Sabahtan beri sinirimi bozan su damlacıklarına bakıyor ve nerden geldiğini bulmaya çalışıyordum.Bütün hayatım bundan ibaretti.Her sabah uyandığımda sinir bozucu olaylarla karşılaşıyordum.Sahi her sabah neden anlamsızca şeyler beni uyandırıyordu?
Hayat mı anlamsızdı yoksa benim yaşadıklarım mı?Tenime düşen her soğuk su damlasında irkiliyor,geçmişimi düşünüyordum.Okulların açılmasına 1 hafta kalmıştı.Hergünüm okula lanet etmekle geçiyordu.Lise sondayım .Sanırım en kötü şey okula gitmek olsa gerek.Sabah kalkmak benim için eziyet.Yine mırıldanarak babamın verdiği siparişleri almak için hazırlanıyordum.Kalkıp yüzümü yıkadım.Su bu kadar soğuk olmak zorunda mıydı?
Tüylerimin diken diken olduğunu hissediyordum.Artık yüzümü bile yıkamaya üşenir olmuştum.Hayata,insanlara olan neşem bitmek üzereydi.Beni birisi mutlu etmesi gerekiyordu.Yoksa hayatım bok yoluna gidecekti.18 yaşında bir genç kızdım ve bu yaşıma kadar babamın yüzünü hiç görmemiştim.Annemle ise en son 7 sene önce görüşmüştüm.Babamla hergün konuşuyorum.Sanırım dünyada tek istediğim bir kere bile olsa babamın yüzünü görebilmek.Annem babamı benden saklıyordu.Bir kızın babasını görmesi doğal bir şey değil mi?
Annemle 7 senedir ne görüşüyor ne de konuşuyordum.Ondan tamamiyle nefret ediyordum.Beni hayata karşı soğutan annemdi.Öz babamı bana göstermeyen hep acı çekmemi sağlayan oydu.Hergün babamı arayıp beni soruyormuş. 'Güya bana değer veriyor' .Hayatımda kimseye aşık olmamıştım.Hiç ilişkiye girmemiş öpüşmemiştim.Acaba aşk nasıl bir şeydi?Belkide beni mutlu edebilecek şey aşktı.Kafamda deli sorularla hazırlanmaya çalışıyordum.
Dolabı açıp birşeyler seçtim.Deri taytımı ve yeni aldığım turkuaz tuniğimi giydim.Saçlarımı salaş bir şekilde açık bıraktım.Saçlarımla uğraşmaya kalkarsam 2 saat daha gecikebilirdim.Ve bu babamın hiç hoşuna gitmezdi.Bana bir miktar para göndermiş ve kendime istediğim herşeyi almam için tembihlemişti.18 senedir kendini bana göstermemeyi nasıl başarıyordu.Heryerde beni takip ediyor,başım beladaysa hemen kurtarıyordu.
Uzun mavi çantamı da alıp hemen yola koyulmuştum.Market yaklaşık olarak 20dakikalık bir yoldu.Sabahları kimse olmazdı.Etraf sessiz ve huzur vericiydi.İçime bütün oksijeni doldurmuştum.Yürümek,nefes almak beni rahatlatıyordu.Tam sessiz sakin yürüyorken telefonumun sesiyle yüzümü buruşturdum.Ne güzel sessiz sedasız ilerliyordum kimdi bu saatte arayan?
Evet tam da tahmin ettiğim gibi.Arayan Simay'dı.'Bu saatte uyanır mıydınız matmazel'.
Diyerek cevapladım.Kıkırdadı.
'Napıyon lan yine sümüklü?'dedi.Koca bir kahkahadan sonra 'Markete gidiyorum 'babamın emri' .Diyerek babamın emri kelimesini bastıra bastıra söyledim.'Hadi çok konuşmada işini yap'.Dedi
Vedalaştıktan sonra kapattım.Simay benim en yakın arkadaşımdı.Onun yanında güler,onun yanında ağlardım.Herşeyimi ona anlatırdım.Simay çok neşeli bir kişiliğe sahip biri.Onun gibi olmayı çok isterdim.Herzaman yüzü gülüyordu.
~
Markete varmıştım.İlk önce, istediğim bütün abur cuburları alacaktım.Önüme gelen herşeyi aldım.Cips,kola,çikolata,jelibon,yaş pasta,çif köfte...Alışveriş arabam ağzına kadar dolmuştu.
Herkez bana hayretle bakıyordu.Ne var yani abur cuburu çok yiyorsam.İnsanların bana aç gözlü gözlerle bakmasından açıkcası zevk almıştım.İçimden kıkırdadım.Eğer bunu dıştan yapsaydım mart ayına gelmiş kediler gibi hepsi bana saldıracaktı.Tam kasaya doğru gidecektim ki küçük çaplı bir şoka uğradım.Tam anlamıyla 3 tane MÜTÜŞ (1 tanesinden pek hoşlaşmadım) çocuk bana doğru geliyordu.Sanırım bana doğru değil yiyeceklere doğru gidiyorlardı.O an üstlerine atlamak istesem de bu isteğimi içimde tuttum.
Sarışın mavi gözlü çocuk bana çok kötü bakıyordu.Bir alışveriş sepetime bir de bana bakıyordu.Ne var yani bu kadar abur cubur aldıysam.Yanındaki 2 mütüş çocukla beraber bana bakıp kıkırdadılar.
Aman tanrım gülüşleri çok güzeldi.Ama o mavi gözlüyü hiç gözüm tutmamıştı.Diğer ikisi gayet çekici ve sexiydi.Onları düşünürken turşu almayı unutmuştum.Turşu benim çerez gibi yiyebileceğim en iyi şeydi.
Bu marketin turşuları gerçekten muhteşem oluyordu.Reyonda farkettiğim son bir turşuyu almaya karar verdim.Sanırım fazla şanslıyım.Adımlarımı hızlandırıp turşuya doğru gidiyordum.Tam turşuyu alacaktım ki sarışın çocuk benimle aynı anda turşuyu tuttu.Ona bırakması için ölümcül bakışlar attım.
Soğuk bir şekilde bana baktı.Gözleri mavinin en cezbedici tonlarını almıştı sanki.İlginç bir göz rengi vardı.Gözlerine bakmayı kestikten sonra turşuyu daha sıkı tuttum.Bir anda turşu kavanozunu sertce yere attı.
Buda neydi şimdi.Turşu kavanozunun sesi tüm markette yankılanmıştı.Yanımdan hemen uzaklaştı ve ben dımdızlak ortada kalmıştım.Kırık turşu kavanozuyla...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK
De TodoBen Derin'dim.Huysuz,mutsuz olan.Babasını hiç görmemiş annesinden nefret eden Derin.Cesaretli ama bir o kadar da kırılgan.Hayatı boyunca yaşadığı tek bir mutlu günü olmayan Derin.Gözlerimi açtığımda mavinin her tonunu almış Bora'nın gözlerine bakıp...