Kaçacaktım ama nasıl? Nasıl gidecektim? Bi plana ihtiyacım var. Kimden yardım isteye bilirim? İlk önce Ali'den kurtulmam lazım. Sonra bi şekilde kaçarım. Zor olacak ama başaracağım.
Ali saçlarımı kestikten sonra yukarı çıktı. Ellerimi korkarak saçlarıma götürdüm. Neyse ki çok kısa kesmemişti, bir kuaförle düzelirdi. Eğilip ellerimle saçlarımı yerden aldım sonra da makası aldım. Makası mutfaktaki yerine bıraktım saçlarımı da istemeyerek çöpe attım. Mutfaktan çıktım, banyoya girip ellerimi yıkadım. Ellerimi yıkarken başımı kaldırdım saçlarıma baktım, kısa görmeye alışık değildim. Sonra gözlerime kaydı bakışlarım, kıpkırmızı olmuştu. Gözyaşlarımı tuttuğum için kıpkırmızı olmuştu. Ellerimi kuruladım ve en sonunda gözyaşlarımı tutamadım ağlamaya başladım. Yere çöktüm sarsılarak ağlamaya başladım. Bağırmak istiyorum, avaz avaz bağırmak istiyorum. İçimdeki acıyı çığlıklarımla dışarıya salmak istiyorum.
Yerimden kalktım banyodan çıkıp aşağıya indim, bahçeye çıkacaktım. Bahçeye çıkınca etraftaki korumaları gördüm. Hepsini burda zorla tutuyordu o psikopat. Biraz ilerleyip dizlerim üstünde yere çöktüm. Ve gözyaşlarımı bıraktım yine. Biraz geçince artık bağırarak ağlamaya başladım. İçimdeki her şeyi gözyaşlarımla dışarıya bıraktım. Korumaların hepsi bana bakıyordu. Bazıları anlamıştı ne olduğunu, bazıları da benimle birlikte gözyaşlarını tutamayıp ağlıyordu. Bazıları da bana acıyarak bakıyordu. Haklılar, acınacası haldeyim.
İlk kez birilerin karşısında ağlıyordum. Asla kimsenin önünde kendimi güçsüz göstermemiştim. Kimsenin önünde ağlamamıştım şu ana kadar. Bu ilkti ve son olacaktı.
Korumalardan biri yanıma geldi. Eğilip yanımda oturdu. Cebinden bi mendil çıkarıp bana uzattı. Mendili alıp gözyaşlarımı sildim.
"Teşekkür ederim." dedim çatallaşmış sesimle.
"Teşekkür etmenize gerek yok Mia hanım." dedi. O da ağlıyordu.
"Sende ağlıyorsun farkında mısın?" dedim.
Burnunu çekti. "Ya yok ben ağlamıyorum, gözüme toz kaçtı." dedi. Güldüm. Sesli güldüm hatta. "Size gülmek yakışıyor Mia hanım, bi daha ağlamayın." dedi. Yine güldüm. Mendili ona uzattım.
"O zaman gözünde ki toz çıktıysa yaşları sil." dedim çatallaşmış bi sesle. Mendili aldı ve gözünden dökülen yaşları sildi. Çok mu acınası durumdayım? Niye benim yüzümden ağlıyor?
"Saçlarınız çık güzel olmuş Mia hanım." dedi koruma. Sahi adı neydi?
"Teşekkür ederim. Ama ben daha senin adını bilmiyorum. Adın ne?" dedim gülümseyerek. Koruma afalladı bunu beklemiyormuş gibi bakıyordu. "Ee cevap vermeyecek misin?" dedim yine.
"Adım Amir." diye cevap verdi.
"Çok güzelmiş isminiz Amir bey." dedim bilerek. Amir başını kaldırıp şaşkınca bana baktı. Kafamı Ne anlamında salladım.
"Amir bey?" dedi sorarcasına. "E sen bana Mia hanım diyorsun ya? Bende sana Amir bey diyeceğim o zaman." dedim bende.
"Yok siz bana Amir bey demeyin. Siz benim patronumun karısısınız o yüzden." dedi. Sinirlendim. Yanından kalktım ve uzaklaştım ordan. Arkamdan çağırdı ama bakmadım. Ben onun karısı değildim ve olmayacaktım. Kağıt üstünde karısıyım. Bu kadar.
Amir arkamdan gelip kolumu tutup " Yanlış bir şey mi dedim Mia hanım?" dedi korkarak.
"Bana Mia hanım deme Amir. Ben Mia hanım değilm ben sadece Mia'yım bu kadar. Sadece Mia. Bana bir daha Mia hanım deme. Kimse demesin. Anladın mı?" dedim. Sesim yüksek çıkmıştı. Kafasını anladım anlamında salladı. "Şimdi eğer kolumu bırakırsan gideceğim." dedim bi koluma bi Amire bakarak. Telaşla kolumu bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİA
RandomMia 15 yaşında annesini 17 yaşında babasını kaybeden genç bir kız. Mia 16 yaşında canavarıyla tanışıp 18 yaşına girer girmez Ali Akman adındaki canavar ile evlenir. Tabii ki bu dönemde anne ve babasının eksikliğini iliklerine kadar hisseden Mia o ek...