Medyada aile ağacı var, kafanız karışırsa bakabilirsin <3
SORGU ODASI
Komiser: Madem konuşmak için buraya kadar geldin. Anlat bakalım ne oldu dedene?
Melek: Nehir'i konuşturdunuz mu?
Komiser: Benim sorumun cevabı bu değil.
Melek: Bu da benim sorumun cevabı değil.
Komiser: Niye geldin sen buraya?
Melek: Tüm ailem burada eksik kalmayayım dedim.
Komiser: Melek işleri çok zorlaştırıyorsun, ya dedenin cinayetini kimin yaptığını söyle ya da git.
Melek: Git mi? Sen ifade vermeye gelen herkese böyle mi davranıyorsun?
Komiser bıkmış gözlerle yukarı bakar.
Komiser: Allah'ım hangi günahımın cezasını çekiyorum ben?BİR SÜRE SONRA
Komiser odadan değildir, Melek kapıya doğru yürür ve kimsenin olup olmadığını kontrol eder. Kimseyi göremeyince sessizce dışarı çıkar. Tek tek sorgu odalarına göz gezdirmeye başlar. Yaklaşık 10-11 odaya baktıktan sonra koridorun sonunda ki odanın kapısına da kulağını dayar, içeriden Nehir'in sesi geliyordur.
Melek: Odamızı bulduk. diye fısıldar
Kapıya doğru yaklaşan ayak seslerini duyunca geri çekilir ve koşmaya başlar ama komiser onu görür.
Komiser: Melek!
Melek arkasına bakmazsızın koşmaya devam eder ve kendinin sorgu odasına girer, Komiser de arkasından gelir.
Komiser: Melek?
Melek: Komiserim?
Komiser: Nehir'i konuşturma işini bize bırak, dedenin kimin öldürdüğünü söyle ve bitsin artık bu iş.
Melek: Bak, Nehir polislerden korkar korkutun onu ve bu konularda hiçbir bilgisi yok seni hapse atarız deseniz bile inanır ve hemen ses kaydını size verir, ben girip konuşsam daha iyi olur ama neyse.
Komiser: Hangi ses kaydını?
Melek: 18 yaşımıza girdiğimizde annelerimizi sarhoş edip ne olacağını görmek istedik. Meğerse Meltem yengenin hemen dili çözülüyormuş, bize herşeyi anlattı Nehir de ses kaydına aldı.
Komiser: Bir daha düşündüm de, tamam Nehir'le konuşabilirsin.
M: N-ne? Gerçekten mi?
K: Eğer dedenin cinayetini anlatırsan.
Melek bir kaç saniye düşünür ve
M: Anlaştık, Hadi götür beni.
K: Hop, önce anlatıcaksın.
Melek huzursuzca iç çeker: Peki.2008 YILI KONAKTA MELTEM (EN BÜYÜK KARDEŞ ORHAN'IN EŞİ) VE ASU (MELEK'İN ANNESİ) BALKONDA OTURMUŞ KONUŞUYORLARDIR
Asu: Bizimkiler şirketin başında geçse ne güzel olur ya.
Meltem: Bu ihtiyar da bi' ölmedi gitti zaten.
Asu: Patron karıları oluruz.
Meltem: Hem de zengin oluruz. Kazanacağımız saygınlığı saymıyorum bile.
Asu: Kız öldürsek ya biz bu adamı.
İkisi de gülüşürler. Melek balkona gelir.
Melek: Birini mi öldüreceksiniz?
Asu Melek'i alıp kucağına oturtur.
Asu: Hayır tabiki kızım, şakalaşıyoruz öyle. Korkma sen, böyle şeyler olmaz burada.BU GECE ASU VE KEMAL'İN YATAK ODASINDA
Asu ve Kemal yatağa girerler ve Melek yanlarına gelip yatağa çıkar.
Melek: Baba biliyor musun, annem ve yengem birini öldürecekler.
Kemal: NE?
Asu: Kızım tabiki de birini öldürmeyeceğiz.
Kemal anlamamış bir şekilde Asu'ya bakar.
Asu: Meltem'le şakalaşıyorduk sadece. Melek korkma tamam mı öyle bir şey asla olmayacak.
Melek: Söz mü?
Asu: Söz, Hadi git yat sen.
Melek yataktan iner ve odadan çıkar.Kemal: Ee kimi öldürmeyi planlıyordunuz?
Asu: Birini öldürmeyi planlamıyorduk, sizin şirketin başına geçmeniz ne güzel olurdu diyorduk.
Kemal: Yani kurbanınınız babam.
Asu gözlerini Kemal'e diker.
Kemal: Benim itirazım yok şahsen.
Asu: Ne?
Kemal: Önüne çıkarsam beni de öldürecekmişsin gibi bir halini var, hiç karışmamayı tercih ederim.
İkisi de gülerler ve uyurlar.ERTESI GÜN EMLAK ŞİKETİNDE
Kemal masasında oturmuş kağıt işlerini hallediyordur.
Babası masanın önünden geçer.
Kemal: Baba?
Mehmet ona bakar.
Kemal: Boğaz'ın oradaki yalılar için alıcılarla konuştum, bugün dört gibi eve bakmaya gelmek istiyorlarmış.
Mehmet: Tamam sağol oğlum, ben geri kalanını hallederim.
Kemal: Ben de yapabilirim aslında, yıllardır burada çalışıyorum ve hala doğru düzgün, büyük bir iş vermedin bana.
Mehmet: Bu şirketimizin en büyük işlerinden biri ve bunu mahvetmenize izin veremem. Unutmayın ki Orhan da sen de benim sayede buradasınız. Düzgün bir iş almak için buradaki diğer insanlardan kat kat çok çalışmalı ve hak etmelisiniz, senelerdir çalışıyorsunuz ama hala tam olarak beceremiyorsunuz. Şimdi çekil karşımdan, hak ettiğini düşündüğüm zaman ben sana iş veririm.
Kemal bir şey söylemeden uzaklaşır.KEMAL VE ORHAN BİR KAFE'DE OTURUYORLARDIR
Orhan: Gerçekten söyledi mi bunları?
Kemal: Neymiş biz haketmiyormuşuz.
Orhan: Ben bu adamın bizi bu kadar küçük görmesinden çok sıkıldım. Yıllardır burada çalışıyoruz hala küçük apartman daireleri kiralamaktan başka hiçbir şey yaptırmıyor bize.
Kemal: Bizim şirketin başına geçtiğimiz düşünsene, harika olurdu.
Orhan: Harika ve imkansız.
Kemal: Aslında değil, öldüğünde şirket bize kalacak.
Orhan: Hayır, babam bizim çalışmayı öğrenmemiz için şirketi Sevgi'ye bırakacak, vasiyetinde öyle yazıyordu.
Kemal: Ya biz vasiyeti değiştirirsek?ÖĞLE ARASINDAN SONRA MEHMET'İN OFİSİNDE
Kemal ofisten içeri girer, elleri arkasındadır.
Mehmet: Efendim, Kemal?
Kemal: Baba bu Kadıköy'de ki büyük daire için bir çift gelecekti?
Mehmet: Aniden fikir değiştirmişler.
Kemal: Nasıl yani?
Mehmet: ''Ani bir kararla'' almaktan vazgeçtik dediler.
Kemal: Peki ya Maltepe'de diğer ev?
Mehmet: Ev sahibi duvarların rengini ''değiştirmeye'' karar vermiş, sonra satacakmış. Ama bunları senin zaten biliyor olman lazım.
Kemal: Aklımdan çıkıvermiş, kusura bakma baba. Peki ya sen ne karar verdin?
Mehmet: Neye mi ''karar verdim''? Hangi konuda?
Kemal: Vasiyeti konusunda.
Mehmet: ''Vasiyetim'' konusunda bir karar vermem gerekmiyor, herşey açıkça belirli. ''Şirketi'' soruyorsanız Sevgi'ye ''bırakıyorum''.
Kemal: Ya yazlık?
Mehmet: Onu zaten ''Orhan'a'' verdim ya.
Kemal: Tamam baba, ben gideyim artık, yapacak işlerim var.
Mehmet: Oğlum iyi misin sen?
Kemal: Çok iyiyim babacım.
Kemal arkasında sakladığı dinleme cihazını yavaşça cebine koyar ve dışarı çıkar. Orhan kapının önünde bekliyordur.
Orhan: Tüm kelimeleri söylenttin değil mi?
Kemal: Evet söyledim de umarım şu dediğin adam halledebilir.AKŞAM EVDE. KEMAL, ASU, ORHAN, MELTEM MUTFAKTA MASADA OTURMUŞ MASANIN ORTASINDA DURAN SESI DİNLİYORLARDIR.
[Mehmet'in sesiyle] Ani bir kararla vasiyetimi değiştirmeye karar verdim. Şirketi Kemal ve Orhan'a bırakıyorum.
Asu: AA Harika olmuş.
Meltem: Aferin size, şimdi tek yapmamız gereken ölmesini beklemek.
Orhan: Aslında işleri biraz hızlandırabiliriz.
Cebinden küçük bir şişe çıkarır.
Meltem: O-O NE?
Orhan: Suyun içine damlatıyorsunuz ve damarları tıkanıyor, çok yaşlı olduğu için şüphe de çekmez, ne dersiniz?
Kemal: Şuan ne planladığımızın farkındasın değil mi? Babamız o bizim.
Orhan: O bize küçüklüğümüzden beri hep kendi başımızın çaresine bakmamızı söylerdi. Ben de öyle yapıyorum, iş yerinde yükselmem gerekiyor bu yüzden önüme çıkanları eliyorum.
Asu: Ben yokum bu çok tehlikeli.
Meltem: Ben de yokum ama karşı da çıkmıyorum siz ikiniz ne istersiniz yapabilirsiniz.
Asu ve Meltem mutfaktan çıkarlar. Melek kapının hemen ardında yerde oyuncaklarıyla oyunuyordur.
Asu: Melek ne yapıyorsun sen burada?
Melek: Oyun oynuyorum.
Meltem: Peki herhangi bir şey duydun mu?
Melek: Ne hakkında?
Asu: Tamam kızım sen devam et.SORGU ODASI
M: Devamını dinlemedim ama o akşam dedem hastaneye kaldırıldı, orada da hayatını kaybetti yani onlar yaptılar.
K: Tamam Melek, teşekkürler. Peki bunlar senin için zor olmadı mı?
M: Hayır, yani biraz korkmuştum aslında, geceleri uyuyamadım, anneme ve babama bir daha güvenemedim, beni de öldürmelerinden korktum, bir de biraz paranoyaklaştım ama hepsi bu kadar.
Komiser üzgünce Melek'e bakmaktadır.
M: Bana acıma lütfen, çocukluğum zor geçmiş olabilir ama şuan gayet iyi durumdayım. [Elliyle baştan aşağı kendini gösteriri]
K: Neyse tamam, Nehir'i görmeye gidebilirsin.
M: Sonunda!ERTESİ GÜN
Komiser sorgu odasına girer
Komiser: Deden hakkında olan ifadeni imzalarsan artık gidebilirsin.
Melek: Beklesem mi acaba biraz?
İkisi de gülümserler
Komiser: Nehir'i konuşturmaya yardım ettiğin için teşekkürler.
Melek: Ne demek, sonunda bunu bensiz yapmayacağını kabul ettin demek?
Komiser gülümseyerek: Sensiz de yapardım, sadece biraz daha uzun sürerdi. Bu arada ailen konusunda endişelenme sana artık 400 metreden fazla yaklaşamazlar.
Melek: Endişelenmiyorum, ben başımın çaresine bakabilirim.
Melek imzayı atar ve ayağa kalkar. Komiser'le karşı karşıya bir süre beklerler.
Melek: Bi veda da mı etmeyeceksin? [Komiser'e sarılır]
Komiser: Yardımların için sağol.
[Ayrıırlar]
Melek: Belki de bu beni son görüşün olmaz.
Komiser sorar şekilde bakar
Melek: Polis olup burada çalışmaya başlasam ne güzel olur değil mi? Tam burnunun dibinde.
Gülerler
Komiser: Hoşçakal Melek
Melek: Hoşçakal komiserim.Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bebek Evi
Mystery / ThrillerAilenin en küçük üyesi olan Melek bildiği bütün sırları açıklamaya karar verir.