🍂; ❝𝐧𝐞𝐰𝐛𝐨𝐫𝐧❞

1.9K 149 26
                                    

"newborn"

Jeongguk, yeni doğan bebeğinin ağlama sesleriyle uyandığında saat sabahın dört buçuğuydu. Jimin'in biraz daha uyuyabilmesi için hızla ayağa kalktı ve beşikte yatan bebeğini kucağına aldı. Babasının kokusunu almasıyla ağlaması biraz dururken Jeongguk onun neden uyandığını anlamaya çalışıyordu.

Aç olabileceğini düşünmüyordu, daha bir saat önce mamasını yedirmişlerdi. Altını kontrol etti ama altının da temiz olduğunu görünce kaşlarını kaldırdı. Daha sonra gazı olabileceği aklına geldiğinde, oğlunu omzuna yatırdı ve elini masaj yaparak sırtında gezdirmeye başladı. Birkaç dakikanın ardından oğlundan gaz çıkartma sesi gelmediğinde, "Sanırım sadece canı sıkıldı." diye düşünerek, oğlunun uyuyabilmesi için sessizce odada gezinmeye başladı.

Ama Jeon Hyunwoo, babasına ihanet ederek açık tutmakta zorlandığı gözlerini odada gezdirmeye başlamıştı. Jeongguk başını çevirdiğinde, oğlunun yerinde duramayan kafasıyla karşısına baktığını gördüğünde iç çekti. Uykusu olduğu için gözleri kapanırken, oğlunun gözleri onun tam tersine açıktı.

Jeongguk yorgun bir şekilde kucağındaki oğluyla beraber yatağın içine girdi ve örtüyü üzerlerine çekti. Gözleri, her zaman olduğu gibi uyuyan Jimin'i bulduğunda yüzünde minik bir gülümseme belirmişti. Bir melekle evlendiğini düşündü Jeongguk, hatta daha fazlası.

Jimin'i izlemeye daldığında karanlık yerini aydınlığa bırakmaya başlıyordu. Dayanamayarak elini Jimin'in yüzüne çıkarttı, aralarındaki oğullarına dikkat ederek. Hamilelik kilolarının birazını atamadığından hâlâ tombul olan yanaklara baktı. Fazlasıyla sevimli duruyorlardı. Jeongguk, eşinin yanaklarına uzun öpücükler bırakmak istedi ama yorgun olduğunu bildiğinden uyumasına izin verdi. Hamilelik ve doğum yapmak onu çok yormuştu.

Neyse ki oğulları o kadar yaramaz değildi. Şu bir haftada ne geceleri ne de gündüzleri anne ve babasını zorlamamıştı. Pek ağlamıyor, çoğunlukla uyumayı tercih ediyordu. Bu duruma endişelendikleri için dün gittikleri doktor randevularında bundan bahsettiklerinde, bir sorun olmadığını duymak onları rahatlatmıştı.

Sabah güneşi tüm parlaklığıyla yerini alırken, Jeongguk eşi Jimin'i izleyerek uyuyakalmıştı. Aralarındaki minik beden, iki yandan aldığı anne ve babasının kokusuyla uykusunda gülümsüyordu ama ikisinin de bundan haberi olmadı.

Jimin gözlerini açıp etrafına bakındığında, etrafa bakınmaya çalışan oğlunu yanında gördüğünde fazlasıyla şaşırmıştı. Yatmadan önce oğlunun beşikte olduğunu hatırlıyordu. Daha sonrasında onu Jeongguk'un getirmiş olabileceğini düşündü. Yüzünden minnettar bir gülümseme yer edinirken, dikiş yerine dikkat ederek eşinin üzerine eğildi ve yanağına minik bir öpücük bıraktı. Öpücüğü hissetmediğine göre geç uyumuş olmalıydı, gece bebeğinin uyandığını düşündü.

Jeongguk'a ne kadar teşekkür edebilirdi bilmiyordu. Jimin'in konforu için elinden geldiğinin çok daha fazlasını yapmıştı. Jimin'in kalbi, düşündükleriyle beraber kıpır kıpır oldu. Eşine çok aşıktı.

Daha sonra bebeğinin aç olabileceğini düşündü ama önce altını kontrol etmesi gerekiyordu. Zıbının alt çıt çıtını açtı ve bezin kenarına parmağıyla hafifçe baskı yaparak kontrol etti. Oğlunun altını pislettiğini gördüğünde sahte bir sinirle oğluna kızdı.

"Çok pis bir çocuk oldun sen. Babana çektiğin için mi böyle oldun? Annene çeksen çok temiz bir çocuk olurdun." kıkırdayarak oğlunun bacaklarını tuttu ve üzerine eğilerek yanaklarına tüy hafifliğinde öpücükler bıraktı.

Bezin oğlunun minik poposuna yapışmamasına dikkat ederek oğlunu kucakladı ve alt değiştirme bezinin bulunduğu dolaba doğru ilerledi. Jimin, bebeğinin daha küçücükken başka odada yatmasını istemediği için çoğu eşyası yatak odalarındaydı. Jeongguk bunu sorun etmedi, oğlunun gözü önünde olması iyiydi. (böyle dolap dediğim şey, anlatamayacağım şu an en alta fotoğraf koyarım.)

