16 yaşındaydım onunla tanıştığımda. İyi biriydi. İnsanlara yardım ederdi, çocukları çok severdi. En önemlisi beni çok severdi. Ya da ben öyle düşünürdüm.
Bazı arkadaşlarımla görüşmemi istemiyordu bende o ne derse onu yapıyordum. Bazı arkadaşlarımla arama mesafe koymuştum sırf o istiyor diye. Giydiklerime karışırdı, kısa giyinmeme izin vermezdi. Kıskanıyorum seni derdi. Ama bu kıskançlık değilmiş. Anlıyorum. Geç ama artık anlıyorum.
Arkamdan saçıma yapıştı. Yine dövecek biliyorum. Bi suçumun olmadığını desem bile, yapacaktı bunu. Mehti abiye baktı "Al karını git burdan. Karımla işimiz var, değil mi güzelim?" dedi korkunç sesiyle. Mehti abi "Yapma Ali, yeter bu kadar. Daha yeni çıktı odadan. Yazık değil mi kardeşim? Hatırlasana annemizi. Annem senin böyle biri olduğunu görse ne hissederdi? Hadi kardeşim bırak kızı." diye yalvardı kardeşine. Hayır bunu istemiyorum. Birinin benim için yalvarmasını istemiyorum. Ben kendim bile yalvarmadım hiç bir zaman ona, Mehti abi niye yalvarıyor ki? Ali hiç düşünmedi beni saçımdan tutarak kaldırdı sürükleyerek içeri götürdü. En son gördüğüm Mehti abinin Aliyeyi uynadırmasıydı.
Sürükleyerek odaya getirdi. Yatağa fırlattı beni. İyi ki bi çocuğumuz yoktu, onun bu hayatı yaşamasını istemiyordum. Onun her gece babasını canavar gibi çıkan sesini duymasını istemiyordum. Çeketini çıkardı, koltuğa attı. "Ne zaman vazgeçeceksin? BİRİLERİNDEN YARDIM DİLENMEYİ NE ZAMAN BIRAKACAKSIN?" diye bağırdı. Sevda abla evde değildi, Mehti abiler de gitmiş olmalıydılar ki bu kadar rahat bağırıyordu.
"Yardım dilenmedim ben kimseden. Abin sürekli bana yardım etmek istiyor. Kendi abin bile beni senden kurtarmak istiyor. Ne kadar acınası durumdasın biliyor musun?" dedim. Korkuyorum ama sesim korkuma göre daha güçlü çıkmıştı.
"Ne dedin sen? Nereden alıyorsun sen bu cesareti? Kim dolduruyor senin beynini?" dedi ve yüzüme tokat attı. Sertti tokadı. Tokadın etkisiyle yüzüm yana düştü. Ağlamayacaktım, bu kez karşısında ağlamayacaktım. Ben güçlüyüm.
"Kimse benim beynimi doldurmuyor. 8 yıldır bu evde yaşadıklarımı bi ben bi Allah bilir." sesim hafif yüksek çıkmıştı. Bu onu daha da sinirlendirdi. Kemerini çıkardı, onunla dövecekti. "ÇIKAR ELBİSENİ HEMEN " diye bağırdı. Bu hazır değildim. Haraket etmedim. Kolumdan tutup kaldırdı, elbiseyi yırtarak çıkardı üstümden. Karşısında çıplak kalmıştım. Utanmıştım. 8 yıldır sürekli bunu yaşıyorum ama hep utanıyorum. İnşallah düşündüğüm şeyi yapmaz. Dövsün ama onu yapmasın. Eğildi babetleri de çıkardı yatağa itti, ağzım üste yatağa düştüm. Kemerle sırtıma vurmaya başladı. Acıyordu ama alışmıştım, o yüzden ağlamayacaktım. Düşündüğüm şeyi yapmayacağı için sevinmiştim.
"Bİ DAHA YARDIM DİLENECEK MİSİN?" diye bağırdı. Cevap vermedim. Ben cevap vermedikçe daha sert vuruyordu. "CEVAP VER BANA MİA!" yine bağırdı.
"BEN KİMSEDEN YARDIM DİLENMEDİM" bende bağırmıştım. "SEN BANA BAĞIRAMAZSIN MİA 8 YIL OLDU HALA ANLAYAMADIN MI?" dedi. Kafamı salladım.
Sabah olmuştu. Kalkacak halim yoktu, ama Ali kalkmıştı hatta üstünü değiştirip yanıma gelmişti. "Güzelim kalkacak mısın? İstersen yata bilirsin ama yarım saat içinde aşağıda olmanı istiyorum." dedi sakin bş sesle. Benimle dalga geçiyordu. "Kalkacağım merak etme" sesim yorgun çıkmıştı. "Tamam güzelim bekliyorum seni aşağıda." ve sırtımı öptü "Sırtını açıkta bırakma, akşam neler yaşadığımızı kimse bilmesin."
Üstüme siyah kumaş bir pantolon giymiştim üstüne de beyaz gömlek. Ve siyah spor ayakkabılarımı giymiştim. Saçlarımın yarısını örüp yarısını açık bırakmıştım . Sırtıma krem sürmem lazımdı ama kendim tek başıma bunu yapamayacaktım. Sevda abladan yardım istemem gerekecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİA
RandomMia 15 yaşında annesini 17 yaşında babasını kaybeden genç bir kız. Mia 16 yaşında canavarıyla tanışıp 18 yaşına girer girmez Ali Akman adındaki canavar ile evlenir. Tabii ki bu dönemde anne ve babasının eksikliğini iliklerine kadar hisseden Mia o ek...