya kızım siz niye bize bir şey söylemiyorsunuz? Bilsem ayırır mıydım ben çocuğu gözümün önünden?'' derken elini masaya vurmuştu Ömer.

''Hah! Tam da onun için söylemedik.'' dedi Aybike. ''Sürekli tedirgin tedirgin dolanacaktınız çocuğun etrafında. Kötü hissedecekti kendini.''

''Şimdi çok daha iyi hissediyor gerçekten.''

''Ne oluyor kuzen ya? Bir çay almaya gittim de neyi kaçırdım ben?'' diye sordu Oğulcan Ömer'in yanındaki sandalyeye yerleşirken.

''Bunlar Dünya Şampiyonası'nda yarışmadılar ya.''

''Ee? Viktor provada sakatlandı diye çekildilerdi.'' Ömer'in devam etmesini beklerken büyük bir yudum almıştı Oğulcan.

''Yok Oğulcan, sakatlanmamış.'' dedikten sonra kızları işaret etti Ömer. ''Bunların üçü de biliyormuş aslını. Bir biz bilmiyormuşuz.''

''Oğlum neyi ya? Neyi? Ben iyice gerildim bak.''

Ömer Oğulcan'a iyice yanaşıp ''Viktor bileklerini kesmiş.'' dedi. ''İntihar etmiş yani.''

''Ne?'' diye bağırdı Oğulcan. Daha sonra karşısında oturan kızlara baktı ancak üçü de aksini söylememişti. ''Ne oldu, nasıl oldu? Ne zaman oldu?''

Kimse cevap vermemişti.

Oğulcan bir Aybike'ye bir Asiye'ye baktı. ''Siz ne zaman öğrendiniz?'' Daha onlar cevap vermeden ''Tabi ya!'' dedi. Amcasıyla yengesinin cenazesi zamanı ve de sonrasında bulduğu her fırsatta arasa da kampta olduğu için gelememişti Mercan. İki hafta sonra olan yarışma bittiğinde kesin gelir diye düşünüyordu ama o zaman da çekildikleri halde gelmemişti. Demek ki sebebi buydu. ''Kızım siz niye bize söylemiyorsunuz? Bilsek böyle olur muydu? Çocuğu orada bir an yalnız bırakır mıydık?''

''Bok bırakmazdın Oğulcan. Sünger gibi içmiştin. Senin varlığından ne olurdu?'' diye çıkıştı Aybike. ''Biz gayet iyi idare ediyoruz sanıyordum. Nereden bilebilirdim böyle olacağını?''

''Allah aşkına bu herifin derdi neydi bu çocukla ya?'' Birden yükselmişti Oğulcan. ''İki gündür düşünüyorum düşünüyorum, bulamıyorum. Bizle olan derdinden yaptı diyeceğim geliyor ama yok. Ömer'le ben yan yana bile gelmedik ki çocukla bütün gece.''

Aybike hariç geri kalan herkes bu saflığa gözlerini devirdi.

''Yastık getirin Oğulcan'a, derin uykuda.'' dedi Mercan.

''O ne demek ya?'' Daha sonra aynı bilmiş ifadeyi Ömer ve Asiye'de de gördü. ''Benim bilmediğim ne biliyorsunuz siz?''

Ömer bir elini Oğulcan'ın omzuna attı. ''Çocuk bütün gece Aybike'nin yanındaydı. Şimdi bir daha düşün bakalım neden olabilir?''

''Neden olabilir?'' diye lafa karışırken sahiden boş bir bakış vardı Aybike'nin gözlerinde.

İki kardeş hala saf saf onlara bakarken Mercan sinirle konuşmaya başladı. ''Bu bir bahane mi sence Ömer?''

''Tabi ki değil. Ama işleri bu noktaya getiren bir neden olduğunu inkar edemeyiz.''

''Bırak Allah aşkına ya! Bütün ömrüm sana aşık olarak geçti benim. Yani en azından kendimi bildiğim kadarı... Ben bir kez olsun senin etrafında gördüğüm kızlara böyle bir şey yaptım mı? Yapamam çünkü. O da yapamaz.'' Son cümlesinde son noktayı koymak için masaya vurmuştu Mercan.

Bu Dar Vakitte Tez YaşaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin