EVLİLİK VE BERABERİNDE GELEN SORUNLAR

102 6 7
                                    

Selam! Öncelikle ben Casey. Wattpaddeki wolfstar hikayelerinin hep birbirini tekrar ettiğini, farklı konular işlenen ficlerin çok olmadığını fark ettim ve yürek yedim sanırım; yine sihirli evrende geçen ama olayların farklı ilerlediği bir kurgu yazmak istedim. Bu benim ilk hikayem gözüme çarptıkça kusurlarımı düzeltmeye çalışıyorum, ama yine de gözünüze batan bir şey olursa paylaşmaktan çekinmeyin lütfen. Kurgu küfür, kan, şiddet ve cinsellik şakaları içeriyor. Hikaye tamamen ilişki üzerine kurulmayacak, gizemli ögeler bulunduracak; haberiniz olsun. Okurken bol bol yorum bırakmayı ve hikayeyi oylamayı unutmayın. İyi okumalar herkese!

Soğuk ve yağmurlu bir Londra gününde büyücüler evlerinde kalmayı tercih etmiş; dışarı çıkanların da önemli işleri olsa gerek, hızlı adımlarla gidecekleri yerlere yetişmeye çalışıyorlardı. O sırada Domuz Kafası'nın kapısı usulca açıldı, içeriye siyah saçlı, iyi görünümlü bir adam girdi. Bar taburesine kendini kurulamadan bıraktı, bir tane ateşviskisi istedi. Aklının dopdolu olduğu bir bakışta anlaşılıyordu. Barmen hiç laf etmeden içkisini getirip masaları temizleme işine geri döndü.

Sirius Black'in birden fazla sorunu vardı. Birincisi, en yakın arkadaşı yıllardır peşinde dolandığı kızla evleniyordu. İkincisi, James-en yakın arkadaşı- kendisinden sağdıcı olmasını istiyordu. Üçüncüsü, kendisinden hoşlandığı açıkça belli olan nedimeyle dans etmesi gerekiyordu. Bu kadar olay yetmezmiş gibi şimdi de içinde halledemediği bir sorunu vardı. James bütün bu evlilik işine kafayı fena halde takmıştı, ve Sirius'un en başından beri aklına gelip duran "Evlilikten sonra James ile aramız açılacak." Düşüncesi su yüzüne çıkmış; bir türlü ona rahat vermiyordu. Ne zaman beyefendiyle konuşmaya, onunla buluşma ayarlamaya çalışsa James her seferinde düğünü bahane ediyor "Daha sonra konuşuruz Siri, kaçmıyorum ya." Diyor ancak hiçbir zaman geri dönüş yapmıyordu. Sirius ise bu duruma fena halde bozulmuştu, öyle ki artık ağrına gidiyordu. Birileriyle konuşması, içini dökmesi lazımdı. O sırada kibar bir ses " Bardağınız boşalmış, istiyorsanız yenisini getirebilirim." Dedi. Sirius kafasını kaldırıp karşısındaki adama baktı. Yüzü ve elleri beyazlaşmış yara izleriyle doluydu, küllü kumral saçlı, yeşil gözlüydü. Kendine has bir güzelliği vardı. "Teşekkürler, çok iyi olur." Diye cevap vermesiyle birlikte çocuk bardağına yeniden ateşviskisi doldurdu. Islak bardakları bir bezle silerken "Düşünceli görünüyorsun, nedenini sormamda bir sakınca var mı?" Diye kayıtsızca sordu. Sirius "Adamın muhtemelen işinin bir parçası bu, gelen giden kafası bozuk yabancıları dinliyormuş gibi yapıp deşarj olmalarını sağlıyor." Şeklinde düşündü; daha sonra da olayları çok fazla derine girmeden, isim vermeyerek anlatmaya başladı. James'le yakın geçmişe kadar kardeş gibi olduklarını, ancak bütün bu düğün olayının her şeyi alt üst ettiğini...

Konuşması bitince hafiften çakırkeyifti,
Kumral ise işini tamamlamış, tezgahın karşısından Sirius'u dikkatle dinliyordu. Anlatacaklarının bittiğini fark edince "Bence çok da üstüne gitmeden bu konuyu kendisiyle konuşmalısın, zaten dediğin kadar yakınsanız her şey yakında hallolur. Bildiğim kadarıyla erkekler düğüne hazırlık aşamasında aşırı gergin oluyormuş, bu süreçte arkadaşının içine kapanması normal." Diyerek tavsiye verdi. Sirius hem kanında gezinen alkolün hem de sıkıntılarını anlatmış olmasının vurdumduymazlığıyla Kumral'a katıldı. Saate baktığındaysa vaktin geç olduğunu fark edip gitmesi gerektiğiyle ilgili şeyler mırıldandı. Cüzdanından içtiği miktarın fazlasını içeren bir parayı çıkarttı, "Üstü kalsın." Dedi. Kapıdan çıkmadan iyi akşamlar dilemeyi unutmadı, daha sonrasında buz gibi bir Londra ile tekrardan yüzleşti.

Yolda yürürken Kumral bir türlü aklından çıkmıyordu. Kendisini dinlerkenki ilgisi, başka müşteriler geldiğinde mahçup bir şekilde bakıp onların siparişlerini hazır eder etmez Sirius'un yanına gelişi, suratındaki yaralardan pek fark edilmeyen takımyıldızı şeklinde çilleri... "Belki sonra tekrardan Domuz Kafası'na gider ona da bir içki ısmarlarım." Şeklinde düşünürken bir anda kafasına adama hiç ismini sormamış olduğu gerçeği dank etti.

The Most Beautiful CoincidenceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin