Özlemek istiyorum; çocukluğumu ve geçmişimi.Sevmek istiyorum; beni bu hale getiren kız çocuğunu, onu o yaşta büyüten herkesi.
Kurtulmak istiyorum; insan elinin değdiği her duygumdan. Nefret etmek istiyorum, korkularımın baş kahramanlarından.
Bileklerime prangalar geçirilmiş ve görünmez zincirlerle takvimlere bağlı kalmışım. Zincirleri göremediğimden bu koşmaya çalıştıkça dizlerimin üzerine düşüşüm.
Zincirlerin uzunluğundan bu her seferinde usanmadan uzaklaşma çabam. Takvim yaprakları hiç koparılmaz orda. Her günün ve her geçen aynıdır o karanlıkta.
Yıpranmışlığın sonu olsun istiyorum. Ne zaman daha fazla canım acıyamaz desem çok daha acı duyuyorum. Hissetmek istemiyorum. Duygularım alsınlar başlarını gitsinler benden.
Yaprakları şiddetli rüzgarların etkisiyle savrulan ve hasar gören o bir bankta unutulmuş kitap gibiyim. Rafta unutulmak istiyorum. Tozlarım olsun kimse dokunamasın, mürekkebim kendi içimde silinsin istiyorum.
Rüzgar estikçe açılmak, birileri beni alacak sanıp dokunan her elde canlanmak ve sadece bakıp geçilen o kitap olmak istemiyorum.
Yıllardır hissettiğim o sızı asla uslanmıyor. Uyuşuyor sanıyorum, her gün daha çok acıtıyor.Dilim sözcükleri idam ediyor, boğazım yarım kalmış cümlelerin cesediyle düğümleniyor. Bir mahşer var göğüs kafesimde. Her gün her dakika ateşine duygularımın atıldığı.
Şeytanlarımın ateşi körükleyip asla yangının onlara sıçramadığı bir mahşer. Ruhum, savaşında galip gelememiş kız çocuğunu taşıyamayan ceset iken; bedenim nefes almak için başka ruhların gölgesine sığınan bi' aciz...
Kurtulmak istediğim her şeyin mahkûmu olmak istemiyorum. Kendi mahkememi kurup benim canımı yakan herkesi kendisi ile yüzleştirmek istiyorum.
Vicdan azabı o kadar ağır gelsin ki ellerime silah verip beni nolur vur desin istiyorum. Ben bu hayatta hep olmaması gereken şeyler yaşadım. Ve artık olması imkansız şeyleri istemekten başka bir şey bırakmadılar elimde.
-"Güzelim duymuyor musun beni sana sesleniyorum kaç defa"
Kolumun dürtülmesi ve abimin sesiyle daldığım düşüncelerden irkilirken dikkatle bana bakan abime gülümsedim.
-"Dalmışım abi ne oldu ?" Diyerek sordum.
-"Sende benimle gel bugün kafeye kaç haftadır evdesin kafan dağılsın biraz" diyince olumlu anlamda başımı sallayarak ayağa kalktım.
-"Olur abi zaten canım sıkılıyordu bekle sen arcanın üstünü değiştirip geleyim" diyerek yanağını öptükten sonra salonda oyun oynayan oğlumun yanına geldim.