Bu Dar Vakitte Tez Yaşa

Sorular ve Sorunlar

''Bu mu meşguliyetin Aybike?''

Aybike irkilerek yerinde sıçradı. Başını bilgisayardan kaldırıp sesin geldiği yöne çevirdiğinde pencere pervazında oturan Berk'i görmeyi beklemiyordu. ''Önemli bir işim var seni sonra ararım yazdın bana.'' Daha sonra başıyla bilgisayarı işaret etti Berk. ''Giysi giydirme oyunu oynuyorsun.''

''Ne işin var senin burada?'' diye sorarken telaşla ayaklanmıştı Aybike.

''Mesajlarıma cevap verseydin bilirdin olanı biteni.'' derken küskün gibiydi Berk. ''Ama önemli işlerin olduğu için bana sıra gelmedi tabi. Resmen giysi giydirme oyununu bana tercih ettin sen. Ya ölüm kalım mücadelesi veriyor olsaydım?''

''Abartma. Ne çeşit bir drama queensin sen ya?'' diye fısıldarken kapıyı kitlemişti Aybike.

Berk arsızca oturduğu yerde yayıldı. ''Niye kitledin ki kapıyı? Hayırdır?'' derken bir de göz kırpmıştı.

''Senin ağzını dikerim. Öyle imalı imalı saçmalama.''

''Ne ima edeceğim ya? İnsani bir merakla soru soruyorum burada.''

''Salona geçip bizimkilere insani bir selam vermek isterdin herhalde. Ya da gelsinler sana bir hoş geldin desinler, ayıp olmasın.''

''Ha hoş geldim yani?'' diyerek olağanca umursamazlığıyla işine geleni seçip almıştı Berk. ''Giriyorum o zaman içeri.'' deyip dışarıda kalan ayaklarını içeri soktu. Daha sonra ayaklanıp odanın ortasına doğru adımladı.

''Girmemiştin çünkü şimdiye kadar.'' derken gözlerini devirmişti Aybike.

''Müsaade bekledim de girdim işte. Özel alanın burası sonuçta senin.'' Berk etrafında bir tur döndükten sonra ''Odan güzelmiş.'' dedi.

''Yaşıyoruz işte içinde bir şekilde.'' dedikten sonra az önce kalktığı sandalyeye oturdu Aybike.

Berk yatağa, Aybike'nin karşısına, oturduktan sonra oturduğu yerde birkaç kez yaylandı yatağı kontrol eder gibi. ''İyi, iyi. Fena değil.''

''Hey Allah'ım ya!''

''Ne var ya? Ne dedim?''

''Sırf içinden geçenlerden ötürü kafanı kırarım senin.'' derken iğneleyici ama sakin bir tondaydı Aybike'nin sesi. ''Haberin olsun. Sonra niye saldırıya uğradım deme.''

Berk hevesle öne doğru eğildi. ''Ne geçiyormuş kafamın içinden?''

''Berk, gerçekten ciddi hasar veririm sana.'' derken işaret parmağını kendisine iyice yaklaşmış kafaya bastırıp geri ittirdi Aybike. ''Rahat dur.'' Daha sonra yan dönüp bilgisayarın ekranını kapatırken ''Niye geldin sen?'' dedi. Canının sıkkın olduğunu sezmişti.

''Mercan'la Viktor haftaya gidiyormuş.'' dedi Berk sıkıntıyla.

''Ee?''

''Viktor da gidiyor yani.''

''E haliyle.''

''Bir şeyler yapalım gitmesin. Çok lazımsa Mercan tek başına gidebilir.''

''Saçmalama Berk. Orada bir hayatları var. Tabi ki vakti geldiğinde gideceklerdi.''

''Tamam burada da olur. Mevzu paraysa çözeriz onu. Her türlü maddi desteği ayarlarız. Bak, Mercan'a bile hem de...''

''Eğitmenleri orada. Okulları orada.''

''Tamam, eğitmenlerini de getirtiriz. Okulsa bizimki de okul.'' Berk bir çocuk gibi inatlaşıyordu.

''Berk! Sırf sen Viktor gitmesin istiyorsun diye gidip ikisinden bütün hayatlarını değiştirmelerini mi isteyeceğiz? Az mantıklı davran yahu!''