Oğlunu, alt değiştirme bezine yatırdı ve üzerindeki zıbını çıkarttı. Hava, yaz olduğu için sıcaktı ve oğlu biraz terlemişti. Oğlunun çıplak göğsüne minik bir öpücük bıraktı. Ter kokusu burnuna dolduğunda aklına bugün Jeongguk'la bebeklerini yıkamaları gerektiğini kazıdı. Bebeğini yatırdığı dolabın en üst çekmecesini açarak içinden bez, ıslak mendil, pudra ve gerekli kremleri çıkarttı. Oğlunun poposunun kızarmasını istemezdi.

Hızla oğlunun altındaki bezi açtı ve kirli kısımları temizleyerek, gerekli kremleri yavaşça sürdü. Pudrasını da dökerek yeni bezini taktı. Kirli şeyleri bir arada toplayarak sonradan atmak için dolabın üzerinde bıraktı ve çıkarttığı kremler ile pudrayı çekmeceye geri koydu. İkinci çekmeceden oğlu için yeni bir çıt çıtlı kısa badi çıkartarak oğluna giydirdi. Hava çok sıcak olduğu için ince şeyler giydirmek istemişti.

Terlediği için tişörtünü çıkarttı ve oğlununkini de alarak dolabın yanında duran kirli sepetine attı. Hyunwoo doğduktan sonra odanın içine almışlardı.

Oğlunu kucaklayarak omzuna yatırdı ve masanın üzerine bıraktığı kirli şeyleri alarak banyonun içindeki çöpe attı. Odaya geri döndüğünde, eşi sıcaktan terlemesin diye camları açtı ve odadan çıktı.

Jimin mutfağa doğru adımlarken, Jeongguk açılan perdeden yansıyan güneş ışınları yüzünden rahatsız olmuş ve üzerindeki tişörtü çıkartarak Jimin'in yattığı kısma ilerletmişti bedenini. Burnuna eşinin kokusu dolarken memnun bir şekilde gülümsemiş ve eşinin yastığına daha çok sarılmıştı.

Jimin mutfağa girdiğinde, bahçeye açılan kapıyı sonuna kadar açıp içeriye hava girmesini sağlamıştı. Tezgahın üzerinde duran mama kabını alarak gerekli miktarı biberonun içine koymuştu. Aldıkları organik sütü ılıştırarak biberondaki mamanın üzerine dökmüştü. Biberonu tek eliyle kapatarak eline almış ve mamanın karışması için sallamaya başlamıştı. Mama karıştığında iç bileğine dökerek ısısını kontrol etmiş, daha sonra bebeğiyle bahçeye çıkmıştı.

Bahçede, yerde duran örtünün üzerine oturmuş ve bebeğini tek koluma yatırmıştı. Biberonunu, babası gibi ince olan dudaklara yasladığında, bebeği hiç bekletmeden biberonu kabul etmişti. Kıkırdayarak bebeğinin biberonundan mamasını yemesini izlerken fazlasıyla mutluydu Jimin.

Oğlu mamasını bitirdiğinde biberonu örtünün üzerine bıraktı ve oğlunu omzuna yatırdı. Sırtını ovalayarak bebeğinin gazını çıkartmasını bekledi. Beklediği sesi oğlundan duyduğunda gülümseyerek oğlunun ufak saçları arasına minik bir öpücük bıraktı. Jimin, minik bedeni örtünün üzerine yatırarak yeni doymuş bebeğini sevmeye başladı.

O sırada Jeongguk, eşini ve sabaha doğru aralarına yatırdığı bebeklerini yatakta hissetmeyince gözlerini açmıştı. Yorgun bakışlarını etrafta gezdirdiğinde Jimin'in yastığına sarıldığını fark etti. Eşinin güzel kokusu burnuna dolduğunda eşini özlediği için sızlanarak doğruldu. Yumruk yaptığı elleriyle gözlerini ovuşturdu ve esneyerek odadan çıktı.

Aşağı kata indiğinde eşini ve oğlunu etrafta bulamayınca kaşlarını çattı. Sonra bahçeden gelen sesleri fark ettiğinde adımlarını bahçeye doğru yöneltti.

Bahçeye ulaştığında örtünün üzerindeki minik bedenleri gördüğünde gülümseyerek göğsünü kaşıdı. Jimin'in arkasına geçerek kollarını beline sardı ve dudaklarını eşinin sırtına bastırdı. Jimin, onun kokusunu beş metre öteden bile tanıdığından korkmamıştı. Eşinin öpücükleriyle kıkırdamış, oğlunu kucaklayarak doğrulmuştu.

Jeongguk'a dönüp dudaklarına uzun öpücükler bıraktıktan sonra oğluyla beraber örtünün üzerine uzanmıştı. Jeongguk da onu taklit ederek yanlarına uzandığında, bebekleri ağlayasıya kadar mutlu bir şekilde bebekleriyle oynamışlardı.


HELLO BEN GELDİMMMMMM <333

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 30, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ChanelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin