Sahil: Fırat, Fırat, Fırat.
Sahil: Her iki kelimenden biri Fırat.
Sahil: Sen mi Fırat'a aşıksın ben mi anlamıyorum.
Sahil: Normalde senin Fırat'tan nefret edip adını ağzına almaman gerekiyordu.
Sahil: Ve canımı acıtmaman.Deniz: Neden ki? Fırat'ı hayatının merkezine yerleştiren sensin.
Deniz: Ben adını söyleyince mi canın acıyor?
Deniz: Her neyse ölmüş bir adamın arkasından onu kötüleyecek ve kıskanacak değilim.
Deniz: Benimde senin beni görmemezlikten gelmen canımı acıtıyor.
Deniz: Ben lafını ediyor muyum?Sahil: Hah! Tersinden falan mı kalktın kardeşim?
Sahil: Görmemezlikten gelmem tanımıyor olduğum için de olabilir mi acaba?Deniz: İkimizde tersimizden kalkmışız sanırım.
Deniz: Ayrıca kardeşim deme lazım olur.
Deniz: Ve tanıyorsun ama görmüyorsun.Sahil: Göster o zaman kendini Deniz.
Deniz: O işler öyle olmuyor işte.
Deniz: Ben kendimi gösterdikten sonra beni sevmenin ne anlamı var?
Deniz: Beni görmeden sev istiyorum.Sahil: Birini görmeden nasıl seveyim kardeşim.
Sahil: Seni sevebileceğimden çok eminsin bakıyorum da.Deniz: Sevemez misin?
Sahil: Üzgünüm ama sevemem..
(21:33, Görüldü✔)*1 hafta sonra*
Elimdeki kalemle oynamayı bırakıp gözlerimi odamın camına çevirdim. Kar yağıyordu ve çok güzel görünüyordu ama dışarı çıkıp da en sevdiğim şeyi, kar altında yürümeyi canım hiç istemiyordu.
Moralim oldukça bozuktu. Kendimi suçlu hissediyordum. Deniz'i ne kadar tanımasam da onun adına üzülmüştüm. Kendini asla sevemeyecek birine karşı ümit besliyordu. Evet onu sevemezdim çünkü bu çok aptalcaydı. Fırat'ı daha 8 ay önce kaybetmiştim ve onu canımdan çok severken ona ihanet edemezdim.
Onunla yaklaşık 2 yıldır ilişkimiz vardı. O kazadan sonra toparlayamamıştım, tam toparlayacağım derken de Deniz çıkmıştı.
Yutkunup telefonumu elime aldım. Onu engellemekten başka çarem yoktu. Profiline tıklayıp son görülmesine baktım. O günden sonra hiç girmemişti, büyük ihtimalle ikinci hattıydı bu numara. Gözlerimi sımsıkı kapatıp açtım ve kişiyi engelle tuşuna bastım.
*Deniz kişisini engellediniz.*
Telefonumu masamın üzerine bırakıp ayağa kalktım. Üstümü başımı düzeltip salona yönlendim.
DENİZ'DEN
Telefonuma gelen bildirimle sertçe yutkunmaya çalıştım.
Engellemişti.
Gözlerim dolu dolu ekrana bakmayı bırakıp telefonu yatağın karşısındaki koltuğa fırlattım. Olmamıştı. Zaten ne zaman ne olmuştu ki. Beni sevmeyeceğini, sevemeyeceğini biliyordum ama bu kadar erken bitmesi beklediğim bir şey değildi.
Aslında salaklık bendeydi. Kardeşimin aklına uyup yazmıştım ona. Kim anonimden yazan kişiyi severdi ki. Üstelik 2 yıllık sevgilisini 8 ay önce kaybetmişken.
Yazıştığımız mesajlara baktım. Güldüm bu salak halime. İnanmıştım bir miktar, Sahil düştüm falan deyince ya da inat yapınca.
Odamın kapısının tıklatılmasıyla gözlerimi sertçe sildim. Gelen ikizim Ege'ydi. Onun da her şeyden haberi vardı ve en az benim kadar üzgündü. Somurtarak yanıma geldi.
'Şu kız için ağlama demek isterdim ama senin sevgini ikizin olarak en derinden hissettiğim için bir şey diyemiyorum.' dedi.
Hiçbir şey demeden baktım ona. Yüzü ağlamaklı sahte bir ifadeye büründü.
'Ya yeter sana başka kız mı yok kardeşim?'
**
Geceniz iyi olsun'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gel Denizimde Sahil Ol | Yarı Texting
Roman pour AdolescentsTadımlık kısa hikaye. 05*********: Gel denizimde sahil ol. 05*********: Birlikte kumsal olup güneşlere açılalım. Sahil: What dedin cavam? Sahil: Hem o gel sahilime deniz ol değil miydi?