BTS - Blue & Grey , House Of Cards kanayan yaram...
Medyaya zaafımı bıraktım.
Sonraki bölüm final..
•25072021 / 02.05
Herşey başa sarmıştı.
Hiçbir şey düzelmiyordu, düzeleceğine öyle çok inanmıştım ki, ama tüm inancım boşunaydı.
Mahvolmuştum, her zaman daha kötüsü olamaz diyordum fakat daha da kötüsü karşıma çıkıyordu.
Söz vermişti, bir kez daha söz vermişti. Hep söz veriyordu fakat tutmuyordu. Beni mahvettiğinin farkında değil miydi? Benim üzülmemi görmek onu mutlu mu ediyordu ki? Bilmiyordum.
Min Yoongi; beni sevmiş, öpmüş, dağıtmış ve gitmişti.
Peki ben? Peki ben neden hala onu sevmeye devam ediyordum ki? Bana değer vermeyen bir adam için, belki de hiç bir zaman değer vermemiş bir adam için bu kadar üzülmem gereksizdi, evet biliyordum. Fakat elimden gelen tek şey kendimi mahvetmekti.
Yoongi'yi o gün arkadaşım Seokjin'le görmeye gittikten sonra da hep gitmeye devam etmiştik, arkadaşım beni asla yanlız bırakmamıştı. Neredeyse her hafta, derslerimin boş olduğu günlerde soluğu onun yanında alırdım. Seokjin bazen dersleri ve ailesi dolayısıyla gelememiş olabilirdi fakat elinde olsaydı gelirdi, buna emindim.
Yoongi bazı -hatta çoğu- günler neden geldiğimi sıkça sorardı, bazen gelmememi söylerdi, ısrarla geldiğimde ise aşağı inmemeye başlamıştı. Beni.. istemiyordu öyle değil mi? Bu kadar belli etmesi gerekli miydi? Ya da kalbimi kırması?
Onu düşünmekten uyuyamadığım geceler uzunca düşünürdüm, "Acaba ben birşey yaptım da, bu yüzden mi benden uzaklaşıyor?" diye. Fakat hayır, ona hiçbir kötülüğüm dokunmamıştı. Onu sevmekten başka birşey yapmamıştım. Sevgimden mi korkmuştu ki?
Anlamsızdı.
Herşey öyle anlamsızdı ki..
Gecelerim, gündüzlerime karışmıştı. Ben Yoongi'ye karışmıştım. Fakat onun ne ruhu ne de kalbi bana karışmamıştı. Hem kendi etrafımda hem de onun etrafında dönüyordum da, o yanlızca öylece duruyordu.
Ben, onun aşkının gölgesinde yanan bir Park Jimin'dim, o ise beni yakmaktan çekinmeyen Min Yoongi.
Ben güneştim, hem kendi etrafımda dönüyordum; kendime yetebilmek için. Ve ben güneştim; onun etrafında pervane olup, onu mutlu etmek için.
O dünyaydı, öylece dursada içinde çok şey barındırırdı. Gözlerine baktığımda içini gören yanlızca bendim ama o beni hiç görmemişti. Görmeyecekti de..
Yok oluyordum.
Bu hastalıklı aşk kanıma karışmıştı ve içten içe beni zehirliyordu. İstesem de kurtulamazdım, hoş herşeye rağmen kurtulmak isteyen bir tarafım da yoktu zaten..
Aylar olmuştu görüşmeyeli, ben ulaşmaya çalışıyordum fakat ondan ne ses vardı ne de soluk. Arkadaşlarıma olanları anlattığımda birkaç tanesi "Acaba başına bir kaza geldi de, öldü mü?" Diye bile düşünmüştü. Fakat hayır ölmemişti, ölseydi hissederdim ben. Değil mi? Hem ben alışmıştım onun bu dengesiz hallerine.
Bende dengesizleşmiştim zaten. Kafayı yiyordum yavaş yavaş. Normalde insanlar delirmeye başladıklarında bunu fark etmezlermiş öyle duymuştum. Fakat ben aklımı kaybettiğimi hissediyordum. Ölüyordum içten içe, yaşıyordum ama ölüyordum da.
Yemek yiyemiyordum artık, su bile içmiyordum. Onsuz kaldığım ilk bir ay tam beş kilo vermiştim. Ailem durumumu görüyordu fakat okul ve sınav stresi olduğunu söyleyip duruyordum. İnanıyorlar mıydı, orasını bilemiyorum.
Arkadaşlarım durumumu bildiklerinden çok üzgünlerdi. Mutsuz oluşum onlara da yansımıştı, kendimle birlikte onları da mahvediyordum. Önceki gibi kimse birbiriyle şakalaşmıyor, hatta gerekmedikçe konuşmuyordu. Öyle ki, arkadaşlarımdan biri Yoongi yüzünden bu halde olduğunu unutmuş ve beni Yoongi'den bahsederek güldürmeye çalışmıştı. Sonrası ise.. uzun bir ağlama krizi, arkadaşlarımın beni iyi edemedikleri için çokca özürleri ve bolca ovulan bileklerimden oluşuyordu.
Arkadaşlarım benim için öyle çok uğraşıyorlardı ki, bazen keşke iyi olsaydım ve "Onların bana iyi baktıkları gibi onlara iyi bakabilseydim." diyordum. Fakat daha adım atacak halim bile kalmamıştı, kendime bakamıyordum ben.
Her gün türlü şekilde güldürmeye çalışıyorlardı ben gülmeyince de umutsuzca geldikleri yöne geri gitmek zorunda kalıyorlardı. Onları da kendimle beraber mahvetmiştim, çünkü bunlara şahit olmuştum.
"Ben gerçekten delirdiğini düşünüyorum." Demişti bir arkadaşım. Sınıfta uyuklamıştım ve geri uyandığımda yanımda arkadaşlarım yoktu. Elimi yüzümü yıkamak için üst kattaki tuvaletlerin önüne geldiğimde arkadaşlarımın konuşmalarını duymuştum.
"Ailesine söylemeli miyiz?"
"Bence söylememiz iyi olmaz, ne tepki vereceklerini bilmiyoruz. Ayrıca Jimin bir erkeğe aşık. Herşey onun için daha kötü olmaz mı?"
"Bence de söylemeyelim, ama onun için de endişeleniyorum. Ne yemek yiyor, ne de su içiyor çok zayıfladı. İyi misin diyoruz, 'Yoongi'den haber var mı?' diyor."
"Jimin'in hali hâl değil arkadaşlar. Geçen gün sırf Yoongi'ye benziyor diye hiç tanımadığımız bir çocuğu takip ettik. Peşinden, 'Bak Yoongi o, gidiyor hadi bırakmayalım onu' diyordu. Kendime engel olamadım, ağladım sokağın ortasında. Sonra Jimin bana ne dedi biliyor musunuz? 'Seokjin yalvarırım ağlama ben iyiyim bak Yoongi'yi bulduk işte hadi gidelim.' O çocuğu ayaklarımız kopana kadar takip ettik. Ama o çocuk Yoongi falan değildi."
"Bunu neden daha önce bize demedin?" demişti Taehyung.
"Özür dilerim ama olayı hala atlatabilmiş değilim. Söyleyemedim işte. Ayrıca sadece bir kez olmadı bu olay. Artık gördüğü her siyah giyinimli kişiyi Yoongi sanıyor. Geçenlerde mavi pantolonlu bir çocuğu da Yoongi sandı ben 'Yoongi değil o, renkli giyiniyor baksana bu Yoongi olamaz' demeseydim o çocuğun da peşini bırakmayacaktı."
"Durumu gerçekten de kötü, ne yapsak ki?"
"Yoongi'yi de onun sikik arkadaşlarını da bulduğum yerde sikeceğim!" Demişti Seokjin. Sonrasında sınıfa geri dönmüştüm.
Günlerim berbattı, fakat o neredeydi? Bilmiyordum.
Arkadaşlarını birçok kez aramıştım, mesajlaşmıştım fakat hepsi bana "Yoongi iyi, sadece yoğun çalışıyor." Diyerek telefonu yüzüme kapatıyorlardı. Bazı günler aramalarıma bakmıyor veya mesajlarıma cevap vermiyorlardı. Sanırım Yoongi onlara bunu yapmalarını söylemişti, önceden bana böyle yapmazlardı çünkü..
Kalbim acıyordu.
Jimin'e üzüldüğünüzü biliyorum, bende üzülüyorum ona. Bunca şeyi hak etmedi, etmedik. Fakat her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi, her kötünün de sonu vardır. Finalde görüşmek üzere, sizi seviyorum. <3
![](https://img.wattpad.com/cover/274891753-288-k49088.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fire on fire | yoonmin ✓
FanficYazıp yazıp silinen mesajlar, gidilip görülmeyen yüzler, ardı arkası gelmeyen bir takım öpücükler. © chiwasyoon / 2020 / angst