- Ama Babalar Yalan Söylemez -

310 23 3
                                    

"Baba, neden benim annem yok?"

Taehyung işittiği soru ile meraklı oğluna dönmüştü. Elindeki eriyen ve küçük parmaklarına akan dondurmasını elinden alarak parmaklarını sildirdikten sonra tekrardan küçük bedene vermiş, bu arada sessiz kalan ikilinin gözleri küçük çocuğun dedikleri üzerine mavi gök yüzünü bulmuştu.

"Herkes benimle dalga geçiyor. Neden normal çocuklar gibi benim de bir annem yok. Sen bana herkes birbirini sevebilir dedin ama sınıf arkadaşlarım beni sevmiyor. Benimle annem yok diye mi oynamıyorlar?"

Taehyung ne diyeceğini bilemezken sessizce iç çekmiş ve küçük çocuğun yumuşak saçlarını okşamıştı. Onun büyümesi git gide işleri zorlaştırıyordu. Küçük ama oldukça zeki bir çocuktu Hae Won.

"Hayır tabii ki. Neden böyle bir sebepten dolayı seninle oynamasınlar ki? Sadece... Seni kıskanıyorlar, sen çok güzel ve başarılı bir çocuksun meleğim. Seni sevmemelerinin tek nedeni de bu."

Küçük oğlunun tombul yanağına sulu bir öpücük bırakarak gülmüştü Taehyung. O da babası ile birlikte gülümsediğinde Taehyung'un üzerinden büyük bir yük kalkmıştı. Küçük çocuğun zor sorularını cevaplamak git gide onun için kritik bir hâl alıyordu.

-

Taehyung yine çalışma odasına kapanmış işlerini yetiştirmek için uğraşıyorken kapının önündeki devasa boyuta gelen kağıt yığınındaki hareketlilik dikkatini dağıtmıştı. Küçük çocuk kıkırtıları ile birlikte babasının buruşturup top yaptığı kağıtları tek tek alıyor, açıp içindeki babasına ait olan anlamlandıramadığı çizimlere bakıyordu. Taehyung işini bırakarak sadece bir süre oğlunu izlemişti. Kağıtların arasından başka bir kağıdı aldığında önce dona kalmıştı. Taehyung'un kaşları yavaş yavaş çatıldığında küçük çocuğun sevinçli çığlığı doldurmuştu odayı.

"Burada babamın ismi yazıyor!"

Taehyung içini saran endişe ile hızlıca ayağa kalkmış ve çocuğun elindeki kağıt parçasını bir hışım ile almıştı. Onu oraya atmak ile hata yaptığını bilmeliydi. Küçük oğlu ilk önce babalarının ismini yazmayı ve okumayı öğrenmiş, her yere onların adını yazmaya başlamıştı.

"Ya! Ne yapıyorsun? Okumak istiyorum onu! Bırak!"

Küçük ve sinirli çocuk kısa boyu ile babasının elindeki kağıdı almak için zıplıyordu bir işe yaramasa da.

"Sen okumayı bile bilmiyorsun Hae Won. Önemli bir şey yazmıyor."

Kollarını göğsünde bağlayan küçük çocuk homurdanarak babasına sırtını dönmüş ve tombul yanaklarını şişirmişti.

"Bana okuyabilirdin. Ne yazdığını bilmek istiyorum. Oku!"

Taehyung sinirini kontrol altında tutmaya çalışıyor, derin nefesler alıp veriyordu. Oğluna kızmıyordu, onları bırakıp çekip giden eski eşineydi tüm bu siniri. Oğluna kendisinin yazdığı sahte bir mektubu sanki onun ağzındanmış gibi nasıl okuyabilirdi ki?

"Onu sana okumayacağım. Odana git ve oyuncakların ile oynamaya devam et, babanın dikkatini dağıtıyorsun meleğim. Hadi."

Taehyung küçük çocuğu odasına gönderdikten sonra masasına geri dönmüş, sandalyesine yerleşerek arkasına yaslanmıştı. Buruşturduğu kağıdı tekrar açarak masasının üzerinde düzlemiş ve dilini ince kiraz kırmızısı dudaklarında gezdirerek metni bir daha okumuştu içinden. Bunu ona vermeyi düşünmek kesinlikle aptallıktı.

İç çekerek kağıdı tekrar buruşturup atmış, masasında onu bekleyen çizime geri dönmüştü.

Saatler saatleri kovalarken küçük beden tekrar odadan içeriye sızmış, uyuyan babasını gördüğünde dudaklarını birbirine bastırarak bir süre öylece beklemiş ve düşünmüştü. Mektupta yazan şeyi deliler gibi merak ediyordu. Sessizce babasını uyandırmadan mektubu uzun süre aramış, en sonunda bulduğunda yıpranan sayfayı almış ve koşa koşa odasına gitmişti. Yere çömelerek kağıdı özenle halının üzerine bırakmış, dikkatli bir şekilde düzelttikten sonra küçük ellerini büyük sayfadan çekerek çantasına koymuştu. Ne yazdığını kesinlikle öğrenmesi gerekiyordu.

Daddy İssues † TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin